Bu yıl sonbahar bir garip yaşanıyor. Doğa da dünya da şaşırmış gibi. Yağmurlar geç geldi. Ağaçların sararan yaprakları kırmızıya her zamankinden geç dönüştü. Barış güvercini zeytin dalını uzatmakta geç kalıyor.
Kasımın ikinci haftasında Ada evini kapatıp şehre döndük. Oysa etraf sakinlemiş, uzun kuyruklarda bekleştiğimiz taksiler bu kez boş boş müşteri bekliyor. En güzeli ise sokaklarda ‘Türkçe’ duyulmaya başlandı. Yaz boyunca komşu ülkelerden gelen turistlerin konuştuğu farklı lehçelerle bir an nerede yaşadığımızı unutur olmuştuk.
↔↔↔
Ekim sonunda Ada yerlisi haklı bir gururu paylaştı. Türkiye Yayıncılar Birliği, Büyükada İksidas Kitabevini TÜYAP’ta ‘2023 Kitabevi Emek Ödülü’ ile onurlandırdı. Büyükada Vapur İskelesi çıkışındaki İksidas bir asrı geçen süreyle özverili biçimde yürüttüğü kitapçılık mesleği ile kent kültürüne ve yayıncılığa yaptığı katkılardan ötürü ödüle layık görüldü.
1917’de Nikolas İksidas dükkânı şimdiki Mado’nun bulunduğu yerde eczane olarak açmış. Bir süre sonra mekânın rutubetli oluşu ilaçlara zarar verebileceğinden eczaneyi kapatıp karşı köşede kitapçı dükkânını açmış. Aynı zamanda Ada’nın ilk gazete bayi idi İksidas.
Mihail Paşa 43 yıldır mekânın üçüncü kuşak temsilcisi. Orası Adalılar için sadece bir kitapçı değil. Güvenin, güler yüzün, ayaküstü sohbetlerinin bir birleşimi. Dükkân zemininin mermer taşları birçok ünlünün ayak izini taşıyor. Ne mutlu bizlere, ne mutlu yaşatanlara.
Emek Ödülü’nün Cumhuriyet’in 100. Yıl etkinliklerine denk gelmesi ise ayrıca anlamlı.
↔↔↔
Bayramlar küçük yerlerde daha coşkulu yaşanır/kutlanır. Ada’da bayraklar Cumhuriyet Bayramı öncesinden 10 Kasım sonrasına kadar asılı kaldı. Çarşı içinde bitişik dükkânlardaki bayraklar sıradanlığı bir anda yok etti. Bir o kadar etkileyici olan ise mikrofonlardan yayılan, ‘Parla’ Marşı’nın insanlarda yarattığı coşkuydu.
Cumhuriyet’in 100. yılı için kaleme alınan ‘Parla’ 10. Yıl Marşı’ndan sonra en akılda kalan marş olarak dinlenmeye devam edecek.
Kitleleri kısa sürede içine alan marş asıl adı Ender Eroğlu olan Norm Ender’in eseri. Ender, İzmirli bir rap sanatçısı… Henüz 28 yaşında. Akademik bir müzik eğitimi almamasına rağmen eriştiği başarı ve altyapıyı merak ettiğimden kendisiyle yapılan birçok söyleşiyi dinledim. “Marş yapmak çocukluk hayalimdi” diyen Norm Ender’in Fatih Altaylı ile 10 Kasım’da gerçekleştirdiği sohbet özellikle ilgimi çekti. (YouTube’dan izlemenizi öneririm). Ender, marşın söz ve müziğinin ardından düzenlemesinden, koro şefi Cesur Özdemir’e, koristlere, mix ve ‘master’ını yapan Utku Ünsal’a, klibi hazırlayan Elif Demirel’e kadar işinde başarılı olan birçok insanın kolektif çalışması olduğunu söyledi. “Projede herkes en azından benim kadar heyecanlıydı” diyen sanatçı, “Söz konusu çalışmayı bir sponsor desteğiyle yapmadım, en iyiler bir araya geldi ve bir düş gerçekleşti” dedi.
Altaylı’nın “100. Yıl Marşı büyük bir başarı. Her yerde, her ortamda duyulan bir yapıt. Bunun için devlet büyüklerinden, belediyelerden vs. bir tebrik mesajı, bir övgü aldın mı?” sorusuna, yaşından daha olgun bir kişiliği olan Norm Ender, “Programları çok yoğundu herhalde” diye yanıt verdi. Teşekkürler Norm Ender. Başarı her zaman takdir gerektirmez.
Sağlıkla kalın.