Siyaset, din kadar yorum yapmaktan çekindiğim bir konudur. Din hakkında gerçek bilgiye hâkim değilseniz karşınızdakini yanlış yönlendirme olasılığı çok fazladır. Siyasette iki tarafın gerçeklerini görmez, tek yönlü yorum yaparsanız kitleleri galeyana sürükleyebilirsiniz. Bu nedenle bilgi açısından donanımlı olsak da altında yatan gerçeği ancak yıllar sonra öğrenebileceğimiz, üstüme kirli bir elbise yapışmış duygusu uyandıran politik konular yerine, daha gerçekçi bulduğum sosyal içerikli yazılar yazmak tercihimdir.
***
Yine de…
Geçtiğimiz hafta efsanevi siyasetçi Henry Kissinger’in vefatı, dün, bugün, hatta yarın barışa giden yolun ne kadar inişli, çıkışlı olduğunu anımsattı. Çocuk yaşta ailesiyle Nazi Almanya’sından kaçıp ABD’ye giden Kissinger, diplomasi tarihine yön veren isimlerin başında gelir.
Bazı fotoğraflar vardır; hiç silinmez, hep akılda kalır. Vietnam sorununu çözümlemedeki katkılarından dolayı Kissinger 1973’te Nobel Barış Ödülü’nü aldı. Oysa hafızamdan hiç silinmeyen fotoğraf, ABD’yi ziyarete gelen Golda Meir ile Kissinger’in birlikte olduğu karedir. İki siyasetçinin o günkü sohbetlerinde Kissinger’in, “Önce Amerikalıyım, dışişleri bakanıyım, en son da Yahudi’yim” sözlerine Golda Meir’in yanıtı unutulmazlar arasındadır.
ABD Dışişleri Bakanı birkaç yıl sonra Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat ve İsrail Başbakanı Menahem Begin ile Ortadoğu barışı için yoğun çaba gösterdi.
***
Barış hiçbir dönemde kolay gelmedi. Sedat ve Begin 1978’de Mısır-İsrail birlikteliği için attıkları adımlarla Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldüler. Bir yıl sonra, ABD Başkanı Jimmy Carter’ın da gayretleriyle bir barış metni üzerinde anlaşmaya varılarak Camp David Antlaşması imzalandı. Sonuçtan ‘birileri’ rahatsız oldu. Sedat 1981’de Cihad örgütü tarafından düzenlenen suikastla öldürüldü.
***
Zeytin dalı Antik Yunan’dan Gılgamış Destanı’na, üç büyük dinin kutsal kitaplarına kadar birçok kaynakta yer alır. En eski rivayet ise Büyük Tufan’a dayanır. Nuh Peygamber tufanın şiddetinin azaldığını fark ettiğinde dünyada yaşamın başlayıp başlamadığını anlamak için yeryüzüne beyaz bir güvercin gönderir. Uzun süre sonra güvercin ağzında zeytin dalıyla geri gelir. Böylelikle suların çekildiği ve tufanın son bulduğu anlaşılır. Bu nedenle ağzında zeytin dalı tutan güvercin, umudun ve barışın simgesi olarak kabul edilir.
Barışa ramak kalmışken, ekim ayında Ortadoğu’da hava tekrar karardı. ‘Birileri’ yeni yapılanmadan rahatsız olmuştu. Ne yazık ki bu ‘birileri’ hep var olacak. Dünya düzeni düzensizlik üstüne kurulu sanki…
***
Hanuka bir varoluş öyküsüdür. 7 Aralık Perşembe gecesi hanukiyanın ilk mumu evlerimizi aydınlatacak. Işıklar Bayramı olarak da bilinen Hanuka’da sekiz günde toplam 36 mum yakılır. Her sayının ayrı bir simgesi vardır1. Aydınlanmayı ve umudu beraberinde getiren bu bayramın bir kez daha dünya barışına ışık tutmasını diliyorum.
‘Sevinirken sevindirmek’ her dinin temelinde olan bir kavram. Bu vesileyle imkanları iyileştirmek, kişilerin mutlu hissetmelerini sağlamak için oluşturulan YAD Matan Baseter bu sene de ‘Bir ayakkabı deyip geçme; iyilik senin elinde’ kampanyası başlattı. Hediye etmek istediğimiz ayakkabı adedini kurumun (0530) 413 69 20 numaralı destek hattına bildirirken, daha fazla insanı sevindireceğiz.
Sağlıkla kalın.
---
1 Şalom 29 Kasım 2023, Kavram sayfası / Gila Erbeş
