Sümerolog, bilim insanı, tarihçi Prof. Muazzez İlmiye Çığ ile yapılan bir söyleşide profesör, “109 yaşında olduğumu düşündükçe şaşkına dönüyorum(…) Kendimle ilgili değil ama etrafımda olup bitenler beni çok üzüyor. Çocuklarım, torunlarım için kaygılanıyorum” diyordu.
Kaygı günümüzün ortak paydası… Savaşlar, ekonomi, zorlayan koşullar ve daha birçok etken zihin yorgunluğunu beraberinde getiriyor. Karamsarlıktan uzaklaşıp farklı boyutta ilgi alanlarına odaklanmak dengeyi korumak için önemli. Bu bağlamda şehirde gerek özel sektör gerekse devlete bağlı kuruluşlarda sergi, konser, müze gibi yerlerin etkinliklerini takip etmek seçeneklerden biri.
Beşiktaş Resim Heykel Müzesi restore edilip tümüyle yenilendi. Eserler ayrı ayrı odalarda sergilendiğinden yorulmadan izlemek için ideal. Mekânın içinde denize bakan çay salonu geçmişi günümüze taşıyor. Bahar ve yaz aylarında müzenin bahçesinde soluklanmak bir keyif. Aynı güzergâhta bulunan Deniz Müzesiyle günü geçirebilirsiniz. İçerisi eskiye oranla hayli değişti.
Son olarak Tophane-i Amire’de ziyaret ettiğim Beymen’in projesi ‘Golden Opulence’ (Büyüleyici Sentez) Sergisi ile Galataport’ta Borusan Kocabıyık Vakfı’nın ‘Cumhuriyet’in Yüzü’ (A Vision to Shape the Future) başlıklı sergiler 2023’e damgasını vurdu. Beymen’in sergisi -eğer uzatılmazsa- 12 Aralık’a, Borusan’ınki ise 3 Mart’a kadar devam edecek.
Bir sergiye gittiğimde eserler kadar düzenlemesine, tasarımına, yerleştirilişine de dikkat etmeye özen gösteririm. Kıyafetlerin yanı sıra Lucien Arkas arşivinden Agop Kapucuyan’ın ipek üzeri metal iplikli ‘Kumkapı’ halısı ve Sevan Bıçakçı’nın ters gravür tekniği ile tasarladığı ‘Golden Blossom’ kolyesi favori parçalarım arasındaydı. En kalıcı eser ise koleksiyon değerinde kitaplara imza atan Assouline’nin yayınladığı olağanüstü sergi kataloğu oldu. Beymen’in 50. kuruluş yılını sıradan bir kutlama yerine iki yıllık araştırma sonucu oluşan projeyi toplumla paylaşarak kutlaması takdire değer.
Galataport’ta küratörlüğünü İzzeddin Çalışlar’ın üstlendiği ‘Cumhuriyet’in Yüzü: Kültür Devriminden İzler’ sergisi Borusan Contemporary’nin de katkılarıyla, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet’in ilanı sonrasında yaşananları kültür ve sanat üzerinden anlatıyor. Her yaş kesimine hitap eden sergi Galataport 02 Binasında pazartesileri hariç her gün 11.00-20.00 arasında açık. Biz sergiyi vakfın genç, güler yüzlü rehberlerinden biriyle (ücretsiz) gezdik. Çok daha anlamlı oluyor.
↔↔↔
Beyoğlu’nun dar sokaklarının biri olan Serdar-ı Ekrem’de ağaçlar arasında, neredeyse kaybolan Kırım Kilisesi küçük bir vaha gibi. Hafta sonlarında gerçekleşen Barok müzik konserleri, tarihi orgun da elden geçmesiyle müzikseverlerin gittiği bir mekân olmayı sürdürüyor. Değişik yüzler, değişik bir ortam nefes almayı kolaylaştırıyor.
Pera Palas’ta doğal akustiği ile İstanbul’un en özel salonlarından biri olan Grand Pera’da yedi yıldır hafta sonları sabah 11.00’de klasik müzik konserleri devam ediyor. Takipçisi olan sanatseverler için farklı bilet uygulaması geçerli. Önümüzdeki yılın programına göz atmakta yarar var. Konser sonrası otelin pastanesinde kahve içip dostlarla sohbeti uzatabilirsiniz.
↔↔↔
Yapı Kredi Yayınları ilgi alanım iki kitap yayınladı. Biri İpek Çalışlar’ın kaleme aldığı ‘Sabiha/Hanedandan Bir Sultan’, diğer Büke Uras’ın yazdığı ‘Büyükada-Moris Danon Koleksiyonu’. Kitabevi anlayışı da değişim gösteriyor. İki-üç katlı mekânlar satış bölümünün yanı sıra okur severlerin oturup istediği kadar vakit geçireceği sessiz bir ortam yaratıyor. Kahvenizi yanınıza alıp huzurlu bir gün geçirebilirsiniz.
↔↔↔
Beşiktaş’tan Üsküdar motoru, ardından Şehir Hatları’nın Boğaz ring seferiyle gezinmek, güneşli kış günleri için bir fırsat. Herhangi bir iskelede inip, yürüyüş yapabilir, istediğiniz zaman tekrar aynı vapurla dönebilirsiniz. Temiz hava ve iyot kokusu iyi gelecektir.
Sadece önerdim, seçim sizin.
Sağlıkla kalın.
