Hanuka kutlaması hakkında sorulan en meşhur soru şüphesiz Bet Yosef'in Hanuka'nın neden sekiz günlük bir kutlama olarak belirlendiğine dair sorudur. Gemara'ya göre, saf yağla dolu tek sürahi, menoranın kandillerini bir gün boyunca ayakta tutacak kadar yağ içerir ancak sekiz gün yanar. Bu durumda ilk gün bir mucize değildir çünkü zaten bir güne yetecek kadar yağ vardır. Bu soruya yanıt verebilecek birçok seçenekten birkaçına bakmaya çalışalım.
Gemara Masehet Taanit 25’e göre Rabi Hanina ben Dosa kızının üzgün olduğunu ve devamlı önüne baktığını görür. Bunun nedenini sorunca da kızı kandile yağ yerine sirke döktüğünü söyler. Rabi Hanina endişelenmemesini çünkü ‘yağın yanması gerektiğini söyleyenin sirkenin de yanması gerektiğini söyleyeceğini’ öğretir. Kandiller de Şabat boyunca yanar.
Biz burada ‘mucize’ ile ‘doğa’ arasında hiç farkın olmadığını görürüz. Doğa’nın kendisi aslında mucizedir. Bir günlük yağın sekiz gün yetmesi elbette mucizedir. Ancak iki mikroskobik hücrenin bir araya gelerek on el ve ayak parmağı, beyni, kalbi ve diğer her şeyi olan bir bebek haline gelmesi daha az bir mucize sayılmaz. Gözlerimizin görmemizi sağlaması mucizevidir. Ağzımızdaki tat tomurcukları mucizevidir. Yaşamın kendisi aynı zamanda mucizedir. Bunun bilinciyle Hanuka’yı sekiz gün kutlarız.
Doğal mucizelerden söz ederken olay karşımıza iki şekilde çıkar. Birinden az önce söz etmiştik. Çiçeğin açması, devasa ağaçların yapraklarına suyun erişmesi, çocuğun konuşması ve daha bir sürü şey gibi. İkinci doğal mucize şekli ise Tanrı’nın getirdiği düzenlemelerle karşımıza çıkar. Hayatımızda olan birçok şey olasılık dışı olaylar dizisinin ürünüdür. Evlendiğimiz kişi, sahip olduğumuz arkadaşlar, sahip olduğumuz iş, yaşadığımız ev benzerleri gibi. Bu ikinci tür ‘doğal mucize’nin mükemmel bir örneği, her zaman Hanuka döneminde okunan Yosef'in öyküsüdür. Yosef, sonunda Firavun'un ikinci adamı olarak atanarak o dönemde dünyanın en güçlü ulusunun hükümdarı gibi olur. Böylece babasına ve kardeşlerine bakabilmiştir. Bu çok kolay gerçekleşmese de Tanrı’nın müdahalesinin olduğu açıktır. Hadi olaylar zincirine bir bakalım:
Babası onu çok sevdiğinden özel bir giysi yaptırır. Bu kardeşlerini kıskandırır. Rüyalar lider olduğunu gösterir ve kardeşleri buna kızar. Babası tarafından kardeşlerine bakmaya gönderilir. Kardeşleri onu öldürmek ister. Sonra bundan cayarlar, önce bir kuyuya atarlar sonra satarlar. Mısır’a gelen Yosef önce köle olur. Köle iken başarısı dikkat çeker. Potifar’ın eşi Yosef’i arzular. Yosef direnince iftiraya uğrar ve hapse atılır. Firavun’un yardımcılarının rüyalarını doğru yorumlar. Firavun mesajı olan garip rüyalar görür. Şarapçı birden bire nedense unuttuğu Yosef’i hatırlar. Yosef zindandan çıkar ve Paro’ya neredeyse bir manifesto sunar. Mısır’ı yedi yıllık bolluk döneminde tek buğday depolayan ülke haline getiren Yosef kıtlık yıllarında halkın aç kalmamasını sağlar. Yaakov’un oğulları Mısır’a buğday satın almaya gelirler. Yosef önce onlara katı davransa da sonunda aile bir araya gelir.
Adımların her biri zincirleme bir reaksiyon gibidir. Bunlardan biri eksik olsa istenen birleşmenin olması mümkün değildir. Olayların hiç biri doğanın düzenini bozacak bir mucize değildir ancak şüphesiz hepsi birlikte bir mucizenin olmazsa olmazıdır.
Midraş, Yaakov öldükten ve Yosef ve kardeşleri babalarını İsrael topraklarına gömmek için getirdikten sonra, Yosef'in atıldığı ve köle olarak satıldığı çukurun yanında durduğunu anlatır. Çukurun dışında durur, içine bakar ve onu kurtardığı için Tanrı'ya teşekkür ederek bir beraha okur.
Bu, hepimizin zaman zaman, özellikle de bize her şeyin gerçekten ‘mucizevi’ olduğunu hatırlatan bayram olan Hanuka'da yapmamız gerekendir. Hepimizin hayatında Yosef kadar olmasa da karmaşık zincirler olmuştur. Mesela evlenen herkes uzun bir olaylar zincirinden dolayı evlenir. İşi olan herkes, bir olaylar zinciri sayesinde bulunduğu yere gelmiştir. Sahip olduğumuz her şeyi kazanmamız için çok şey olması gerekiyordu. Sadece birkaç dakika düşünürsek, hayatımızın her yönünün ne kadar mucizevi olduğunu görebiliriz. Hanuka bu mucizeleri takdir etme ve bunlar için şükretme zamanıdır.