Ortamda bir gariplik var…

Mois GABAY Köşe Yazısı
13 Aralık 2023 Çarşamba

Geçtiğimiz akşam Türk futbolunda utanç dolu bir gece yaşadık. MKE Ankaragücü Kulübü Başkanı Faruk Koca'nın Çaykur Rizespor maçında Hakem Halil Umut Meler'e yumruklu saldırısı Türkiye'de olduğu kadar dünyada da büyük yankı uyandırdı.

Koca, 1-1 sona eren Çaykur Rizespor maçının ardından koşar adımlarla sahaya girip Meler’e yumruk attı. Yere düşen Meler’e Koca’nın yanındakiler tekme tokat saldırdı. Meler’in gözü morardı. İlgili takım başkanının siyasi geçmişi, bu hadsizliği gücünden mi bulmakta sorusunu akıllara getirirken bir kez daha Atatürk’ün spor ve sporcularla ilgili “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” sözünden özellikle futbolda ne kadar uzaklaştığımızı gördük.

Ne halkımızın ne de Türk futbolunun bunları haketmediğini belirten, Türkiye Futbol Federasyonu Mehmet Büyükekşi de “Bu saldırı Türk futbolu adına şanssız ve utanç duyulacak bir saldırıdır. Artık yeter diyoruz!” sözleriyle ortak dileklerimizi haykırdı.

Sizlere de ‘ortamda bir gariplik’ olduğu hissiyatı yerleşti mi? Gün geçmiyor ki, duyduğumuz bir haberde, “Yok artık” dediğimiz bir tepkide bu garipliği hissetmeyelim. Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud’un oğlu Muhammed Hasan Şeyh Mahmud, motosiklet sürücüsü Yunus Emre Göçer’e arkadan çarpıp ölümüne sebebiyet verip sonra kusur atfedildemen yurtdışına çıktığı iddiası akıllarda dolaşırken, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kaza sonrası olay yeri incelemesini ve ilk kusur değerlendirmesini yapan polis memurları hakkında adli soruşturma başlatıldığını belirtti.

Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu hafta başı il müdürlüklerine gönderdiği talimatla özel okullarda düzenlenecek sosyal etkinlikler konusunda uyarması, bakanlığın etkinliklerin ‘örf, adet ve geleneklere uygun olarak’ düzenlenmesi özel okullara bu bağlamda bir baskı mı uygulanıyor sorusunu akla getirdi.

Hamas’ın elindeki 120’yi aşkın rehinenin dönmemiş olması, bunun karşısında Güney Gazze’ye yönelen, gittikçe sertleşen savaş ortamı, çözümsüzlük, her akşam televizyonlara baktıkça insanlığımızı utandıran görüntüler barış umutlarını azaltırken, Filistin ve Gazze gündemi dört bir yandan neredeyse hedefini şaşmış özellikle ülkemiz medyasında ‘antisemitizm’ olarak evrilmiş durumda. Tarihçi Murat Bardakçı’nın “Hamas ne ise Kuvayı Milli’ye o’dur” diyen skandal sözleri, konuyu siyasi bir savaştan dinler, kültürler arası bir platforma taşımaya çalışanlara kadar çoğu konuda olduğu gibi kime ve neye tepki vermemiz gerektiğini şaşırmış vaziyetteyiz.

Ülkemiz tarihsel rolüyle bir taraftan masum insanların ölmemesi için tüm diplomatik yollarda en ön saflarda yer alması gerekirken, işte tam da bu dönemde devlet büyüklerimiz yüzyıllardır burada yaşayan farklı inanç mensuplarının bayramlarını kutlamalı ve mevcut durumla ilgilisi olmayan, müdahil olamayan bir avuç Türk Yahudisi eşit birer vatandaş olarak kendini güven ve huzurda hissetmelidir. Yaşananlara tepki vermek,barışı istemek kişinin Yahudi Müslüman Hristiyan olması ile ilgili değil insanlıkla ilgilidir. Barışın bir an evvel gelip, çocukların ölmediği bir dünyayı görebilmek dileğiyle!

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün