Toplumsal dayatmalarla harcanan 'Hayat'lar!

Zehra ÇENGİL Köşe Yazısı
20 Aralık 2023 Çarşamba

Usta yönetmen Zeki Demirkubuz’un "Hayatımda ilk defa bir filmim bu kadar çok salonda, memleketim Isparta dahil birçok şehirde gösteriliyor” cümleleriyle çocuksu bir heyecanla vizyonunu duyurduğu ‘Hayat’ isimli filmi beyazperdede yerini aldı.

Yönetmenin ‘Kor’ filminden yedi yıl sonra sinema salonlarına geri dönmesi, ‘Kader’, ‘Masumiyet’, ‘Yazgı’, ‘Yeraltı’ gibi yapımlarla kendisinin adeta müptelası olan sinemaseverlerde ciddi bir coşku ve beklentiye sebep oldu.

Vizyona girdiği ilk hafta sonunda ‘Hayat’ı Beyoğlu’nda bir sinemada, sanat filmlerinin seyirci kitlesi göz önüne alındığında gayet de kalabalık bir salonda izledim.

‘Hayat’, kendisine dayatılan hayatı kabul etmeyip evinden kaçan Hicran’ın (Miray Daner) hikayesini konu ediyor. Genç bir kadın olan Hicran, babasının baskısıyla nişanlanmak zorunda kalınca çareyi kaçmakta buluyor. Hicran'ın onunla evlenmeyi istemediğini düşünen Rıza’nın (Burak Dakak) nişanlandığı kadın tarafından istenmediği fikrinin zoruna gitmesi ve Hicran’a olan duygusallığının artmasıyla Boyabat’tan İstanbul’a yolculuğu, iç içe geçen birçok dramın da kapılarını aralıyor.

3 saat 13 dakika süren filmde toplumun kalıplaşmış ahlak kurallarının ve ataerkil zihniyetin, bir domino etkisiyle onlarca hayatın birden aynı anda harcanmasına sebep olduğunu görüyoruz. İstemediği bir hayatın parçası olmaktan kaçan Hicran’ı, Rıza’nın bir fuhuş baskını sonrasında buluyor olması da genç kızın çalınan hayallerini tokat gibi yüzümüze çarpıyor.

BASKICI BABAYA BAŞKALDIRIP YİNE DE ONAYINI ARZU ETME SORUNU!

Bir kadın olarak, tüm baskılara başkaldırmaya çalışan Hicran’ın en temel sorunu ve meselesi ise babası (Umut Kurt) tarafından sevilmemek- kabul görmemek. Bir sahnede dile getirdiği “Annem hem zayıf, hem pısırık, babamı seviyorum aslında ama o beni sevmiyor” sözleri de hislerinin kısa bir özeti gibi.

Baba figürünün baskıcı bir tutum sergilediği ve sevgisini göstermediği -yahut eksikliğinin yaşandığı- kız çocuklarının, gelecekte eş seçimlerinde hayallerindeki şefkatli baba profiline doğru yöneldiğini çoğunlukla görüyoruz. Son dönemin en popüler dizilerinden Kızılcık Şerbeti’ndeki Apo-Alev aşkı bunun en net örneklerinden biri. Nitekim Hicran da Rıza’yı ancak ve ancak birçok kişinin yitmesine sebep olup, sevgisinin bedelini ödediğine inandıktan sonra kabul ediyor. Ve sonuç olarak aslında kaderci bir yaklaşım ile ‘Alnımıza yazılan neyse, önünde sonunda gerçekleşiyor’, bundan geriye de hayatın bize verdiği acı-tatlı dersler kalıyor.

Filmde Miray Daner ve Burak Dakak, performanslarıyla adeta ışıldıyor. Popüler kültür projelerindeki rolleriyle geniş kitlelere hitap eden bu iki oyuncunun, toplumsal eleştirileri olan bir sanat filmindeki gerçekçi performansları kesinlikle takdire şayan. Yine de bu denli cesaret gösterebilen bir kadın karakterden, daha fazla duygusal açılım beklediğimi ve onun iç dünyasını kendi ağzından dinlemek istediğimi de itiraf edebilirim.

“BURASI TÜRKİYE, BURADA HERKES İNANMAK İSTEDİĞİNE İNANIR”

Demirkubuz, bazı karakterleri konuşturarak güncel göndermeler de yapıyor. Rıza’nın İstanbul’da kaldığı evde, kahvaltıda arkadaşının “Burası Türkiye, burada herkes inanmak istediğine inanır” ifadeleri bence müthiş bir tespit. Doğu Demirkol da kadın satıcısı Yılmaz rolüyle akılda kalıcı bir performans sergiliyor.

Hicran’ın yeni bir hayat için yine çevre baskısıyla şansını denediği emekli dul öğretmen Orhan (Cem Davran) ile diyalogları da hem o kuşak çatışmasını hem de gerçek bir kimyanın yakalanamadığı, ortak nokta bulunmayan bir eşle yaşanan iç sıkıntıyı samimiyetle yansıtıyor. Orhan’ın "Aklıma şey takılıyor; hep aynı yerde, ertesi gün ne olacağı belli bir şekilde, tekrar tekrar aynı şeyleri yaşayarak mı geçecek bir ömür?" repliği de şimdiden X semalarına düşmüş bile…

Sözün özü, lafını sakınmayan, filtresiz ve kendi deyimiyle karanlık filmler yapan Demirkubuz, ‘Hayat’ ile yepyeni sorgulama alanları açacak. Mutlaka izleyin!

DUYGULARININ PEŞİNDEN GİDENLERE: ‘BURALAR DAR GELİYOR’

Kenan Doğulu’nun 15 yıl vokalistliğini yapmasının ardından, yine sanatçının yapımcılığında solo kariyerine adım atan Duygu Soylu’nun yeni çalışması ‘Buralar Dar Geliyor’ bir ay önce Doğulu Music etiketiyle müzikseverlerin beğenisine sunuldu.

Çocukluğundan itibaren müziğe tutku duyan; piyano, keman ve yan flüt gibi enstrümanları çalma yeteneğine sahip, Ankara Başkent Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Şan Bölümü mezunu Soylu, Evrencan Gündüz, Ceylan Ertem gibi isimlerin de vokalistliğini başarıyla gerçekleştirdikten sonra şu sıralar canlı performanslarıyla dinleyiciyi avucunun içine alıyor.

2020’de ilk solo albümü ‘Kara Elmas’ı çıkaran Duygu Soylu’nun yeni şarkısı ‘Buralar Dar Geliyor’un sözlerinde bir dönem birlikte çalıştığı Ceylan Ertem’in imzasını görüyoruz.

Şarkıyı ilk dinlediğim andan itibaren, Soylu’nun güçlü sesi ve müzikalitesinin yüksekliği duygularının peşinden giden bir dinleyici olarak beni yakaladı. Spotify listemde tekrar tekrar çaldığım eserin bir ayda 1 milyona ulaşmasından da ayrıca mutlu oldum.

Müzik dünyasındaki donanımlı, yetenekli, güçlü kadınların gururlanacağımız daha nice başarılarını görmek dileğiyle.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün