Dünya 2024'te yönünü belirleyecek

Hayati MOLİNAS Köşe Yazısı
4 Ocak 2024 Perşembe

Krizlerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. 2023 yılında dünya, tarihi bir salgının artçı şoklarıyla sarsılmaya devam etti ve jeopolitik belirsizlikle dans etmeyi öğrendi. İki yıkıcı savaşa ve büyük bir terör saldırısına tanıklık etti. Mülteci akınlarını büyük bir endişe ile izledi. Enflasyon-resesyon paradoksunu beklenenden daha iyi yönetti. Yapay zekanın (AI) bu kadar hızlı ortaya çıkacağını öngöremedi. Küresel ısınmaya karşı aksiyonların geciktiğini gözlemledi. İyisiyle kötüsüyle bir yılı dava geride bıraktı bu yaşlı dünya.

Yeni yılın, dünyaya yeni açılımlar getireceği aşikâr. 2024 yılında jeopolitik ortamın belirleyici özelliklerinden biri çok kutupluluk olacak. ABD, Çin ve AB gibi büyük güçler küresel işleyiş ortamını derinden şekillendirmeye devam edecekler. Taraf seçmek istemeyen devletler (Rusya, Hindistan, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Brezilya, Türkiye), uluslararası gündemde daha fazla söz sahibi olacak. Jeopolitik dünya, ikili ve bölgesel gruplaşmalarla birlikte daha karmaşık bir platform haline gelecek. 2024 yılında neredeyse dünyanın yarısının sandık başına gitmesiyle birlikte, jeopolitik düzen içinden çıkılması zor bir hale bürünecek.

2024’te, yaklaşık 4,2 milyar insanın yaşadığı 70 den fazla ülkede seçimler gerçekleşecek. Bunların arasında öne çıkacak olanlar ABD, Avrupa Parlamentosu, Meksika, Hindistan, Pakistan, Rusya ve Tayvan seçimleri. Özellikle ABD’de, Donald Trump’ın seçimleri kazanmasının önemli küresel etkileri olması bekleniyor. Avrupa Parlamentosuna gelince, aşırı sağ partilerin bu seçimde milletvekili sayısını önemli derecede artıracağı öngörülmekte. Bu partilerin çoğunluğu elde etme olasılığını göz önüne aldığımızda, başta göç konusu olmak üzere, popülist ve milliyetçi gündemler Avrupa’da ana akım haline gelebilir.

Dünya ekonomisi açısından baktığımızda, 2024 yılı, muhtemelen daha yavaş bir büyüme dönemine ev sahipliği yapacak. 2024’te, enflasyonun yükselme riskine karşı bir sigorta olarak, faiz oranlarının yüksek seviyede seyretmesi bekleniyor. Sıkılaşan finansal koşulların ve artan jeopolitik gerilimlerin neden olacağı stresin, bazı ekonomileri resesyona sürüklemesine kesin gözle bakılıyor. Bu da şirketler ve tüketiciler için sıkıntılı bir yıl olacak anlamına geliyor.

Dünya yüzeyinin yüzde 71'ini kapsayan okyanusların jeostratejik önemi 2024’te daha belirgin bir şekilde ön plana çıkacak. Okyanuslar, giderek artan bir ekonomik kaynak ve ulusal güvenlik unsuru haline gelecek. Küresel ticaretin en az yüzde 80’i deniz yolları üzerinden gerçekleşiyor. Bu günlerde dünyanın en yoğun deniz transit koridorları, çatışmalar nedeniyle bozulma riskiyle karşı karşıya. Ülkeler, tedarik zincirlerini ve sürdürülebilirlik stratejilerini belirlerken okyanus jeopolitiğini 2024 yılında daha fazla hesaba katmak zorunda kalacak.

Teknoloji, en büyük itici güç olmaya devam edecek. Ülkeler, yapay zekâ alanında sert bir rekabet içinde olacak. Hükümetler, sosyal ve politik riskleri kontrol altına almak amacıyla yapay zekayı düzenleme konusunda hızlı adımlar atacak. Bu arada, 2024'te yapay zekâ kullanımı ile ilgili beklenmeyen uygulamalar ve suistimaller ortaya çıkacak. Yapay zekânın istihdam üzerindeki baskısı artacak. Muhtemelen 2024’teki birçok önemli seçime yapay zekâ kullanılarak müdahale edildiği de görülecek.

Enerji kaynakları haritaları, yeni yılda yeniden çizilecek. Yenilenebilir doğal kaynaklara yönelik rekabet, jeopolitik stratejileri, uluslararası ticareti ve ortaklıkları yeniden şekillendirecek. Madenler arasında, özellikle elektrikli araç pillerinde kullanılan lityum, bakır ve nikel çok daha fazla önem kazanırken, petrol ve doğal gaz, bölgesel savaşlar yüzünden yine gündemde kalacak. Küresel ısınmaya karşı yeşil enerjinin önemi artarak devam edecek. Ancak çok kutuplu bir jeopolitik ortamda, dünya, 2024’te küresel ısınmaya karşı kolektif bir duruş sergileme konusunda daha da zorlanacak.

Ana trendlerin dışında, 2024’te dünyayı bekleyen diğer bazı konular neler?

Küresel göçün iklim değişikliği, savaşlar ve fakirlik nedeniyle aynı şiddette devam etmesi bekleniyor. Afrika bölgesinde yaşanan anti-demokratik konsolidasyon, bölgedeki iç savaşların şiddetini artırabilir. Tayvan ve Çin arasındaki gerilim, ABD’nin de katılımı ile bir savaş ortamına sürüklenebilir. Ukrayna ve Gazze savaşları sona erebilir. Son olarak, nükleer silah denemeleri gündemdeki yerini koruyacak ve ayrıca birçok siber güvenlik saldırısıyla karşı karşıya kalınacak gibi görünüyor.

Dilerim ki 2024 yılında savaşlar yaşanmasın, barış hüküm sürsün, açlık son bulsun, özgürlükler sorgulanmasın, demokrasiler yok olmasın ve küresel ısınma yavaşlasın.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün