Bu köşede yazıp çizmeye başlayalı 12 yıl olmuş. Okuyanlara izleyenlere yazma ve çizme ´serüvenim´ hakkında fikir verecek bir metin var bu ay. Gazete Oksijen için Hülya Çelik´in sorularına verdiğim yanıtların tam metni.
Yeni çıkan kitaplarınızdan Romantik Bilim köşe yazılarınızı bir araya getiriyor ve siyaset, yaşlılık, ruh sağlığı, yolsuzluk gibi toplumsal meseleleri sohbet eder gibi masaya yatırıyor. Kitabın yeniden doğuş hikâyesini bizimle paylaşır mısınız?
1970’lerde bir tıp öğrencisiyken başladığım yazma çizme merakında kendi kişisel seyrime paralel olarak ilgimi çeken konular değişti. Nörobiyoloji, davranış bilimleri ve ruh sağlığı alanlarındaki bilgilere dayalı yazılar ağırlık kazandı. Hayatımızın şekillenmesinde rolü olan toplumsal ve ekonomik etkenlerin ruh sağlığını belirleyici etkisinin arttığı dönemlerde epigenetik gibi sosyal ile biyolojik olan arasındaki bağlantıları, kuşaklar arasındaki farkların derinleştiği zamanlarda yaşlılık ve genç olmak temaları yazdım. Kitabın değişik parçalarını bu temalar ekseninde bir araya topladım. Yazıların içinde yer aldığı hayat kesitlerimden örneklerle neyi neden yazdığımın bağlamını aktarmayı amaçladım. Örneğin, 1983’te Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde tek başına çalışan bir sağlık ocağı hekimi olarak yazdığım ile 90’larda Yale’de çocuk psikiyatrisi uzmanlık eğitimi yapan ben olarak yazdıklarımın odak farkları gibi. Sadece yıllardır ne yazsam ilgiyle okuyanların değil eskideki yeniyi merak edenlerin de kitaptan tat almasını amaçladım. Resimler, çizgiler de bu rolü destekler umarım.
Bu kitapta sizin çizimlerinizden de bir bölüm görüyoruz. Çizerlik tarafınızla daha önce karşılaşmamış okurlarınızı bu anlamda neler bekliyor kitapta?
Hemen her çocuk gibi yazmadan önce çizmeye başlamıştım, çocukluk bitse de çizgi yazıdan önce geldi. 1970’lerde İzmir basınında, Demokrat gazetesinde karikatürlerimi yayınlamaya başladım. Çizerek daha rahat anlatabiliyorum anlatmak istediğimi, hatta bazen aklımda olmayan şeyler çizerken aklıma geliyor. Elbette, iyi ya da sahici bir çizer olmadığım açık, hayatı çizgi olanlara saygısızlık etmek istemem. Çizgide savrukluğa, dağınıklığa yazıda olduğundan daha fazla yer olduğu için kendimi çizerken daha rahat, daha az kısıtlanmış hissediyorum. Merak edenleri, daha fazlasını çarşambaları BirGün gazetesi ikinci sayfadaki çizgi köşemde ve eski çizgileri sosyal medya hesaplarımda bulmaya çağırabilirim. Her ay Şalom’daki yazılarımın yanına mutlaka bir çizgi ekliyorum. Çizgiler söz konusu olunca cicilerini herkese gösteren küçük bir çocuğun neşeli özgüvenine sahibim galiba.
Romantik Bilim’le birlikte Çocuklu Hayat, Düşe Kalka Büyümek adlı eserleriniz de yeniden okurla buluştu. Kitaplarında toplumun bebeklikten yetişkinliğe kadar en temel sorunlarını ele alan uzman bir yazar olarak size tüm kitaplarınızın ışığında şu soruyu sorsam neler söylemek istersiniz: Toplum, psikolojik ve davranışsal olarak aksayan yanlarının ne kadar farkında? Ve sizin gibi farkındalığı artırmak için çaba sarf eden uzmanların yazdıkları toplumda nasıl/ne kadar karşılık buluyor?
İnsanların ruh sağlıklarının değerini fark etmesi yeni değil, ama ruh sağlığını koruyucu ve iyileştirici yolların çoğalması, kısmen de olsa erişilebilirliğinin artması konuyu göz önüne getirdi. Farkındalık sadece uzman yazılarıyla değil, hatta daha çok, edebiyat, sanat, müzik, sinema gibi araçlarla gerçekleşiyor. Başkalarının gözünden bakmak, başkalarının hayatına dâhil olmak, ruh hallerine ve oradaki çalkantılara erişmek için bir roman ya da şiir ya da resim çok şey söyleyebiliyor. Cumhuriyet Bilim Teknik’te 1987’de başladığım popüler bilim yazıları çizgisindeki yazılarıma ilişkin neredeyse 40 yıl sonra o zamanki ve bu zamanki okurlardan aldığım geribildirimlere baktığımda toplumun içinde önemli bir kesim ruhsal mekanizmaların, insan gelişiminin nasıl işlediğine, kim olduğumuzun nasıl belirlendiğini anlamaya, öğrenmeye ilgili, çok açık. Nasıl insan olunur, nasıl insan kalınır, bu sorunun cevabını aramaktan yılmayan, bunun yanıtını yeryüzünün gerçekliğinde, evrenin bilimsel işleyişinin ilkelerinde bulmaya çalışan çok kişi var. Benim gibi ‘bilim anlatıcıları’ bu kişilerle yazı çizi dünyasında buluşarak, kendine yer buluyor.
Son aylarda İnkılap’ta topladığınız kitaplarınıza eklenecek neler var ufukta?
Kalp Çarpar Beyin Böler, Kalbinle Düşün Aklınla Hisset, Yaşantıların Psikolojisi ve Biyolojisi yenilenip gelecekler. Korku Sal Cesur Desinler pandemiden hemen önce çıkmıştı, şimdi tekrar geliyor. Şule Yazgan ile yazdığımız Çocuğunuz Sizden Ne Bekliyor, kitabında 250 soruya meslektaşım Onur Tuğçe Poyraz Fındık 50 soru daha ekledi, kitabı güncelledik. Birkaç ay içinde yayınlanacak. Hiperaktif Çocuk Okulda, daha geniş kapsamlı bir okul ruh sağlığı kitabına dönüşüyor, Güzel Günler ekibindeki arkadaşlarımla kitabı adeta söküp yeniden yapıyoruz. Çizgi ve yazının bir aradalığına dayalı kitapları daha çok, bazılarını sil baştan ya da sıfırdan yapmak istiyorum. Bir Tatlı Telaş zaten öyle bir kitaptı, ama yeterince rafta kalamadı, şimdi raflara uygun hale getiriyoruz. Maksat Bilmece Olsun, çizgili matematik/mantık bilmeceleri, onları da uykularından uyandıracağım. Bir babanın doğum sonrası günlüğü, yirmi sekiz yıl önce iki yıl boyunca tuttuğum çizgili bir ‘jurnal’, onu kitaba dönüştürmek istiyorum. Çizgilerle daha neler yapabilirim, belki somut bir şey üretmeksizin bir yandan çizgimi geliştirmeye çalışsam iyi olacak. Bu arada mesleğimi, akademik kariyerime tekrar öncelik vererek ve temposunu da ayarlayarak yaşıma uygun şekilde sürdürmek istiyorum.