Bazen kendi içimizde bazen de toplum içinde kendi toplumumuz hakkında konuşmalara tanık oluruz. Hatta diğer toplumların bizim toplumumuz hakkında olumlu olmayan görüşleri dile getirdikleri bir sır değildir. Gençlerimizin davranışlarından tutun da, sürdüğümüz yüksek kalitede yaşamlara bol miktarda laf yetiştirilir. Bizler bile hayatın çok pahalı olduğunu gençlerimizin doğru olmayan yollara saptıklarını, zor bir geleceğin onları beklediğini söyler dururuz. Bu sorunların hepsi vardır ve ciddi çözümler beklemektedir. Ancak nedense kendi içimizde bile asıl konuşmamız gereken konuları bir türlü ele almayız. Biz Yahudiler olarak aslında çok renkli bir hikâyenin acı tatlı roller belirlenen aktörleri gibiyizdir.
Peraşamızın ilk iki pasuğunda firavunun bizleri gönderdiği yazılıdır. Tanrı bizleri daha kısa olan ‘Filisti’ topraklarından geçirmez. Onun yerine dairesel bir rota izler ve bizleri çöle doğru götürür. Kısa yoldan gitmemenin de nedeni vardır. Muhtemel bir savaş ihtimaline karşı Bene Yisrael’in Mısır çıkışından pişman olmasını engellemek amacıyla bu yolu izler.
Tora’yı çok iyi anlatan kaynaklardan olan Kli Yakar burada Yahudi toplumu için ‘ha-am’ yani ‘ulus’ teriminin kullanıldığına dikkat çeker. Mısır çıkışının anlatıldığı geçen haftaki peraşada sıklıkla ‘Bene Yisrael’ ifadesini tercih ederek hedefi gösteren Tora, burada ise sıklıkla ‘ulus’ anlamına gelen ‘ha-am’ demektedir. Keli Yakar bunun nedeninin şu anda sadece bir ulus olmaları olduğunu açıklıyor.
Bu noktada henüz gerçek bir imanla Tanrı’ya bağlanmamışlardır. Tora kurallarına göre yaşam daha başlamamıştır. Adım adım deneyim yaşadıkça onlar da ‘ha-am’ olmaktan büyük ‘Bene Yisrael’ seviyesine doğru bir yolculuğa çıkacaklardır. Denizde mucizeyi deneyimlediklerinde Tanrı’ya bir övgü şarkısı ile bağlanacaklar, ‘man’ gıdası ile hem Tanrı emrine göre hareket etmeyi hem de Şabat gününün kutsallığını öğreneceklerdir. Nihayet Sinay Dağının eteklerinde ‘naase ve nişma’ ifadeleriyle Bene Yisrael olmanın özelliğini kalplerinde yaşayacaklardır. Ancak şimdi, Mısır'ı ilk terk ettiklerinde, sadece bir ulusturlar.
Kli Yakar’a göre büyük bir millet oluşturmanın ilk aşaması bir araya gelmek ve çekirdek bir ulus oluşturmakla başlar. İlk adım bir takım olabilmektir. Bir kez bir araya gelindiğinde emuna, mitsvot. Tanrı’ya bağlanma, taahhütler her şey sırasıyla gelecektir, gelmiştir de. En dipten yolculuklarına başlayan Bene Yisrael öncelikle ulus olarak hareket edebildikleri için en tepeye çıkarak Sina deneyimini yaşayabilmişlerdir.
Dünyada bunu bizden daha iyi yapan başka bir toplum var mıdır bilemeyiz. Kesin konuşmayalım. Ancak bunu bütün eksik taraflara rağmen başarabildiğimizi söylemek yanlış olmaz. Örneğin yurt dışına çıktığımızda bizden birini görmek bizi hoşnut kılar. Çoğumuzun başkalarına yardım için çalışan bağlantıları tanıdıkları vardır. Bir araya geldiğimizde ortak bir dille İbranice ile anlaşabilenlerimiz az değildir. Spor için, müzik için, sanat için bir araya gelmeyi başaran nadir topluluklardan biriyiz. Biz bir ekibiz ve bir ekipte her üye önemlidir.
Evet, toplumumuzda ele alınması gereken birçok sorunumuz vardır. Ancak ilk adımı atabildikten sonra biz harika bir takım olma yolundayız. Bunun devamı Tora ile, mitsva ile, birbirimizi düşünme ile Bene Yisrael’i güçlü bir şekilde oluşturma aşamasıdır. Böylelikle Maşiah’ın günlerinde Bet Amikdaş’ın varlığının keyfini ve mutluluğunu yaşayabilme şansımız olacaktır.