Defalarca yenilediğimiz gibi peraşamız adını Moşe Rabenu’nun kayınpederi Yitro’dan alır. Yitro aslında putperest üst düzey bir liderdir. Bir süre sonra önce putperestliği terk eder ardından da Bene Yisrael’e katılmak üzere Moşe’nin yanına gelir. Moşe başta olmak üzere bütün toplum onu büyük bir saygı ve sevgiyle karşılar. Moşe öncelikle ona pasuğun da söylediği gibi “Et kol atelaa aşer metsaatam badereh / yol boyunca karşılaştıkları bütün sıkıntıları ve Tanrı’nın onları nasıl kurtardığını” anlatır.
Moşe’nin başlarından geçenleri atlatması mantıklıdır da başlarına gelen sıkıntıları anlatmasına ne gerek vardır. Yitro neticede Yahudi toplumuna katılmak için gelmiştir ve Tanrı’nın mucizelerinin anlatımı yeterlidir. Toplumun yol boyunca katlandıkları sıkıntıları anlatmanın ne anlamı vardır. Tam bir işe kalkışmışken Yitro’nun heyecanını söndürmenin ne yeri vardır? İşte Moşe Rabenu burada bizlere Yahudi yaşamı hakkında çok önemli bir şey öğretmektedir.
Yahudi hayatı sadece gökten gelen yiyecek ve bizleri her noktada takip eden su kuyusundan ibaret değildir. Yahudi hayatında sadece mucizeler var değildir. Yahudilik kolay bir yaşam anlamına da gelmemektedir. Yahudilik büyümek, gelişmek ve ilerlemekle ilgilidir. Bizim büyümemiz sıkı bir çalışma, gelişmemiz mitsvalara uyma ve ilerlememiz de sınavlara karşı kazandığımız zaferlerle gerçekleşir. Yahudi inançlısının hayatında ‘kısa yol’ kavramı yer almaz.
Bu, birçoğumuzun kapıldığı bir düşünce yanlışıdır. Yahudiliğin bize tüm sorunlarımıza sihirli bir çözüm sağlayacağına, istediğimizi hızlı bir şekilde elde etme yolunu elde edeceğimize inanların sayısı az değildir. Yahudiliğin büyük bir Rabi’den kutsama almakla, büyük bilgelerin kabirlerini ziyaret edip dua etmekle, Rabiler tarafından öğretilen Segula dediğimiz dua ve davranışları yerine getirmekle ilgili olduğunu düşünenler eksik bir düşünceye saplanmış durumdadırlar.
Elbette, büyük Rabiler’den beraha almak, büyük bilgelerin kabirlerini ziyaret ederek Tanrı’ya dua etmek, Rabiler tarafından bize öğretilen geleneksel segulot dediğimiz duaları icra etmek çok değerlidir. Ancak bunların hiçbiri sorunsuz ve kolay bir yaşamın garantisini vermez. Çünkü Yahudilik sorunsuz, kolay bir hayata sahip olmak anlamına gelmez. Büyük olmak için çok çalışmak, mücadele etmek ve zorlukların üstesinden gelmek gerekir.
Beşalah peraşasının okunacağı hafta salı günü bu peraşada yer alan ‘man’ ile ilgili bölümün okunması geleneği vardır. Bu bölümün okunması parnasa yani geçim açısından segula kabul edilir. Rabiler bu bölümün okunmasının iyi olduğu konusunda hemfikirdirler. Ancak bu peraşayı okuduğu için birden bire zenginleşeceğini düşünmek veya maddi sıkıntılarının sonuna geldiğini zannetmek gerçekçi değildir.
Kotel Amaaravi ziyaretlerinin değişmez aksesuarı orada dağıtılan ve nedense çok ilgi çeken kırmızı ipliklerdir. Bu kırmızı iplikleri takan kişinin huzurlu, sıkıntısız, refah dolu bir hayat yaşayacağının garantisini vermek hiçbir insanoğlunun haddi değildir.
Tora’ya bağlı bir hayat, Tora öğrenmek, dua etmek, mitsvaları yerine getirmek, değişmek ve gelişmek demektir. Yukarda da değindiğimiz gibi Yahudilik kısa yol uygulamalarına kapalıdır.
Değerli hiçbir şey sıkı çalışmadan elde edilemez. Tora hayatı değerli ve güzeldir ama onun için çalışmak gerekir. Bunu yerine getirdikçe mutluluk ve güzellikler Tanrı tarafından zamanı geldiğinde doğru yere ulaştırılacaktır.