Kaşer konusunda hassas biri kaşer olmayan bir yiyeceği gördüğünde nasıl davranmalı? Sözgelimi bir cheeseburger gördüğümüzde güzel olmadığını bu yüzden yiyemeyeceğimizi mi söylemeliyiz yoksa “Gerçekten çok lezzetli görünüyor ancak yasak olduğu için yemeyeceğim” dememiz daha mı uygun olur?
RaMBaM bunun yanıtının ikinci seçenek olduğunu söyler. Çünkü insanoğlu güzel veya lezzetli bir şey gördüğünde bunu elbette arzular. Bunlar normal duygulardır ve kişi bundan çekinmemelidir. Gergin, kızgın, üzgün veya kafası karışmış gibi hissetmenin gereği yoktur. Hele suçluluk duymak anlamsızdır. Evet, Tora yasakladığı için bunu yemek mümkün değildir ancak duyguları baskılamanın da anlamı yoktur.
İnsanlar bazen başkalarına ne hissedeceklerini söyleme hatasına düşer. Birinin zor bir dönemden geçtiğini bildiklerinde, içten ama yanlış bir yardım çabasıyla, kişiyi bu kadar üzülmemesi, endişelenmemesi, kızmaması için ikna etmeye çalışırlar. O noktada yaşadıkları zor duygu ne olursa olsun onlarla inanç yani emuna, her şeyin nasıl gerçekten iyi olacağı konusunda, Tanrı’nın her şeyin yolunda gitmesini nasıl sağlayacağı hakkında fikirlerini beyan ederler. İşte bu davranışlarımız her zaman iyi sonuç vermez. Zor durumdaki birine gerçekten yardım etmenin yollarından biri duygularını yaşamalarına izin vermek ve yanlarında olduğumuzu hissetmelerini sağlamaktır.
Peraşamızda, paraya ihtiyacı olan ve elbisesini, borç verene teminat olarak gösteren fakir birinin durumu tartışılır. Tora, borç verene her gece giysiyi geri vermesini emreder, çünkü yoksulun geceleri kendisini sıcak tutması için buna ihtiyacı vardır. Borç veren gece elbiseyi geri vermediği durumda fakir olan Tanrı’ya yakarırsa Tanrı bu seslenişi duyar. Çünkü O merhametlidir. Bu durumda yoksula sıkıntı veren kişinin ceza görmesi gündeme gelecektir.
Bu, bir kayıp, kriz ya da problemle karşı karşıya kalan insanlarla başa çıkmak için iyilik kavramına uygun davranmak adına önemli bir ders niteliğindedir. Zor durumda olanları yargılamadan, ne düşüneceklerini ya da ne hissedeceklerini söylemeden onları dinlememiz gerekir. Eleştiri ve tavsiyede bulunmak kolaydır. Ancak esas olan onların duygularını dikkate alarak iyi bir dinleyici olduğumuzu göstermektir.
Hepimiz zor zamanlardan geçebiliriz. Nedense bu zor zamanlarda duygularımızı saklamak ve her şey yolundaymış gibi davranmak düştüğümüz yanlışlardan biri olarak karşımıza çıkar. Duygularımızı yaşamak için kendimize izin verelim. Rabiler üzüntülerini yaşamamak için kendini koşullandıranların bir zaman sonra sevinçlerini de yaşayamadıklarını ve duygularını gizleyerek koşullandırıldıklarını öğretir. Bu bizlerin başkalarına karşı daha eleştirel bakmamıza neden olur.
İnsanlara ve özellikle kendimize yardım etmek istiyorsak bırakalım duygularımızı dolu dolu yaşayalım. Üzülmek gerekiyorsa bundan çekinmeyelim ama sevincimizin de keyfine varalım. Başkalarına yardım etmek için de onların da duygularına karşı anlayışlı davranalım. Tora ne yapmamız gerektiğini çok anlamlı bir şekilde vermektedir. ‘Veşamati / Dinleyeceğim.’ ‘Ki hanun ani / Çünkü Ben merhametliyim.’