Davos'tan dünyaya verilen mesajlar!

Hayati MOLİNAS Köşe Yazısı
7 Şubat 2024 Çarşamba

Dünya Ekonomik Forumu 54. yılını tamamladı. Yarım asırdan fazla bir süredir küresel elit, dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük zorlukları tartışmak için her yıl Alpler’de bir araya geliyor. Davos toplantıları 1971'de Avrupa Yönetim Sempozyumu olarak başladı; 1987'de Dünya Ekonomik Forumu adını aldı.

Bu sene genel olarak toplantılarda bir iyimserlik hakimdi. Belki de bunun nedeni, Batılı politikacıların ve iş insanlarının teknoloji odaklı yeni bir refah çağının eşiğinde olduğumuza dair sarsılmaz güvenleri olabilir. Veya belki de bunun sebebi küresel elitlerin basit zevklere sahip iyimser insanlar olmasıdır!

Forumda öne çıkan önemli mesajlar oldu.

ABD Başkanı Joe Biden'ın ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan, forumda yaptığı açıklamada, karşılıklı bağımlılık çağında stratejik rekabetin yeni ve karmaşık bir gerçekliğine girdiğimizi ifade etti. Sullivan, işinin endişelenmek olduğunu ancak iyimserliğini koruduğunu belirtti. “Başkaları istikrarı ne kadar baltalamaya çalışırsa, bu durum ortaklarımızı o kadar bir araya getiriyor” dedi.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken konuşmasında, Rusya'nın Ukrayna'da kazandığı fikrine karşı Rusya'nın askeri, ekonomik ve diplomatik açıdan, Putin'in iki yıl önce işgal ettiği zamana göre daha zayıf olduğunu söyledi. Blinken, “Avrupa enerjide Rusya'ya bağımlılığını kesti, Ukraynalılar her zamankinden daha fazla birlik içerisindeler, NATO daha güçlü, daha büyük ve önümüzdeki haftalarda daha da büyüyecek” dedi.

Davos'taki büyük Çin heyetine Başbakan Li Qiang başkanlık etti. Başbakan, yeni dünya düzenini değiştirmek yerine, Çin için daha iyi bir anlaşma ortamı sağlamaya odaklanan birine benziyordu. Çin'in çok taraflı ticaret sistemini koruyarak güveni yeniden inşa etmeye çalıştığını ifade etti. Pekin'in yabancı yatırımlara açık olduğunu belirterek, "piyasa odaklı, hukuka dayalı ve birinci sınıf bir iş ortamını" teşvik etmeye devam etmek için "kapıyı daha da geniş açacağını" belirtti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron forumda yaptığı konuşmada, Davos'un her zaman küresel bir tartışma mekanı olduğunu ve bu yıl gerçekçi ama iyimser olunması gerektiğini söyleyerek, "Bir şeyleri değiştirebilecek kararların elimizde olduğunu" ifade etti.

Dünya Ekonomik Forumu, katılımcıları açısından her zaman büyük bir çadır olmuştur. Geçmişte Ruslar da çok sayıda etkinliğe katılmış; hatta oligarklar, havyar ve votka eşliğinde en çılgın partileri düzenlemişlerdi. Bunların hepsi Ukrayna'nın işgali ve ABD, AB ve İsviçre yaptırımlarıyla sona erdi.

Ancak, Davos'un herkesi hoş karşılama geleneği, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın gelişiyle devam etti. Bakan, verdiği bir röportajda Hamas'ı bir ‘kurtuluş hareketi’ olarak nitelendirirken, İran'ın kadın ve çocukların öldürülmesini kabul etmediğini de ayrıca belirtti. İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog ise katıldığı oturumda, Hamas'ı "İran için bir terör platformu" olarak nitelendirerek farklı bir yorum yaptı.

Yeni seçilen Arjantin Başkanı, Davos'ta bir kuyruklu yıldız gibi parladı ve serbest piyasayı cesurca savunmasıyla dünya çapındaki özgürlükçüleri sevindirdi. Batı dünyasının önemli bir tehditle karşı karşıya olduğunu, çünkü liderlerinin sosyalizmi benimsediğini, bunun da yoksulluğa ve ekonomik sıkıntılara neden olduğunu ifade etti. "Kolektivist deneylerin hiçbir zaman vatandaşları etkileyen sorunlara çözüm olmadığını anlatmak için buradayız" dedi. Sosyal adaletin adil olmadığını ve ülkenin refahına katkıda bulunmadığını söyledi. Devlet vergi şeklindeki baskıyla finanse edilmektedir, “vergi yükü ne kadar yüksekse, baskı da o kadar yüksek olur” şeklinde konuştu.

Politikacılar, geçmiş yıllara kıyasla bu sene Davos’ta çok daha düşük katılım gösterdi. Dolayısıyla bu sene etkinlik sanki bir iş forumuna dönüştü. Ortada bir yanlışlık var gibi. Büyük bir jeopolitik çalkantı ile karşı karşıyayız ve birçok iş insanı birbirleriyle jeopolitik sorunlar hakkında konuşuyor, ancak asıl konunun sahibi olan politikacılar genel olarak orada değiller.

Davos’taki iş dünyası özellikle ABD seçimlerinden endişe duyduğunu yüksek sesle ifade etti. Donald Trump'ın seçilmesi, jeopolitik dengeleri önemli ölçüde değiştirecek, potansiyel olarak Ukrayna'ya yapılan askeri yardımı sona erdirecek, Çin'e Güney Çin Denizi'ne müdahale etme konusunda serbestlik tanıyacak ve ABD'nin en yakın müttefikleriyle bile ticaret savaşlarını tetikleyebilecek. İş dünyası aynı zamanda emtia fiyatları konusunda endişeli. Ukrayna, Gazze ve Kızıldeniz'deki olaylar istikrarsızlık yaratmakta diye düşünüyorlar.

Genel olarak, Davos'taki yıllık toplantıda, bugün dünyanın karşılaştığı en acil sorunlar ve zorluklar küresel liderler tarafından tartışıldı. Kolay cevaplar bulunmasa da, toplantı bu zorlukları etkili bir şekilde ele alarak gerekli olan diyalog ve işbirliği için bir platform sağladı diyebiliriz.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün