Wagner grubu ve lideri Yevgeny Prigozhin’i uzun uzun bizi bıktırana kadar haber yapan üzerine belgeseller yayınlayan Amerikan medyasından mütemadiyen Rusya’nın Ukrayna’dan Afrika’ya uzanan gizli operasyonlarını ve hukuku hiçe saymalarını çok dinledik…
Pro-Rusya veya Pro-Amerika olmadan her mantıklı ve makul insan gibi meseleye bakınca Amerika’nın bangır bangır ‘insan hakları’ diye bağırması birtakım soruları da beraberinde getiriyor…
Hukuk yok sayıldığı ve insan hakları ihlal edildiği zaman Rusya veya Amerika kim daha iyi örtbas ederse ‘haklı’ ya da ‘muzaffer’ olmuyor…
Yalnızca işledikleri kanunsuzluk ortaya çıkmayı sessizce bekliyor…
Suç suçtur.
2015’ten bu yana istihbarat haberlerini takip edenlerin zaman zaman duyduğu bir yapı olan Spear Operations Group, Wagner gibi meşhur olmasa bile teşekkül ve işlev olarak aynı…
Her ikisi de paralı askerlerden oluşan hukuku yeri geldiğinde yok sayan infaz timlerinden, suikast operasyonlarına kadar birçok güvenlik servisi sunan ‘şirketler’.
Spear Group’un sahibi veya lideri İsrailli bir Amerikalı Abraham Golan.
Şimdiye kadar adı sanı çok duyulmamış Golan’ın ismi BBC’nin muteber muhabirlerinden Nawal al Mağfi’nin araştırmalarında su yüzüne çıkıyor.
Yıllardır üzerine makaleler yazılan, araştırmalar ve haberler yapılan Spear Group hakkındaki ilk etraflıca rapor sayesinde artık herkes Amerika’nın da Rusya’dan çok da farklı işler yapmadığını görüyor.
Birleşik Arap Emirlikleri ve Yemen hükümeti tarafından siyasi figürleri infaz etmek için eski Amerikan askerlerinden, hatta eski el-Kaide militanlarından azat edilenlerin bu oluşum içinde aktif rol aldıkları da ifşa oldu.
Ortadoğu’nun en fakir ülkesi Yemen’de; İran, Amerika, İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi zenginlerin savaşını ‘ithal askerler’ üzerinden sürdüren vahşet durmak bilmiyor… 2015’ten bu yana üç yıl içinde 100 suikast gerçekleştirildi. Yemen hükümeti ve BAE destekli paralı askerler nizamı sağlayacaklarına kaosu besliyor. İran da mevcut kargaşayı kendi lehine kullanarak Husiler’e desteği yığmaya devam ediyor…
İngiltere ve Amerika’nın, Suudi Arabistan önderliğindeki Arap birliğinin ve BAE’nin 2015’te kurduğu büyük ittifak Yemen’de ‘teröre karşı mücadele’ hususunda uluslararası bir terör örgütü olan el-Kaide ile dayanışma sayesinde vücut buldu.
Evet! Yanlış okumadınız!
Amerika yıllarca düşman ilan ettiği, kendi beslediği oluşumu yeri geldiğinde yok etmek ve ülkelere ‘hürriyet’ getirmek için liderler devirdi, füzelerle şehirleri indirdi ancak onunla beraber infaz operasyonları yapmaktan da kaçınmadı…
Terör ile bağlantısı bulunmayan birçok sivilin infazı ise hukukçuları ve gazetecileri harekete geçirdi…
Gölgelerde operasyonlarını sürdüren Spear Group artık takip altındaydı…
Öldürülen sivillerin büyük bir kısmının Islah örgütü mensubu olduğu biliniyor. Islah, Müslüman Kardeşlerin bir kolu. ABD tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılmayan Müslüman Kardeşler ve dolayısıyla Islah, Arap ülkelerinin bazılarında yasaklı statüde. Birleşik Arap Emiri ve kraliyet ailesi siyasi olarak aktif Islah hareketinin bölgede yayılmasını istemiyor.
Spear Group’un patronu Abraham Golan’ın eski ‘ikinci adamı’ Amerikalı özel harekât tim lideri Isaac Gilmore Yemen hükümeti ve BAE tarafından maaşlarının ödendiğini ve sonsuz destek gördüklerini BBC’ye açıkladı.
Zamanla infaz ve suikastların kaynağının tespiti mümkün olmasın diye Amerikalı ve diğer yabancı paralı askerler Yemenlileri ve eski el-Kaide militanlarını eğitmeye başladı.
Bu da güney Yemen’de 2017 yılında yine BAE finansal destekli bir paramiliter örgüt olan Güney Geçiş Konseyi’nin (Southern Transitional Council) doğmasına sebep oldu.
Şaşırtıcı olan yalnızca bu değil…
2000 yılındaki Amerikan savaş gemisi USS Cole saldırısında 17 askerin ölümüne neden olan teröristlerden Nasser al Shiba’nın hapisten çıkartılıp Güney Geçiş Konseyi komutanlarından biri olarak atandığı ise Yemenli bakanlar tarafından da belirtildi.
Spear Group radikal İslamcı terör ile mücadele ederken el-Kaide militanlarıyla bunu yapacağını elbet düşünmemiştir…Yemen’de korku iklimini sabit kılan, çocukların açlıktan öldüğü bir düzene hizmet eden kimse masumiyetten ve insaniyetten bahsedemez. Terör ile mücadele sivilleri infaz ederek yapılmaz. Bunu hepimiz biliyoruz. Reprieve isimli bir insan hakları örgütü 2020 yılında halen Spear Grubuna para ödendiğini basına sızdırdı. Bunun karşılığında bir mahkeme açılmadı veya yaptırım uygulanmadı.
Kimse sorumlu tutulmadı.
Hatta İttai Shickman’ın haberine göre eski Mossad Direktörü Danny Yaton, Abraham Golan için “bana çok cesur ve vatansever bir Siyonist gibi gelmişti” ifadesini kullandı…
Eğriye eğri doğruya doğru diyorsak bunu bazen değil her zaman yapmamız gerekir…
Bütün bu haksızlığın içinde doğru bir taraf göremezken herkesi sorumlu tutmak hepimizin vazifesi…
Burada en mühim mevzu “insanların yaşam hakkı ve mutlu olma hakkının” mafya gibi işleyen devletlerce tarumar edilmesidir…
Hepimiz birbirimizden sorumluyuz.
Bunu unutmayın.