Almanya Adalet Bakanı Marco Buschmann (FDP), hükümetin 2025 yılına kadar yepyeni bir ortaklık modeliyle yurttaşların karşısına çıkmayı planladığını açıkladı.
Dünyada evlilik fikrinin giderek gençlerin gündeminden çıktığı şu günlerde, bu teklif yaygınlaşırsa belki de hepimizin geleceğine damgasını vuracak gelişmeler yaşanacak.
‘Verantwortungsgemeinschaft' adı verilen ve sorumluluk birliği anlamına gelen bu modeli, ilk kez Almanya’da yaptığı haberlerle ülkenin nabzını tutan sevgili Oktan Erdikmen’in Avrupa’dan Haberler programında dinledim.
Alman hükümetinin açıkladığı ayrıntılara göre bu yasa, evli olmayan ama birbirine acil durumlarda bakım, finans ve barınma konusunda yardım etmek isteyen iki kişi arasında imzalanacak noter tasdikli bir sorumluluk birliği anlaşmasını kapsıyor. Çiftlerin vergi indirimi, miras ya da nafaka yükümlülüğü olmayacak. Hatta illa romantik bir birlikteliğe sahip olmanız da şart değil, bu sorumluluk birliğini ikiden fazla arkadaşınızla da imzalayabilirsiniz ancak altıyı geçmemesi gerekiyor.
Dört kademeli bir sistemden oluşacak Verantwortungsgemeinschaft yasasında en alt seviyede barınma, en üst seviyede ise refakatçiler barınma, finans ve bakım gibi birçok alanda sorumluluklar paylaşılacak. Her kademede, refakatçiler hangi sorumlulukları paylaşmak istediklerini seçebilecek. Örneğin refakatçi üyeler, refakatçilerine bir şey olması durumunda doktorlardan bilgi alma hakkına sahip olacak ve gerektiğinde refakatçilerini temsil edebilecekler.
Yasanın, Almanya'da yasadışı olan çok eşli evlilikleri mümkün kılacağı anlamına gelebileceğini savunan CDU/CSU ise konuya kesinlikle karşı çıkıyor.
Bu önerinin, yaşlılık dönemlerinde insanlara avantaj sağlayacağını düşünüyorum. Ayrıca evlenmeyi tercih etmemek de herkesin hakkı. Gençler, bu kuruma inanmıyor olabilir ya da kötü tecrübelerle evlilik birliğinden vazgeçenler, bir daha bu derece ağır sorumlulukları olan bir deneyim yaşamak istemeyebilir. Bu noktada, tercih hakkını kullanan bu kişileri de dezavantajlı durumundan kurtarabilecek bir ‘sorumluluk birliği’ kulağa hoş geliyor. Ayrıca, erkeklerin en büyük kabusu olan nafaka, miras gibi yükümlülükler de ortadan kalkıyor.
Tabii kurnazlığını bulan için her konu gibi ‘Verantwortungsgemeinschaft’da suiistimale açık, yani çok eşliliği yaygınlaştırma endişesinde de haklılık payı var.
Sizce böyle bir yasanın Türkiye’deki karşılığı ya da uygulaması nasıl olur? Yorumlarınızı bekliyorum.
Postmodern Yeşilçam filmi
Bu cuma izleyiciyle buluşacak ‘Hatıran Yeter’ filmiyle ilgili en güzel tanımlama, yine filmin başrol oyuncularından Belçim Bilgin’den gelmiş: Postmodern bir Yeşilçam filmi…
‘Hatıran Yeter’ gerçekten açılış sahnesinden itibaren, sizi bir ailenin ve engellerin karşısında dimdik duran sevgi dolu çiftlerin mücadele, gözyaşı ve yer yer de tatlı bir tebessüm dolu yolculuğuna çıkarıyor.
Yapımcılığını Berton Medya’nın üstlendiği filmin başrollerini Aytaç Şaşmaz, Belçim Bilgin, Sümeyye Aydoğan ve Burak Sevinç’in paylaşıyor. Hikayede, kaçarak evlenmek zorunda kalan Adem (Burak Sevinç) ve Zehra (Belçim Bilgin) çiftinin, Baha (Aytaç Şaşmaz) adını verdikleri oğulları, bebekken geçirdiği menenjit hastalığı sonucu duyma yetisini kaybediyor. Kendisi gibi sağır ve dilsiz Leyla (Sümeyye Aydoğan) ile tanışması Baha’yı hayata bağlayan yegane sebep oluyor. Çiftin birbirlerine kavuşmak için aşmak zorunda olduğu engeller, tüm hayatlarına yön vererek onları bambaşka yollara savururken yaşanan acı ve tatlı gelişmeler seyirciyi duygusal atmosferiyle sarıp sarmalayacak bir aşk hikayesini beyazperdede herkesin beğenisine sunuyor.
Farklı yıllarda yaşanan iki etkileyici aşk hikâyesini konu alan filme, mendilinizi de yanınıza alarak gitmenizi öneriyorum. Çünkü birçok sahnede gözyaşlarınıza hakim olamayacaksınız.
Usta yönetmen Ömer Faruk Yardımcı’nın hem senaryosunu kaleme aldığı hem de yönetmen koltuğunda oturduğu ‘Hatıran Yeter’ Mudanya Tirilye’de çekildi. Filmin kadrosunda Ferit Aktuğ, Gözde Çığacı, Furkan Kalabalık, Ayşegül Asar, Deniz Türkali ve Çağdaş Onur Öztürk gibi başarılı oyuncular yer alıyor.
Hatıran Yeter’i en çarpıcı kılan detaylardan biri de günümüzün en popüler oyuncularından Aytaç Şaşmaz ve Sümeyye Aydoğan’ın işaret diliyle oynadığı sahnelerdeki başarısı. Rolleri için uzun süre eğitim alan ikiliden Şaşmaz’ın karlı bir günde ağladığı sahne için sekiz saat büyük makinelerle karlama çalışması yapılmış. Şaşmaz, çok zorlanmasına rağmen sergilediği performansın yanında, beyazperdeye güzelliğiyle farklı bir hava katan Aydoğan’la uyumuyla da konuşulacağa benziyor.
Filmin seyirciye fazlasıyla duygusal bir de sürprizi var. Hakan Altun, ‘Hatıran Yeter’i kalplerinize dokunacak bir aranjeyle 50 kişilik senfoni orkestrası eşliğinde seslendiriyor. İnci Taneleri’ndeki Yılmaz Erdoğan ve Serkan Kaya yorumunu da dinleyin, kararı siz sinema/ müzikseverlere bırakıyorum.
