'Artiz'lerin karanlık dünyası!

Zehra ÇENGİL Köşe Yazısı
6 Mart 2024 Çarşamba

Televizyon yahut sinema sektöründe popüler oyuncuları hep gıpta ettiğimiz hayatlarıyla, parıltılı dünyaların bir kahramanı olarak gittikleri en güzel mekanlarda, çevresindeki en klas insanlarla ve birbirinden şık kıyafetleriyle izleriz. Ve itiraf edelim ki bu büyülü dünya birçoğumuzun gözlerini kamaştırır.

Uzun yıllar hem gazetecilik hem de medya iletişim danışmanlığı mesleklerini icra ettiğimden, sektörün sırlarına az çok hakim biriyim.

Geçen hafta Asmalı Sahne’de, Tiyatro Bis’in, başrolünü Taylan Yılmaz’ın oynadığı ‘Artiz’ isimli oyun, tam olarak bu gördüğümüz ışıl ışıl dünyanın karanlık taraflarını gözler önüne seriyor. Karanlık tarafı derken, ‘Artiz’de oyunculuğun sadece medya sayfalarından ya da magazin programlarından gördüğümüz rengarenk karelerden ibaret olmadığını, ismi çok duyulmayan hatta kariyerinin başında bir oyuncunun ne büyük zorluklara katlandığını kimi zaman üzülerek, bazen de kahkahalarla ‘Zekeriya Bir’ karakterinin hikayesi üzerinden izliyoruz.

Sahnede bulunan kırık aynalarla dolu bir sandığın içinden çıkan Taylan Yılmaz, ‘travması olan oyuncunun daha başarılı olacağı’ saplantısıyla kah çocukluğuna iniyor, kah sevgilisinden ayrılıyor… Annesiyle çok da sağlıklı olmayan ilişkisi, hayatını kurmasını zorlaştıran başlıca sebeplerden biri olurken, sandık da belki kırık dökük çocukluğunu ve dış dünyanın kötülüklerinden saklanmaya çalıştığı ana rahmini temsil ediyor.

Durmadan audition’lara giren, her defasında umutlarıyla imtihan edilen, maddi olarak bitik Zekeriya Bir, rol kapmak ve mesleğindeki güncel projelerden haberdar olmak için düğünlere bile katılıyor ki bu sektörün ince ipuçlarındandır: Ortamlarda görünmezsen hiçbir yapımcı seni hatırlamaz.

Sözün özü, isim yapmış bir aktör ya da aktris değilseniz, evde proje bekliyor olmak çok yıpratıcı. Eğer bir önceki projeniz dillere destan bir şekilde tutmuş ama çok uzun bir ara verdiyseniz o daha da travmatik. Böyle bir tanıdığım olmuştu. Zamanının en yüksek reytingine sahip, finalini sinemada yapan bir dizide oynarken sonrasında uzun bir nekahet dönemi geçirdi. Beyoğlu’nda gezerken bile en büyük merakı, insanların onu tanıyıp tanımadığı idi.

Oyunun yazarlığını da üstlenen Taylan Yılmaz, bu bahsettiğim trajikomik olayları tecrübelerinden damıttığı tespitlerle gayet akıcı bir şekilde anlatıyor. Bir oyuncunun travmalarından yeniden doğduğu ‘Artiz’ hikayesini izlerken gözlerinizi parlak dünyanın dökülen pullarına açacaksınız.

İlk Kadın Ressamlarımızdan Mihri’ye Saygı Sergisi!

İlk kadın ressamlarımızdan Mihri Rasim Müşfik Açba’nın eserlerinden oluşan ‘İstanbul, Roma, New York’ta Ressam Mihri’ isimli resim sergisi, 2-10 Mart tarihleri arasında Vadistanbul AVM’de ziyaretçilerini bekliyor. Temizlik teknolojileri alanında dünyanın öncü markaları arasında yer alan Kärcher’in, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla sanatseverlerle buluşturduğu sergide; Ressam Mihri’nin özgün eserlerinin yanı sıra, fotoğrafları, resimlerinin röprodüksiyonları ve ilişki içinde olduğu İstanbul sanat çevresi tanıtılacak. Sergide, orijinal boyutlarında ve yine dördü orijinal 13 eser sergilenecek.

Ünlü ressamın yaşamını, sanat serüvenini ve resim sanatının ülkemizdeki gelişimine olan katkısını ele alan, bilgilendirici nitelikteki belgesel sergi, çalışmalarını Düsseldorf’ta bağımsız küratör olarak sürdüren Dr. Necmi Sönmez’in katkıları ile hazırlandı.

‘İstanbul, Roma, New York’ta Ressam Mihri’ resim sergisi, sanatçının tüm zorluklara rağmen kendi yolunda ilerleyerek verdiği mücadeleyi tarihsel, sosyal ve kadın hakları savunuculuğu bağlamında aktarmayı hedefliyor.

Mihri Rasim Müşfik Açba, Türkiye’de çağdaş resim çalışmalarını ilk başlatan kadın ressam olarak ve özellikle de portreleriyle tanınıyor. Ressamın portrelerini yaptığı kişiler arasında Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ABD eski Başkanı Franklin D. Roosevelt, Amerikalı mucit ve iş adamı Thomas Edison gibi birçok önemli isim bulunuyor.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün