Sizlere Romeo ve Juliet’in kahkahalarla güleceğiniz aşk hikâyesinden bahsetmek istiyorum desem hepiniz fazlasıyla şaşırırsınız değil mi?
Geçen perşembe Uniq Box’ta izleyicilere sağlam bir ters köşe yapan ‘Verona Çıkmazı’ adlı müzikli tiyatro oyununu izlemeden önce, “Bu hazin aşk hikâyesi seni çok güldürecek” deselerdi ben de şaşırırdım.
Oyunun yazarı ve yönetmeni olan, ayrıca Juliet rolünü de başarıyla canlandıran Esra Bağışgil, ‘Verona Çıkmazı’ ile Türkiye’de ve dünyada defalarca sahnelenen Shakespeare’in Romeo ve Juliet tiyatro oyununa bambaşka bir soluk kazandırmış.
Yaklaşık iki saat boyunca 90’ların Türk pop müziği şarkılarıyla bezenen aşk, hırs, intikam, şehvet ve entrika dolu hikâyede, Sezen Aksu’nun da dediği gibi ‘Kahpe Kader’in ağlarını örmesini seyreyliyoruz. Juliet’i Romeo’ya “Ben sana öylesi taptım inan, böylesi aşka yasak tanımam” sözleriyle bilinen Ebru Gündeş’in Fırtınalar şarkısıyla ilan-ı aşk ederken izletmek ciddi anlamda orijinal bir fikir.
Yüreklerin parçalanmasını beklerken, enerjiyi tavan yaptıran ‘Verona Çıkmazı’ belki de sadece adını bildiğimiz bir karakter (figüran Ros) ya da hiçbir zaman adı kitapta yer almamış biri yani ‘Anlatıcı’mız bu hikâyenin gidişatına müdahale ettiği takdirde, nasıl bir finalle karşılaşıyoruz bize bunu sunuyor.
Oyunda, Ekran Önü sosyal medya projesinden tanıdığımız Ozan Varol Romeo rolünü üstleniyor. Deneyimli oyuncu Adem Yılmaz bu hikayenin ‘Anlatıcı’sını canlandırırken olağanüstü bir performans sergiliyor; seyircinin en çok reaksiyon verdiği sahnelerde onun imzası olduğunu söyleyebiliriz. Sahneye çıktığı her anda salonu avucunun içine almayı ustalıkla beceriyor. Söylediği şarkılarla ve sesiyle beğeni toplayan oyuncu Tuğçe Özlü Şentürk, Rosaline karakterine hayat verirken konservatuvardan yeni mezun olan genç oyuncu Melih Tuma özgüveniyle göze çarpan Paris rolünü canlandırıyor.
‘Verona Çıkmazı’nın yardımcı yönetmenliğini ise bir dönem rol aldığı ‘Hercai’ dizisiyle milyonlara hitap eden oyuncu Aslı Samat üstleniyor. Samat’ın sektörde elinin değdiği ve üstesinden gelemediği bir rol/ görev yok gibi. Azmi ve yeteneğiyle bünyeye pozitif basan bu oyuna da en güzel katkıları yaptığına eminim. Tiyatro severler ‘Verona Çıkmazı’na bir şans vermezse pişman olabilirler. Benden söylemesi.
YEREL SEÇİMLER İÇİN NEFESLER TUTULDU!
Heyecanla beklediğimiz 31 Mart Yerel Seçimleri, bu pazar gerçekleşecek. Tüm adayların vaatlerini ilgiyle dinledik, atışmalarına/ tartışmalarına şahit olduk. Kimisi malvarlığıyla başımızı döndürürken bazısının da mütevazı karakterini içten içe takdir ettik.
Şimdi vatandaşlık görevimizi yapıp oy verme zamanı! İyi olanın yanında durmak, liyakati önemseyen partiye omuz vermek, Cumhuriyet’imizi, laikliğimizi, yaşam tarzımızı emanet edebileceğimiz ve pek tabii ki ikamet ettiğimiz ilçelere en doğru hizmeti verecek adaylar için sandığa gitmek boynumuzun borcu.
Aramızda küskünlerin olduğunu biliyorum. Fakat bir şeylere gönül koyularak, oy vermekten vazgeçildiği takdirde tüm olumlu puanların savunduğumuz düşüncenin karşı tarafına yazılacağını lütfen unutmayalım.
18 yaşına girdiğim 2002 yılından itibaren, her seçimde istisnasız oy kullanan bir vatandaş olarak, demokrasinin korunması ve kollanması adına bu görevi her seferinde yeniden yerine getirerek Türkiye’yle ilgili umutlarımızın devamlılığı için adım atmaktan vazgeçmeyeceğim.
Seçimlerden sonra doğalgaz, su, gıda, döviz, faiz ve sayamadığım birçok şeye zam geleceği haberleri, bir birey olarak şimdiden beni kaygılandırmaya başlasa da devletin kaynaklarını sadece devlet için kullanacak adaylara oy vererek, en azından toplumsal anlamda gördüğümüz zararı minimuma indirme yolunda bir ışık da ben yakabilirim.
Tüm Türkiye’ye adil ve dürüst belediye başkanları tarafından yönetileceği, sokakları/ sandıkları güvenli, rant peşinde koşanlardan fersah fersah uzak zamanlar diliyorum. Her şeyin hepimiz için çok güzel olması arzusuyla…