İstanbul'da ilk 'holiganizm'

Sami AJİ Köşe Yazısı
27 Mart 2024 Çarşamba

Yıl MS 532 ve 12-17 Ocak haftası… Ünlü at araba yarışları başlamış, tüm hız ve heyecanıyla gün ışığı boyunca devam etmektedir.

 Veneti-Prisini-Russati-Albati (maviler-yeşiller-kırmızlar-beyazlar) takımları tüm ‘demes’lerin (organize taraftarlar) korkunç tezahüratları arasında arabalarını sürmektedir. Demesler arasında sık sık yaralanmalara kadar varan kavgalar çıkmaktadır. Takımlar elendikçe durum daha da gerginleşmekte ve özellikle hakemlere karşı şiddete kadar varan olaylara şahit olunmaktadır.

Nihayet final günü gelir. Yeşillerle ve Maviler son kozlarını paylaşacaktır. İki takım kulakları sağır eden bir tezahürat altında sahaya çıkarlar ve üzerlerine fırlatılan enva-i-çeşit çiçek yağmuru altında selamlama turlarını attıktan sonra başlangıç çizgisine gelirler…

İşte tam bu sırada İmparator Justinianus, eşi Teodora ve diğer önemli saray erkanı ile birlikte localarındaki yerlerini alırlar…

İmparator Maviler taraftarı olduğunu iyice belirtmek (belki de hakemleri etkilemek için), Mavilerin oturdukları tarafa dönerek selam verir. O cenahtan sevgi sesleri yükselirken Yeşiller kızgınlıklarını (bilhassa imparatoriçeye yönelik1) çeşitli hareket ve seslerle -günümüz tabiriyle- protestolara başlar. Ortam gittikçe gerginleşmektedir.

Başlama işareti verilir. Atlar şahlanarak öne atılır. Yarışçılar tüm güçleriyle bilgi ve tecrübelerini kullanarak birbirlerini geçmeye çalışmaktadır. Turlar çoğaldıkça Yeşillerin daha etkin olduğu görülür. Ancak son tura yaklaşırken Mavi taraftarlarının tribününden Yeşil yarışçının kafasına doğru bir cisim attığı görülür. Yeşilli cisimden sakınmak için ani bir hareket yapar, arabasının kontrolünü bir an kaybeder; tekrar toparlanıncaya kadar önemli bir vakit kaybeder. Maviler varış çizgisini önde geçer.

İşte o anda kıyamet kopar. Yeşil taraftarları bir kitle halinde İmparatorluk locasına yönelir.

Justinianus derhal locasından erkânıyla birlikte sarayına kaçar. Ancak taraftarlar kontrolden çıkmıştır. Binlerce kişi sarayın etrafını çevirir. “Nika, nika”2 sesleri ortalığa yayılır. Artık isyan başlamıştır.

Şimdiye kadar okuduklarınızı bir gazete muhabirinin anlatımı olarak görebilirsiniz.  Gerçek tarihçilerin yorumuna gelince:

Nika İsyanı, Bizans İmparatorluğu'nun tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Konstantinopolis şehrinde gerçekleşen bu isyan, politik, sosyal ve ekonomik nedenlerden dolayı ortaya çıktı ve imparatorluğun geleceğini derinden etkiledi.

İsyan, İmparator I. Justinianus'un saltanatının erken dönemlerinde meydana geldi. Justinianus, imparatorluğu modernleştirmeye ve genişletmeye çalışan yenilikçi bir liderdi. Ancak, halk arasında giderek artan hoşnutsuzluk ve ekonomik zorluklar, yönetimini zorlaştırdı.

Nika İsyanı'nın patlak vermesindeki ana nedenlerden biri, İmparator Justinianus'un yönetimindeki vergi politikalarıydı. Halk, ağır vergi yüklerine dayanamaz hale gelmişti ve bu da genel hoşnutsuzluğun artmasına neden oldu. Ayrıca, sosyal ve ekonomik eşitsizlikler de isyanı körükleyen faktörler arasındaydı. İşçi sınıfı ve hipodromdaki spor takımlarının taraftarları arasında derin bir memnuniyetsizlik vardı.

İsyan, Hipodrom'da düzenlenen bir at yarışı sırasında patlak verdi. Ancak insanlar, hoşnutsuzluklarını dile getirmek ve Justinianus'a karşı protesto gösterileri düzenlemek için bir araya geldiler. Gösteriler kısa sürede şiddete dönüştü ve şehirde geniş çapta yağma ve yıkıma neden oldu.

İsyanın seyri, başlangıçta şehri ele geçirmek isteyen isyancıların lehine gibi görünüyordu. Ancak, İmparator Justinianus'un kararlı bir şekilde müdahale etmesiyle durum değişti. Justinianus, sadık generalleri Belisarius3 ve Narses'e4 güvenerek isyanı bastırmak için askeri gücü kullanmaya karar verdi.

General Narses

Belisarius ve Narses, İstanbul sokaklarında çatışmalara girişerek isyancıları dağıttılar. Şiddetli çatışmaların ardından, isyanın liderleri yakalandı ve infaz edildi. Bu, isyanın sonunu getirdi, ancak şehir büyük ölçüde tahrip edilmiş ve binlerce kişi hayatını kaybetmişti.

General Belisarius

Nika İsyanı'nın sonucunda, Justinianus'un iktidarını güçlendirmesi ve imparatorluğun kontrolünü sağlaması bekleniyordu. Ancak, isyanın etkileri daha karmaşıktı. İsyan, imparatorluk içindeki sosyal ve politik gerilimleri açığa çıkardı ve halk ile hükümet arasındaki güveni sarstı.

Justinianus, isyanın ardından İmparatorluk politikalarını yeniden gözden geçirdi ve vergi yüklerini hafifletmek için çeşitli adımlar attı. Ayrıca, şehirdeki altyapıyı yeniden inşa etmek için büyük çaba harcadı ve Hipodrom'u yeniden inşa ettirerek halkın gönlünü almaya çalıştı.

Nika İsyanı, Bizans İmparatorluğu'nun tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kaldı. İsyan, Justinianus'un hükümetini sarsmış olsa da, sonuç olarak imparatorluğun yönetiminde değişikliklere yol açtı ve Justinianus'un liderliğindeki yenilikçi politikaları şekillendirdi.

Bugün, Nika İsyanı hala tarihçilerin ve tarih meraklılarının ilgisini çeken bir konudur ve Bizans İmparatorluğu'nun karmaşık ve çalkantılı dönemlerinden biri olarak hatırlanır.

---

1 Teodora’nın halkın çok düşük seviyesinden gelmiş olması ve şüpheli geçmişi daima Bizans halkının tepkisine sebep olmuştur…

2 ‘Nika’ zafer demektir. Yeşiller “zaferimizi elimizden aldın” anlamıyla İmparatora bağırıyorlardı.

3 Belisarius: Flavius Belisarius dönemimin en büyük komutanlarından biri olarak tarihe geçti… Justinianus döneminde büyük başarılar elde etti.

4 Narses Ermeni asıllı Bizans generaliydi. Belisarius ile birlikte ve sonrasında büyük zaferlere imza atmıştı. 74 yaşındayken bile seferlere komuta etmişti. 95 yaşında vefat etti.                        

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün