Küresel çikolata endüstrisi, son 50 yılın en ciddi kriziyle karşı karşıya. Çikolatanın ana hammaddesi kakao, artan çikolata talebini karşılayamıyor. Bu nedenle kakao fiyatları hızla yükseliyor ve bu da çikolatalı ürünlerin daha pahalı hale gelmesine neden oluyor.
Kakaonun kökeni, başta Meksika olmak üzere Orta Amerika'ya dayanır. Maya ve Aztek uygarlıklarının yükselişi, kakao tüketiminin evrilmesine ve yayılmasına yol açtı. Bu uygarlıklar, kakaoyu tanrılarla ilişkilendirdiler. Kakao adaklarda ve ritüellerde merkezi bir rol oynadı. İnsanı, yaşarken ve öldükten sonra koruduğuna inanıldı.
Kristof Kolomb’un oğlu Ferdinand Kolomb, 1502’de Honduras yakınlarındaki Guanaja Adası keşfi sırasında kakao çekirdeklerinin halk arasında para yerine kullanıldığını gördü. İnsanlar yer değiştirdikçe ve kültürler yayıldıkça, kakao bir merak konusu ve para birimi olarak da yayıldı. Bu da kakaonun yeni coğrafyalara girmesine, yeni geleneklerin ve çikolata endüstrisinin oluşmasına yol açtı.
Bugün kakao üreten ülkeler iki elin parmakları kadar.
Kakao ağaçları hakkında bilmeniz gereken ilk şey, yalnızca Ekvator çizgisi etrafındaki dar bir bantta yetiştikleridir. Bu nedenle, Fildişi Sahili, Gana, Kamerun ve Nijerya gibi dört Batı Afrika ülkesi dünya kakao arzının yüzde 75'ini sağlıyor. Sadece Fildişi Sahili dünyadaki kakaonun neredeyse yarısını üretiyor. Bunların yanı sıra, Brezilya ve Endonezya da önemli birer oyuncu konumundalar.
Fildişi Sahili, Fransa'dan bağımsızlığını kazandıktan sonra bu ülkenin ilk devlet başkanı olan kakao çiftçisi Félix Houphouët-Boigny, 1960'tan 1993 yılında ölümüne kadar, kendi yönetimi altında ülkesini, dünyanın en büyük kakao üreticisi haline getirdi. 1970’lerdeki yüksek fiyatlara güvenerek, kahverengi altını ülkenin yeniden şekillendirilmesinde kullanarak Yamoussoukru kentini inşa edip başkent ilan etti. Ayrıca Abidjan’ı ticaret merkezi olarak belirleyerek Batı Afrika’nın Manhattan’ı haline getirdi.
Afrikalı liderler, diğer ana tarımsal ürünlerden farklı olarak kakaonun büyük tarım işletmeleri bünyesinde üretilmesi için hiçbir zaman girişimde bulunmadılar. Bugün, kakao hâlâ çoğu yoksul küçük çiftçiler tarafından yetiştirilmekte. Parayı kazananlar, kakao ağaçlarının ekimini, yetiştirilmesini ve hasadını yapan çiftçiler değil, çekirdeklerin ticaretini yapan ve bunları çikolataya dönüştürenler.
Artık çiftçiler maalesef kakao arazilerine yeniden yatırım yapma imkanından yoksun. 2000’li yılların başından beri neredeyse hiç yeni ağaç dikilmedi. Ancak bu süre zarfında çikolata talebi patladı. Yetersiz kakao ağacı yatırımı nedeniyle kakao üretimi de bu talebe cevap veremez hale geldi.
Diğer taraftan, kötü hava koşulları, yetersiz gübre kullanımı ve artan hastalıklar, yaşlanan kakao ağaçlarını daha da savunmasız hale getirdi. Gelecekte öngörülemeyen hava koşullarının kakao sektörüne olumsuz etkide bulunacağı çok açıktır. Bu arada, çok sayıda çevre uzmanı ve aktivist, kakao arazilerinin ülkenin ormansızlaşmasına neden olduğunu savunmakta. Örneğin, Fildişi Sahili ve Gana, orman mirasının yüzde 80'inden fazlasını bu nedenle kaybetti.
Artık hepimiz kaçınılmaz bir çikolata kriziyle karşı karşıyayız.
Son bir yılda kakao fiyatları üç kat arttı. Bu aralar, Brezilya, Ekvator, Peru ve Endonezya gibi ülkeler, Afrikalı kakao üreticilerinin yoğun talebi karşılayamaması nedeniyle piyasadaki boşluğu kapatmaya çalışıyor. Ancak, kakao üretimi genel olarak azalmaya devam edecek.
Bu durum, gelecekte çikolata fiyatlarının büyük ölçüde artmasına yol açacak. Düşük ve orta gelirli kesimler tarafından da günlük olarak tüketilen bir ürün olan çikolatanın, önümüzdeki 20 yıl içinde havyar kadar pahalı olacağını tahmin edenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
İşte o zaman neler olacak?
Çikolata insan vücudunda dopamin ve serotonin artışı sağlar. Bu ikili, beyindeki sinir hücreleri arasındaki sinyalleri ileten kimyasal habercilerdir. Kişinin ruh halini ve motivasyonunu etkileyen bu hormonların azalması, üzüntü, değersizlik hissi, ilgi kaybı, aşırı endişe, sinirlilik, öfke ve hayal kırıklığı gibi sonuçlar doğurabilir. Son yıllarda bozulmaya yüz tutan toplumsal düzeydeki zihin sağlığı, umarım çikolata eksikliğinden dolayı daha da kötüye gitmez.