Masa başı vs saha

Rıfat KARAKÖY Köşe Yazısı
17 Nisan 2024 Çarşamba

Geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe’nin kongresini izledim. 25 bin kişi toplandı. Tam bir gövde gösterisiydi. Sırf kongre üyelerinin bazıları ile stadın yarısı dolmustu. Herkes heyecanlıydı. Yönetim, taraftar, kongre üyeleri.. 

Tamam dedi Fenerbahçeliler artık tepki verilecek. Heyecanlı olmayan tek bir grup vardı. Onlar da sporcu grubuydu. Geçen sene kupayı alarak Süper Kupa finalini oynamaya hak kazanmışlardı. Kariyerlerine bir kupa daha yazabilme ihtimalleri tek maça bağlıydı. Kim bilir bazıları için belki de kariyerlerindeki ilk ve tek kupa olarak kalacak, güzel bir anı olacaktı.

Şampiyonluk yolunda giderken yönetimin bu kadar adamı toplaması “artık kesin radikal bir karar çıkacak” beklentisini yaratmıştı. 

Radikal karar olarak Süper Kupa finaline çıkmama kararı alındı. Kararın alınması ise yıllardır yaşanan olaylara bağlandı. Acun Ilıcalı’nın hazırlattığı 25 dakikalık video ile geçmişe göndermeler yapılarak tepkinin bundan olduğu anlatıldı… 

Sonuçta bence bu tepki yine Fenerbahçe’ye zarar verdi.. Kazanmaya aç taraftar kupa finali izleyemedi, bu maça motive futbolcular maça çıkamadı ve çok da büyük bir radikal kararın alındığına bence şahit olamadık.

Fenerbahçe yıllardır geçmişiyle yaşıyor, tıpkı iki sezon öncesine kadar uzun süre şampiyon olamayan Trabzonspor gibi. Hep geçmişiyle yaşayıp önüne bakamıyor. En ufak bir sıkıntıda eski travmalar hortluyor ve patinaj başlıyor. 

Kesinlikle 3 Temmuz unutulsun, otobüs kurşunlanmasının üzeri kapansın devam edilsin demiyorum. Ancak sporcuları devamlı bu negatif konulara alet etmeyi de doğru bulmuyorum.

Düşünsenize Edin Dzeko olduğunuzu... Gelmişsiniz kariyerinizin sonunda büyük bir motivasyonla oynuyorsunuz. Devamlı size karşı olan haksızlıklar yönetim tarafından bağrılıyor. Haksızlıkların yapıldığına kesinlikle katılmakla beraber bunların çözümünün sporcular alet edilerek yapılmasına karşıyım.

Yönetim zaten Fenerbahçe’yi korumak için orada, bu işin yıllardır medya üzerinden bağırarak yapılamadığını anlamış olmaları lazım. Türkiye’de bu işler federasyona adamınızı koyarak, diplomasi yaparak oluyor. Bağırarak, “hakkımız yendi” diyerek on senede Fenerbahçe’nin kazandığı tek bir cephe görmedim. 

Fenerbahçe Başkanlık makamı öyle güçlü bir makamki bir açıklama ile sadece 25 bin kongre üyesi toplar. Ancak bu kadar güçlü bir makamı devamlı çıkıp “hakkımız yeniyor” diye konuşarak, ve aynı şeyleri tekrar ederek bence güçsüz duruma düşürüyor şu anki yönetim.

Ayrıca yönetimle futbol takımı arasında, işin hem yönetsel hem de saha tarafına hakim kimse olmadığı için kimse futbolcuların psikolojisini de algılayamıyor. 

Toparlamam gerekirse, bu sezon harika bir kadro kuruldu, çok büyük paralar harcandı. Şampiyon olunmasa bile bence iyi bir sezon geride kalmış olacak. İlk defa doğru bir oyuncu ekibiyle planlama yapıldı. Ancak “masa başı” bana sorarsanız yine iyi yönetilemedi. Ne yazık ki masa başı diyorum, ama futbolu yakından takip eden herkes Türkiye Ligi’nin masa başı yönetiminin de en az saha kadar önemli olduğunu biliyor.  Bu işi de en iyi yapan takım şu an lider. 

Umarım mevcut federasyon siyasetin karıştığı son federasyon olur, umarım artık masa başının konuşulmamaya başlanacağı yeni bir dönemin ateşi atılır ve artık 200 milyon Eurolara kurulan takımların sadece ve sadece sahada neler yaptıklarıyla ilgileniriz. 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün