1481 yılı, mekan Endülüs, Engizisyon mahkemeleri…
Baş Enkizitor Torquemada’nın en acımasız itiraf yollarından biri birazdan tek suçu Peygamber Moşe’nin geleneklerini devam ettirmek olan bir Yahudi’ye uygulanacak… Bu cezanın adı ‘Escalara.’
Kardinal Cisneros’un emriyle burnuna bez parçası takılan sanığın ağzından sokulan metal huni eşliğinde bir kova su boşaltılacak. Mahkum boğulma hissi yaşarken, bir an önce ölüp kurtulmak isterken büyük bir ıstırapla itirafa zorlanacak. Sorgulamalarda kan akıtılması Engizisyon döneminde Yüce Isa’nın insanlar için kendini feda etmesini çağrıştırdığından yasaklanacak…
El Hamra Fermanı tarihin gördüğü en büyük insanlık trajedilerinden biridir. Sultan Beyazıd 1492 yılı boyunca İspanya’dan toplam 150 bine yakın Yahudi’yi kurtarmış, pek çoğu sonraki yıllarda hekimlik, vezirlik gibi vasıflarla Osmanlı siyasi ve ilmi hayatına büyük katkılarda bulunmuştur.
***
19 Nisan - 16 Mayıs 1943 Varşova Gettosu Ayaklanması…
Holokost döneminde, Naziler’in kontrolü altındaki Avrupa'da koşullar Yahudiler için çok güç olmasına rağmen Nazilere karşı silahlı direnişte bulunan çok Yahudi grubu oldu.
Bu direnişler üç çeşitti: Getto ayaklanmaları, toplama ve ölüm kampları direnişleri ve silahlı partizan çatışmaları.
Bunlar arasında 19 Nisan 1943'te başlayan ve beş hafta süren Varşova Gettosu Ayaklanması en çok bilinen silahlı direniş olmasına rağmen bunun gibi birçok getto ayaklanması oldu.
Ölüm, toplama ve işçi kamplarındaki feci şartlara rağmen Yahudi tutuklular, Nazilerle 2 Ağustos 1943'te Treblinka, 29 Eylül 1943'te Babi Yar, 14 Ekim 1943'te Sobibor, 19 Kasım 1943'te Janovska ve 7 Ekim 1944'te Auschwitz'te çarpıştılar.
Müslümanlar arasında Yahudiler’i kurtaran birçok dürüst insan oldu.Arnavutluk ise Avrupa’nın çoğunluğu Müslüman tek ülkesi olarak Holokost’ta buraya sığınanlar sayesinde Yahudi nüfusu artan tek ülke oldu.
‘Ulusların İçinden Dürüstler’ adıyla resmen onurlandırılmış yetmiş Müslüman arasında birçok cesaret ve özveri örneği görüldü. Bu kişilerden Bosnalı Derviş Korkut, Mira Papo adlı genç bir Yahudi direnişçi kızı saklayıp dünyanın en değerli Yahudi el yazması olan Saraybosna Agadası'nı kurtardı.
Türk Konsolos Selahattin Ülkümen'in de elli Yahudi'yi Auschwitz fırınlarından kurtararak gösterdiği kahramanlığa Naziler, oğlu Mehmet'in doğumundan hemen sonra hanımı Mihrinissa'yı öldürerek karşılık verdiler.
***
Tarih 6 Mayıs 2024…
Neve Şalom Sinagogu’nda her yıl olduğu gibi Yom Aşoa gününde toplanmış toplum bireyleri ve katılan değerli komşularımız ile Holokost’ta kaybettiğimiz 6 milyon dindaşımızı andık.
Ulus Özel Musevi Lisesi öğrencilerinin bu yıl üstlendiği törende değerli öğrencimin ağzından bu sözler döküldükçe yaşadığımız gerçeklerin bilincinde gözlerim yaşardı.
“Tarih boyunca zorluklar karşımıza hep birer duvar gibi çıktılar. Bizler bu duvarları çeşitli direniş yöntemleriyle hep yıktık. Bazen eylemlerimizle, bazen fikirlerimizle, bazen de sözcüklerimizle.
Eylemler, fikirler, sözcükler: Eğitimin de üç temel direği. O gün ormanda, gettoda,
bugün başka zorluklarla, gelecek nesli eğitmek için bir okul açmak, bir gelecek olduğuna inanmak demektir.
Ve eğer bir gelecek olduğuna inanıyorsanız her zaman dimdik ayaktasınız demektir.”
Antisemitizmden uzak, barışla güven dolu bir gelecek dileğiyle…