Okullar ruh sağlığını nasıl koruyabilir?
Esenlik kelimesi Cumhuriyet döneminde kullanımı artan kelimelerdendir. Well being karşılığı olarak kullanılması ise ‘iyi olma hali’nin güncel bir terim olmasına paralel. Bu ve benzeri kelimelerin bir kısmını sandıktan çıkarıp yeni kavramlaştırmalar için ‘repurpose’ ediyoruz. Türkçedeki karşılığı yılmazlık, ruhsal sağlamlık, ruhsal dayanıklılık hatta rezilyans olarak kullanılan resilience gibi… Kelimelerin işaret ettiği durumlar yeni değil, ruh sağlığımız durum olarak eski. Ancak kavram olarak hayatımıza yerleşmesi bozulabilirliğini görmemizle beraber oldu.
Gelecek kuşakların yetişmesinde ev ve anne-babalar kadar etkisi olan okul ve öğretmenlerin ruh sağlığına odaklı, öğretmen esenliğini irdeleyen bir konuşmamdan aldığım notları bu ay sizinle paylaşacağım. ÖRAV’ın düzenlediği ve Öğretmenler Odası başlığıyla 2024 Nisan ayında gerçekleştirdiğim webinar’ın ana çizgileri… Konuşmanın kendisini youtube’daki öğretmen akademisi vakfı hesabından dinleyebilirsiniz.
Bir okul nasıl öğretmen esenliğini/ruh sağlığını destekleyici olabilir? Önce ruh sağlığı ve esenliğe ilişkin temel kavramları gözden geçirelim.
Sağlık ve esenlik kavramları: Sağlık, hastalıksızlıktan ibaret değildir. Ruhsal, fiziksel ve sosyal esenlik (well being) ile tamamlanır. Ruh sağlığını da aynı şekilde tanımlayabiliriz. Ruhsal bozukluklar, değişik engelleyici ve yeti yitimi yaratıcı durumlar, kendine zarar verme riski yaratan durumlar gibi klinik durumların yokluğu ruh sağlığı için gereklidir, ama yetmez. Ruh sağlığının yaşamın sıradan stresleriyle başa çıkabilmek, yeteneklerini kullanabilmek, iyi çalışmak, iyi öğrenmek ve topluma katkıda bulunabilmek gibi bileşenleri vardır. Sevmeye ve sevilmeye dayalı ilişkiler bu koşulların bir üst ürünü olarak mümkün olur.
Tükenmişlik: Tükenmişlik kişisel bir kusur değildir. Tükenmeyi önlemek, verimli, keyifli bir çalışma ortamı yaratmak için öncülük etmek okullardan sorumlu olan kamu otoritesinin görevidir.
Yorulmak ile tükenmişlik aynı değildir. İkisinde de devam etme arzusu zayıflar, ancak yorgunluk hafifledikçe devam etme arzusu geri gelir. Tükenme bir anlamsızlık ve beyhudelik hissi ile beraber gelir, kolayca gitmez. Depresyon ise sadece devam etme arzusunun yokluğundan ibaret kalmaz, geçmişe dönük hayıflanma ve kayıp duygusu ile geleceğe dönük umutsuzluk bir aradadır. Tükenmişlik ile depresyon arasında bir çizgi vardır; okul ortamının ruh sağlığını destekleyici yapısı bu çizginin aşılmasını önleyebilir.
İşyeri: Okul bir işyeridir. Bir işyerinin yerine getirmesi gereken sağlık koşullarını ruh sağlığı için de aramalıyız. İşyerinde ruh sağlığı bir haktır. Esenlik için gereken temel ve ilk desteğin sağlanacağı en uygun yer hastane ortamı değildir, okul ortamında ilk basamak olarak sunulmalıdır. Öğretmenlerin ruh sağlığına dönük okul temelli destekler çocukların ve gençlerin, anne ve babalarının hayatını da etkileyecek sonuçlar getirir.
Okul iklimi: Sosyal ve duygusal gelişim ilkelerine dayalı bir okul iklimi. Birbirini anlama, işbirliği yapma, duyguların öğrenme ve çalışma pratiklerine olan etkisini anlama ve yönetme gibi sonuçları hedefleyen, bir duygusal güvenlik ortamı. 2017’den bu yana Sabancı Vakfı desteğiyle birbirinden çok farklı özelliklerde okullarda yürüttüğümüz çalışmaların ortak teması.
Bir okulun ruh sağlığını destekleyici olup olmadığını anlamak için ölçütlerimiz neler olabilir?
Liste uzatılabilir.
Okul ikliminin bu ilkelere dayalı işleyişi destekleyici düzenlenmiş olması bir duygusal güvenlik ortamı sağlar. Okul ikliminin sosyal duygusal gelişim ilkelerine göre düzenlendiği okullarda, ruh sağlığı farkındalığının yanı sıra okulda bulunan herkesin kendisini güvende hissettiği, düşünce, davranış ya da başka özellikleri nedeniyle dışlanmadığı bir iklim yaratmak hedeflenir.
Şu anda güncel olan müfredat tartışmalarını yaparken bu ilkelere dayalı bir tartışma yürüyüp yürümediğine bakmak durumu anlamamızı kolaylaştırır. Tartışma güvenlikli bir ortamda mı yürüyor?