MÜZİKTE ÇIĞIR AÇAN BESTECİ: JOHN CAGE / Vol:11

Renan KOEN Köşe Yazısı
29 Mayıs 2024 Çarşamba

John Cage’in kendi anlatımıyla I Ching’den, mantarlar, yenilebilir bitkilere kadar giden yolu: “Kırklı yılların sonlarında deneylerle sessizliğin akustik olmadığını öğrendim (Harvard Üniversitesindeki yankısız odaya girdim). Bu bir fikir değişikliğidir, bir dönüştür. Müziğimi buna adadım. Çalışmam niyetsizliğin keşfine dönüştü. Bunu sadakatle gerçekleştirmek için I Ching’in ihtimaller işleyişini kullanarak karmaşık bir yazma yöntemi geliştirdim ve ağırlığı seçim yapmak yerine soru sormak haline getirdim.

Sık sık döndüğüm Budist metinleri Huang-Po Evrensel Zihin Doktrini'dir (Chu Ch'an'ın ilk çevirisi, Londra Budist Topluluğu tarafından 1947'de yayınlanmıştır). Hayatım bir illüstrasyon ve On Oxherding Resmi (Hiçliği deneyimlemiş, gülümseyen ve biraz ağırbaşlı bir keşişin hediyelerle köye dönüşüyle biten versiyonda olduğu gibi) olarak tanımlanabilir. Budizm ile ilgilenmeden evvel Sri Ramakrishna İncili'ni okumuştum. Tüm dinlerin aynı olduğunu söyleyen Ramakrishna'ydı. Tıpkı susayan insanların farklı yönlerden geldiği ve suyuna farklı isimler verdiği bir göl gibi. Üstelik bu suyun birçok farklı tadı da var. Benim için Zen'in tadı mizahın, uzlaşmazlığın ve tarafsızlığın karışımından geliyor. Bu bana Marcel Duchamp'ı hatırlatıyor.

Harvard'daki Norton derslerimin kaynak materyalinin bir parçası olarak Budist metinlerini düşündüm. Müziğim artık bazen esnek bazen de esnek olmayan zaman dilimlerini kullanıyor. Notalar yok, partisyonların sabit bir ilişkisi yok. Partisyonlarda ne çalınacağı bazen tamamen yazılıyor, bazen yazılmıyor. Norton derslerimin başlığı, ‘Geçmişe Bakışta Kompozisyon'un güncellenmiş versiyonuna bir göndermedir:

Yöntem, Yapı, Niyet, Disiplin, Notasyon, Belirsizlik, İç içe geçme, Taklit, Adanmışlık, Koşullar, Değişken Yapı, Anlaşılmama, Olasılık, Tutarsızlık, Performans (I-VI).

Black Mountain College'deki çoğunluğu Alman olan toplulukta Erik Satie'nin müziğine dair deneyim eksikliği olduğunu fark ettim. Bu nedenle, bir yaz orada öğretmenlik yaptığım ve hiç öğrencim olmadığından, Satie'nin müziği için bir festival düzenledim. Akşam yemeklerinden sonra yarım saat süren giriş konuşmalarıyla birlikte Satie eserlerine üzerine açıklamalı konserler verdim. Festivalin merkezine ise Satie ve Beethoven'a karşı çıkan bir konferans yerleştirdim ve Beethoven'ın değil Satie'nin haklı olduğunu buldum.

Bazen ilk olduğu söylenen şeyi Black Mountain College'da gerçekleştirdim. Seyirci dört izometrik üçgen bölümde oturuyordu; bu bölümlerin tepe noktaları karşılarındaki küçük kare performans alanı ile kesişiyordu. Aralarındaki koridorlardan kendilerini çevreleyen geniş performans alanına gidiyordu. Birbirinden farklı aktiviteler, Merce Cunningham'ın dansları, resim sergisi, Robert Rauschenberg'in ‘Victrola’ adlı eserinin çalınması, Charles Olsen'in veya M. C. Richards'ın şiirlerinin seyircilerin oturduğu alanın dışındaki bir merdivenin tepesinden okunması, David'in piyano çalması, dinleyicilerin dışındaki başka bir merdivenin tepesinden gelen sessizlikleri içeren bir dersi anlatmam. Hepsi de dersimin süresi içinde tesadüfen belirlenen zaman dilimleri içinde gerçekleşti. O yazın sonlarında, Amerika'nın Newport/Rhode Island'daki ilk sinagogunda cemaatin aynı şekilde oturduğunu gördüğümde çok mutlu oldum.

Rhode Island'dan Cambridge'e gittim ve Harvard Üniversitesinin yankısız odasında sessizliğin sesin yokluğu değil, sinir sistemimin ve kan dolaşımımın istenmeyen çalışması olduğunu duydum. Bu deneyim ve (çığır açmış ressam ve heykeltıraş) Rauschenberg'in ‘Beyaz Tualler’ eseri,  beni 4'33" adını verdiğim besteyi yapmaya yöneltti. Bu sessiz parçamı verdiğim derslerde anlattım.

1950'lerin başında David Tudor, Louis ve Bebe Barron'la manyetik bant üzerine, Christian Wolff, Morton Feldman, Earle Brown’un ve benim çalışmalarım olan çeşitli çalışmalar yaptık. Benim ritmik yapı anlayışım nasıl Schoenberg'in yapısal uyumunu ve 4’33” yani sessiz parçam Robert Rauschenberg'in ‘Beyaz Tualler’ eserini takip ediyorsa, I Ching ihtimaller işleyişi ile bestelenen ‘Değişim’ müziğim de Morton Feldman'ın grafik müziğini ve her perde için sayılarla yazılmış müziği takip etti. Perdeler yalnızca yüksek, orta veya düşük olarak not edilir. Hemen değil ama birkaç yıl sonra yapıdan-sürece, parçaları olan bir nesne olarak müzikten-başı, ortası ve sonu olmayan müziğe, hava durumu olarak müziğe geçecektim. Yaptığımız işbirliklerinde Merce Cunningham'ın koreografilerinde benim müziğim sadece eşlik olarak dansı desteklemiyor. Müzik ve dans birbirinden bağımsızdır ancak bir arada bulunabilir.

1950’li şehirden ayrılıp taşraya gittim. Orada mantarlar ve diğer yenilebilir yabani bitkilerle ilgili araştırmamda bana rehberlik eden Guy Nearing'i buldum. Üç arkadaşımızla birlikte New York Mikoloji Derneği'ni kurduk. Nearing, hakkında yazıp kitap bastığı yosun konusunda da bize yardımcı oldu. Havanın kuru olduğu ve mantarların büyümediği zamanlarda yosunlarla vakit geçirdik.”

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün