Acaba Mars'ta bir ülke kursak yine istenmeyen olur muyduk?

Mois GABAY Köşe Yazısı
5 Haziran 2024 Çarşamba

Geçtiğimiz pazar günü… Mekan çok sevdiğim Bomonti Antika pazarı. Tezgahlardan birinde gıcır gıcır yeni imalattan çıkmış Svastikalı Nazi kollukları satışta… Alan memnun, satan memnun demek ki, kimse de çıkıp “Arkadaş bu nedir yahu Bomonti’nin ortasında? Bunu kime ne amaçla satıyorsun?” demiyor. Fotoğraf toplumumuzdan değerli bir ağabeyimden ulaştı.

Sonrasında fotoğrafı paylaştığım arkadaş gruplarından normalde ‘suç duyurusunda’ bile bulunabilecek çoğunluk maalesef bu fotoğrafı tuhaf karşılayamadı. Kimi, neyi kime şikayet edeceğiz bu iklimde?

Bir Türk Yahudisi olarak, lafı evirip çevirmeden samimi düşüncemi paylaşmak isterim. Hiçbir kardeşimiz ekranlarda gördüğümüz kadarıyla ateş altında kalan, güvenli bölgede olduğunu düşünüp gece karanlığında yaşam savaşı veren, tek hatası orada doğmuş olan çocuk, kadın aidiyeti ne olursa olsun hiçbir insanın ölümünden dolayı sessiz, tepkisiz değil.

Bu yaşananlardan insanlık adına utanç duyuyoruz.

Binlerce ölen çocuk, kadın, yaşlı insanın kanı aylardır bu savaşı bitirip, masum insanların ölümünü engelleyemeyen, barışı getiremeyen tüm liderlerin elinde…

Netanyahu rejimi, ne Hamas’ı yok edebilmek ne de 7 Ekim’den beri gözü yaşlı çocuklarını bekleyen annelerin, eşlerin rehin tutulan ailelerini geri getirebilmek bir yana dursun, bölgede uzun yıllar sürecek sıkıntılar yaratmış durumda… Her geçen gün Netanyahu’nun savaşı kendi çıkarları için de uzattığı, 7 Ekim öncesindeki hatalarına dair sesler İsrail’de de gittikçe yükselmekte…

Ancak bunların hiçbiri antisemitizme gerekçe bulmak, Nazilerin mezalimlerini değersizleştirmek için bir neden değil.

Kutsal kitaplardan konuyla ilgili olmayan bölümler bulup ‘antisemitizm’ yaratmak için bir gerekçe değil!

Asırlardır bu topraklarda yaşayan, Ortadoğu’daki yaşanan trajediyle hiçbir müdahili olamayan insanları sorumlu görüp, illa bir açıklama yaptırmaya zorlamak, kutsallarına her gün yazılı ve görsel medyada saldırmak için gerekçe değil.

Türk Yahudileri bugün rahmetli Hrant Dink’in deyimiyle ‘Güvercin tedirginliğinde’ yaşıyor!

Dilerim bugün medyada hedef gösterenler, İzmirli değerli bir yahudi iş insanına planlanan suikastın son anda engellendiğini fark edip, sapla samanı karıştırmaktan vazgeçerler…

Barış ancak her iki tarafın da birbirinin varlığını kabul edebilmesi ve insanca terörden ve baskıdan uzak yaşama hakkını verebilmesiyle mümkün olabilir.

Barışın şu anki aktörlerle mümkün olmayacağı, sorunu çıkaranların o sorunlara çözüm bulamayacağını görebilmek kadar açıktır.

Barışın geleneksel Yahudi nefreti ile çözülemeyeceğini, tarafsız konuya insaniyet yönünden bakabilecek liderlerle gelebileceğini farkına varabilmek keşke’leri belki ilerde sona erdirebilir…

Bir başka gezegende ‘Yahudilerin nefretten uzak yaşamaya mümkün olabilecekleri bir devlet’ olabilseydi yine de istenmeyen olur muyduk?

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün