Geçen sezon, yazıp yönettiği ‘Eksik’ adlı oyunla erkeklerin güçlü görüntüsü altındaki çaresizliği, bir baba-oğul ilişkisi üzerinden irdeleyen Aksel Bonfil, kalemiyle seyirciye kendini ve ilişkileri sorgulatacak bir işe imza atmıştı.
Eksik’in daha dumanı üzerindeyken, üretmeyi çok seven ve bu konuda özel bir yeteneğe sahip Sevgili Bonfil’in yeni yazdığı oyunu ‘Chaplin’in Zorlu PSM’de gerçekleştirilen prömiyerine davet edildik. Sinema tarihinin en önemli isimlerinden Charlie Chaplin’in Londra’dan Hollywood’a uzanan hayat hikayesi, birbirinden ünlü isimlerin yer aldığı geniş bir kadro ile Türkiye’de ilk kez müzikli bir oyun formunda sahneye taşındı.
Oyunda, Charlie Chaplin'i Özgür Daniel Foster, Chaplin'in annesi Hannah Chaplin'i Şebnem Dönmez, ilk karısı Mildred Harris’i Aybüke Pusat, kardeşi Sydney Chaplin'i Emre Taşkıran, Charles Chaplin Jr.'ı ise Murat Danacı canlandırıyor. Mert Siliv'in yapımcısı olduğu Chaplin’in senaryosunu Aksel Bonfil yazarken, yönetmen koltuğunda ise Saim Güveloğlu oturuyor.
“Kahkaha acılarla başa çıkmanın en iyi yoludur ve çok para edebilir” diye bir cümle kuruyor anlatıcılar oyunun başında… Çocukluk yıllarında tiyatro kulisinden giyinen, babası 38 yaşında vefat eden, Londra’nın yoksul mahallelerinden çıkarak Hollywood’da zirveleri gören; ikonik ‘Şarlo’ karakteriyle, gerçek bir cesaret örneği olan ‘Büyük Diktatör’ filmiyle, evlilikleriyle daima konuşulan Chaplin’in hayatının özeti tam da bu ana fikre sığmıyor mu?
Bu kadar ağır dramlardan geçen, yine de hiçbir zaman pes etmeyen, politik bir çizgisi olan Charlie Chaplin’in öyküsü, bu kimi zaman duygusal, kimi zamansa keyifli oyunla yaklaşık iki saat boyunca seyirciyi 1889’dan alarak, erken 1900’lere dek eşsiz bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Tabii bunda başarılı dekorun da payı büyük, sahnede dönen dekorla birlikte zaman geçişleri çok uyumlu bir şekilde yansıtılıyor. Chaplin’in dekor ve kostüm tasarımı Gamze Kuş'a, ışık tasarımı Utku Kara’ya, müzik direktörlüğü Berkay Özideş’e koreografisi ise Tuğçe Ulugün Tuna’ya ait.
Aybüke Pusat ve Şebnem Dönmez, aynı anda birkaç karakteri canlandırmasına rağmen hepsinde gerekli inandırıcılığı yakalayacak derecede iyi bir performans sergiliyor. Pusat’ın erkek rolünün bile layığıyla altından kalktığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
‘Charlie Chaplin’ ile oyunculuk serüveninde iz bırakacak, mihenk taşı değerinde bir role hayat veren Özgür Daniel Foster da karakterini gerçek anlamda içselleştirerek Kuş Uçuşu ve Tozluyaka gibi dizilerin ardından kariyer basamaklarını tırmanırken sağlam bir sıçrama tahtasından başarıyla atlamış oldu. Duyguyu seyirciye aktarmadaki başarısını ve Chaplin’in imza hareketlerinden olan vücut dilini nasıl başarıyla kullandığını gördüğünüzde eminim bana hak vereceksiniz.
18 Temmuz'dan sonra açık hava turnelerinin olacağı açıklanan oyun, Eylül ayından sonra Zorlu PSM’de sahnelenmeye devam edecek.
CMYLMZ ASLA BİTMEZ!
Cem Yılmaz’ın ‘CMXXIV’ adını taşıyan tek kişilik stand up’ı final gösterisiyle seyircinin karşısına çıktı.
Sezon boyunca Zorlu PSM’nin en büyük salonu olan Turkcell Sahnesi’ni full dolduran gösteri -Cem Yılmaz’ın her yaptığı iş gibi- bir kesim tarafından ‘Cem Yılmaz bitmiş’ eleştirilerine maruz kaldı.
Yılmaz da, tam zeki bir komedyenin yapacağı tarzda bir hamleyle, bu karalama kampanyalarını kendi gösterilerine malzeme olarak kullanmayı tercih ediyor.
Kariyerinin başından itibaren yaptığı Hokkabaz, Arog, Gora, Arif V 216, Do Not Disturb gibi filmlerin yanı sıra; kendi adını verdiği stand-up gösterileriyle Türkiye’de komedyen denildiğinde ilk akla gelen isim olan Yılmaz, 2024 yılına ait güncel esprilerle dolu gösterisiyle yine bu stres dolu İstanbul yaşamında salona gelen binlerce kişiye moral oluyor.
Tabii yıllar geçtikçe Cem Yılmaz’ın daha da cesur bir karaktere büründüğünü itiraf etmeliyiz, siyasi esprilerin de yoğun olarak bulunduğu gösteride Cem Yılmaz, Kızıl Goncalar’dan Kızılcık Şerbeti’ne, seçimlerden kendisine Twitter üzerinden yöneltilen hakaretlere, hatta muhtemelen bir çoğunuzun hakim olduğu madafaka nafaka’ya kadar çok fazla konuya açıklık getiriyor.
Cem Yılmaz, gündem meselelerini de bu derece kapsayan bir gösteri yaptığından dolayı, ritim tek bir dakika bile düşmüyor.
Hatta bazen viski tadımlarından bahsettiği anlarda kendinizi bir Cem Yılmaz zenginliğinde hissetmeyi bile becerebiliyorsunuz. Gülmek isteyenlere reçete, yeni sezonda mutlaka gidin ve iyileşin.