Adabüs Azmanbüs'e karşı

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
26 Haziran 2024 Çarşamba

Büyükbabamın bir lafı vardı; insanlar ikiye ayrılır, berri tipler (karacı) ve bahri tipler (denizci). Yeşilliği çok sevmekle beraber deniz olmayan bir yerde yaşayabileceğimi sanmıyorum.

Kurban Bayramı tatilinin on güne uzatılması yurt içi turizmine yaradı. Amaç da oydu zaten. Yurtdışına gitmeyi seçenler içinse Yunanistan en çok tercih edilenler arasındaydı. Nedeni ise çok açıktı. Yunan adalarında hizmet sektörü, hijyen ve en önemlisi fiyatların çok uygun oluşuydu.

Yunan adalarına vizesiz girişte yaşanan izdiham turizm acentelerimizin açıkgözlülüğünden kaynaklandı. Kotanın dolması üzerine gelenler sınırdan geri çevrildi. İlkeleri, hizmet verebilecekleri sayıda kişiyi kabul etmekti. Kurallar gerektiği gibi uygulanınca işler de düzgün yürüyor.

***

Bayram süresince Büyükada’da değildim. Bir süre öncesinde Kent Konseyi’nin bahçesinde Adalar Belediye Başkanı, Kaymakam ve İETT Müdürü ada halkıyla bir toplantı düzenledi. En çok üzerinde tartışılan konu, ulaşım sorunuydu. Hiçbir mantığa sığmayan, iki adet ‘azmanbüs’ün Ada’ya gelmesi büyük tepkilere neden oldu. Sonuçta başta İETT sorumlusu olmak üzere ‘azmanbüs’lerin devreye girmeyeceği sözü verildi.

Ne oldu? Bayramda ‘azman’lar ortaya çıktı. Sorumlular yerlerini sorunlulara bırakıp yok oldu. Gelişmeleri Ada’da olan dostlardan ve basından takip ettim. Bir ‘azman’la bir Adataksi’nin yan yana gidemediği yollara günü birlik gelen kalabalık eklenince ortalık bayram değil kurban yerine dönüştü.

***

“Çok rahatsız oluyorsan Ada’dan başka bir seçenek ara” cümlesi daha da rahatsız edici. Beş nesilden beri Adalıyım. Bağdaki niye yerinden olsun? İstanbul da kalabalıklaştı, yaşanması güç bir hale geldi. Bunun için şehri terk edip gidiyor muyuz?

Ada kültürü, yaşantısı birdenbire değişmedi. Hazmedemediğimiz değişim adım adım geldi. Azınlıkların gitmesi/gönderilmesi yokuş aşağı inen basamakların ilkiydi. Görgü, saygı, kültürün el değiştirmesi Adaların en büyük kaybı oldu.

Dedelerimizin at arabasının önünde çekilmiş sepya fotoğrafları aile albümlerinde, kimileri de sahaflarda meraklısını bekliyor. En azından içlerinde torunlarımıza anlatacak onlarca hikâye var.

Gönlümden geçen, gelecek neslin çocuklarına gönül rahatlığıyla bisiklete binecekleri bir Ada bırakmak.

***

Bir süredir söylentiler vardı; inanmak istememiştim. Teşvikiye’de kültürel bir tarih yok oluyor. Sahibi Necdet Güler herkesin, ‘Alaattin’in Yeri’ olarak bildiği yeri temmuz ortasında kapatıyor. Gazete, mecmua, sigara, oyuncak ve akla gelmeyecek her çeşidin satıldığı dükkan bambaşka bir dünyaydı. Çocukluğumda, Cumhuriyet Bayramı’nda maytap ve çatapat aldığımı dün gibi hatırlarım.

Özellikle Nişantaşı ve Teşvikiye çevresinde yaşayanlar Güler Ailesi’ni çok özleyecek.

Sağlıkla kalın.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün