Birileri

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı
26 Haziran 2024 Çarşamba

Hayat, çok ilginç bir süreç… Başlıyoruz onu yaşamaya, bazı seçimlerimiz oluyor onunla ilgili, bazı ayrıntılarını seçmiyoruz bile ama o, kafasına göre bir şeyler biriktirmeye and içmiş gibi, bazen bize karşı, bizim için, bizden bağımsız davranıyor…

Kaç kişi, ilk arkadaşıyla görüşüyor mesela? İlk sevgilisini gören, onunla oturup bir kahve içen kaç kişi var aramızda? Okuduğu ilk kitabı hatırlayan, ilkokuldaki ilk sıra arkadaşıyla hâlâ görüşen, ortaokuldaki en sevdiği öğretmeninin özelliklerini bugün gibi hatırlayan, ilk oyuncağını saklayan, hatıra defterine ara ara bakan, okuduğu ilk romanı, izlediği ilk aşk filmini, yaşadığı ilk ayrılık acısını hatırlayan kaç kişi var? En eski arkadaşıyla hâlâ ilk günkü tatla buluşan, şahane dostluklar biriktiren; bazılarını zamanın içinde bırakıp kendi seçtiği az kalabalığıyla hayatı çok daha anlamlı hale getiren kaç kişi var?

Sayınızı bilmiyorum ama vardır mutlaka… Tersini yazacağımı düşünenleriniz olmuştur; neredeyse bütün bu sorulara, ben, diye cevap verebilecek şanslı kullardanım zannederim. Ayrıntıları aklında tutarak, en değerlilere her an sahip çıkarak, hayatın içinde elenenlere müsaade edip birilerini her zaman yüreğinde taşıyarak, onları görmek için zaman yaratarak yaşamak, benim en büyük lüksüm bence… Hiçbir şeyi, hiçbir yeri, hiçbir yaşananı ve hiç kimseyi unutmam. Hiçbir ayrıntıyı atlamam. İlk okuduğum kitap da aklımda, ilk oyuncağım da, ilk arkadaşım da, ilk etkilendiğim öğretmenim de, ilk aşkım da, ilk izlediğim romantik film de, ilk dansım da, ilk çiğnediğim yasak da, ilk bisikletim de… Hepsi, herkes aklımda…

Ama bu herkes, benim birileri’m… Hayatıma giren bütün insanlar, meslektaşlar, arkadaşlar değil; seçtiklerim, alıp kenara koyduklarım… Her gün de görsem, senelerce görmesem de hep aynı yerde tuttuklarım… Hep bir kol boyu uzağımda bildiklerim…

O kadar büyük bir hazine ki bu yazdıklarım benim için, bilemezsiniz!

Bazı insanların adını bilerek unutmuşken bazılarını adım gibi bilerek yaşamanın dayanılmaz hafifliğindeyim. Yazara atıfta bulunur gibi olacak ama var olmanın dayanılmaz derecede güzelliği bu bence…

Bir akşam, eşim ve kızımla; üniversiteden beri hiç ayrılmadığım en yakın arkadaşıma gittik. Oğlu evlendi, kızı lise üçte. Çocukları, çok sık görmüyorum tabii ama biz bazen kısa, bazen uzun aralıklarla birbirimizi hiç bırakmadık. Çocuklarımız bile bizim sahip olduğumuz o güzel dostluğun sıcaklığını fark ederek birbirini bilir gibi anlaşıyor o kadar yaş farkına rağmen… Bir ara eşlerimize baktım ve içimden dedim ki: “Size bu yaşanan samimiyet, çok farklı ve inanılmaz gibi geliyordur şimdi ama biz biliyoruz ki ne zaman, nerede, ne sebeple olursa olsun, birbirimiz için hep aynı yerdeyiz. Bu sahip olduğumuz bağın; kan bağıyla, akrabalıkla, komşulukla filan da ilgisi yok. Biz, çok benziyoruz birbirimize. Akıllarımız, ruhlarımız tanıdık… Kaldığımız yerdeyiz ve o yeri çok seviyoruz.”

Biri hep böyle olduğu yerde kalır, birileri de gider… İzin verin, gitsinler. Onların sizin hayatınızdaki misyonları biter hatta bunu size söylemeyi bile tercih edebilirler giderken. Bazılarını da siz gönüllü olarak gönderirsiniz, anlarlar. Üzülmezsiniz, bazen hayatınızın korunmaya ihtiyacı da vardır sizi zedeleyenlerden…

Ama birileri vardır; sonsuzdur, aynıdır, heptir, vazgeçilmez bile değildir çünkü onlar için vazgeçilebilir olmak gibi bir gerçeklik yoktur. Ekmek gibi, su gibi vardır onlar…

Ben bu zenginliğimi en çok, düğünümde hissetmiştim. Davetlilere bakarak benim kadar farklı bir mutluluk yaşayan çok az gelin olmuştur. Neyden dolayı daha mutlu olduğum, karmakarışıktı bir ara, hatırlıyorum. Bazı eksikler olsa da baktığım her masada; çocukluğum, genç kızlığım, arkadaşlarım, okulum, en sevdiklerim, en değerli birikimlerim, birileri’m vardı. Tek başına bir olan ve benim için belgisizliğin içinde hepsi asıl sayıyla kalbimde yeri olan birileri’m… Hepsi benimdi. Hayatınızda biriken o birileri, sizin yaşam öykünüzün başkahramanlarıdır. Anne, baba, eş ve evlat kadar sizindirler. O birileri’ne sıkı sıkı sarılın. Çünkü hayatı, daha anlamlı hale getirenler; onlardır.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün