‘Mordan.Ada’, Adalar El Sanatları Derneği’nin oluşturduğu bir markası. 1-16 Haziran tarihlerinde Büyükada Anadolu Kulübünde söz konusu markadan oluşan, ‘Ekoprint Ürünler Sergisi’ gerçekleşti. Sadece Prens Adalarında yetişen yaprak, çiçek ve tohum gibi bitki materyalleri çevre dostu bir üretim süreci olan ‘ekoprint’ yöntemi ile tasarlandı.
Ekoprint (doğal/ekolojik baskı); yaprak, çiçek vs şekillerini, renklerini ve izlerini kumaş üzerine bıraktığı bir teknik. Doğal kumaşların kullandığı baskıyla ipek şallar, giysi, deri ile keçenin bir araya geldiği çantalar gibi çeşitli ürünler sergide yer aldı. Her desenin, ‘tek’ olduğu ürünlerin poşet yerine bez baskı torbalarda verilmesi ayrı bir hoşluktu. Satın alanlar eve gelip bez çantayı açtıklarında içinde küçük bir kart buldu. Ürünün hangi yöntemle yapıldığı, bakım önerisinin yanı sıra, ‘Her kullanıldığında size mutluluk ve şifa vermesi dileğiyle…’ cümlesi kişiyi özel hissettirdi. Ayrıntıların içinde her zaman bir güzellik vardır.
Mordan.Ada ürünlerini Büyükada’da Piko’da, Kınalı’da Hina’da, Burgaz’da ASSK Shop’ta bulmak mümkün. Etik olarak reklama girdiğinden satış noktalarını yazmamaya özen gösteririm.
Bu kez ürünleri tasarlayan Adalı sanatçıların her birine teşekkür mahiyetinde bir ayrıcalık yapma hakkımı kulandım.
↔↔↔
‘Kıskançlık’, beş duyumun kapsama alanı dışındadır. Ama bir süredir kendimi imrenmekten alıkoyamıyorum. Büyükada yerine Burgaz’da mı yaşasaydım? Büyükada’nın özellikle hafta sonu kalabalığı Ada yerlisini adeta nefessiz bırakıyor. Öte yanda turistlere cazip gelmeyen Burgaz, Adalar arasında, ‘köy’ konumunda kalabilen tek yer. Gelen belli, giden belli. Dolayısıyla daha güvendesiniz.
Vapurdan indiğinizde size rastlayanlar hal hatırdan sona, nereden geldiğinizi, gün içinde ne yaptığınızı vs. sorar. Burgazlı olmayana garip gelse de, bu davranış meraktan değil, küçük bir yerde daha tanış olmaktan kaynaklanır. Çocuklar huzurlu bir ortamda büyür. Zira, ‘köy’ halkı onları sahiplenir.
Bütün artılarına rağmen ne Büyükadalı Burgaz’da ne Burgazlı Büyükada’da yaşayabilir. Her adanın kendine özgü bir dokusu var. Doğup büyüdüğünüz yer, istenmeyen bir değişime uğrasa da, yaşamınızın bir parçasıdır. İstanbul ne kadar değiştiyse, Adalar da aynı oranda etkilendi.
Mekânı mekân yapan insanlarıdır. Dolayısıyla Büyükadalılar küçük kümeler halinde ortak paydada buluşmayı sürdürüyor.
↔↔↔
Kartal-Maltepe seferi yapan minibüsleri andıran ahtapotlu denizanalı ‘azman’lar, görsel ve yazılı basında da tepki yaratmasına rağmen adanın dar sokaklarında manevra yapmaya çalışıyor.
Dikkati başka tarafa yönlendirmek isteyen yetkililer zaten yıllardır var olan yasayı yeni uygulamaya koyup akülü arabaları toplamaya başladı. Büyükada’nın cadde ve sokakları bir anda ferahladı. Bir kısım halk ruhsatsız akülülerini bahçe içinde korumaya aldı.
Ne var ki, uygulama plansız programsız yapıldı. Yeterli sayıda ulaşım aracı olmayınca engellisi, yaşlısı ortada kaldı. Hal böyleyken kuralları bozmakta son derece başarılı olan halkımız yan yollar aramaya başladı bile… ‘Ruhsat ve Emniyet İzni’ temini için iş bitirici piyasası muhtemelen tetikte. Korkarım sesi güçlü çıkan plakayı takacak, gerçekten ihtiyacı olan ise karşıdan bakacak.
Dilerim yanılırım.
Yazımı güzel bir haberle sonlandırayım. Ağustos sonuna doğru yeni taksiler sipariş edilecekmiş…
Sağlıkla kalın.