En sonda varacağım sonucu başlığa aldım…
Zaten bunu hepimiz biliyoruz diyorsanız mesele yok… Yazının gerisini okumayın.
Malum olduğu üzere yıllardan beri, ülkemizde ve bilhassa medeni dünyada, gün geçmiyor ki kadın hakları, kadınlara gösterilmesi gereken pozitif ayrımcılık, iş hayatında kadınların daha fazla görünür olması ve ücret eşitliği ve benzeri konular sık sık gündeme gelmektedir…
Naçizane kanaatime göre meseleyi incelerken kadınlardan evvel önce erkekleri incelemek gerekir.
Tabiatta erkeklerin rolü nedir?
Arılardan başlayalım. Erkek arıların tek bir rolü vardır. Zamanı gelince Kraliçe arıyla havalanır ve onu döllerler. Bu aşk uçuşundan kovana dönünce derhal işçi arılar tarafından katledilirler. Artık onlara ihtiyaç kalmamıştır…
Tavukçuluk tesislerinde durum biraz daha acıklıdır. Civcivler doğar doğmaz derhal cinsiyetleri tetkik edilir1. Dişiler kümeslere sevk edilir. Erkeler ise çok düşük bir nispette, hayatta bırakılır ve gerisinin hepsi boğularak öldürülür. Onları beslemek hem lüzumsuz hem de maliyetlidir…
Memelilerden de bir örnek verelim. Ormanların kralı aslanı ele alalım. Öyle görkemli, anlı şanlı görüntüsü ve davranışına kanmayın… Kralı, dişi aslan seçer. Belli bir süre sonra dişi aslan erkeğinden memnun kalmaz ise onu kovar. Bu aslında, erkeğin büyük bir ihtimalle ölüme mahkûmiyeti demektir. Zira beslenmeye yarayacak avları yakalayan dişi kaplandır… Kral aslan av hazır olduktan sonra gelir ve payını alır. Diğer bir deyimle erkek aslan kendi avını bulacak yeteneğe dahi sahip değildir…
Eh artık insanlar âlemine bakmanın zamanı geldi zannedersem…
Sadece yukarda yazdıklarıma paralel olduğu için kısaca Amazonlara değinmek isterim. Muhtelif Antik Yunan ve Roma yazarları tarafında kaleme alınmış efsanelere2 göre Terme - Samsun yöresinde yaşamış olan bu savaşçı kadınlar tam bir erkek düşmanı imişler. Belli zamanlarda civar köylere baskınlar düzenleyerek erkekleri ile ilişkiye girdikten sonra ya onları yanlarına köle olarak alırlar ya da ‘işe yaramayanları’ öldürürlermiş. Doğan çocuklar erkek ise onları ya köylerine gönderirler ya da yok ederlermiş…
Neyse ki -yine efsaneler göre- önce Truva’da3 yenilgiye uğramışlar daha sonra da iki büyük saldırıda yenlince yavaş yavaş sesleri duyulmaz olmuş… (Siz yine de Karadenizli kadınlara karşı temkinli olun.)
Günümüze gelelim…
Ve özellikle son elli yıldır yapılan araştırmalara göre kadınların erkelere göre biyolojik olarak daha üstün olduğu belirlenmiş hatta kesinleşmiştir. Lütfen aşağıya aldığım kaynak listesinin sadece başlıklarına bakın:
Yine son yıllarda ‘keşfedilen’ ve süratle yayılan bir kavramdan bahsetmem lazım: Duygusal Zekâ…
Duygusal zekâ bir insanın kendisine veya başkalarına ait duyguları anlama, sezinleme, yönetme ve yönlendirme yetisi, kapasitesi ve becerisinin ölçümünü tanımlanır. Duygusal zekânın tanımlanışı sürekli değişmekte ve güncellenmektedir…
En önemlisi kadınların bu zekâya erkeklerden çok daha üstün bir katsayıya sahip olduklarından bazı meslek ve görevlerde sadece kadınlar tercih edilmektedir.
Eh! Artık konu anlaşılmıştır, dediğinizi duyar gibiyim.
Her şey iyi güzel de biz erkeklerin hal ve gidişatı ne olacak?
Bunun cevabını size bırakıyorum… Hepinizin kendinize göre bir çare bulacağınıza eminim.
İlk aklıma gelen husus erkeklerin önce güzel konuşma ve hitabet yeteneklerini mükemmel hale getirmesi… Buna dayalı olarak da felsefe konusunda derin araştırmalara girmesi ve nihayet jimnastiğe yani spora çok önem vererek vücudunu daima geliştirmesi çok önemlidir.
Böylece tıpkı vakti zamanında Truvalıların, amazonları, geniş kültürleri, görüntüleri ile hayran bırakıp, savaşın içine çektikleri gibi, süper modern kadınlarımızla iyi ilişkileri devam ettirebilirler4…
Kolay gelsin…
---
1 Civcivlerin cinsiyetini ayırabilmek çok ciddi uzmanlık isteyen bir meslektir. Büyük ücretler ödemeniz gerekir.
2 Yazar sayısı epey fazla. Homeros’tan başlar Herodot ile devam eder. Daha sonraları Vigilius, Sicilyalı Diodorus, Rodoslu Diodorus’u sayabilirim… Dahası da var emin olun...
3 Bu konu da yukarda saydığım yazarlar tarafından işlenmiş. Çok daha sonraları da aşk romanlarına ve hatta bir tiyatro oyununa temel teşkil etmiştir.
4 Şu hususu da hatırlayalım: Yine mitolojiye göre, Truva savaşı, Truvalı yakışıklı Paris’in, Isparta kralı Menelaus’un karısını (Helen) cezbedip kaçırmasıyla patlak vermiştir… (Truvalı Helen filmlerini hatırlayın).
