Konstantiniyye´den Cenevre´ye…

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
24 Temmuz 2024 Çarşamba

‘Tribune de Genéve’in yazarı ve aynı zamanda yayın koordinatörü olan Sophie Davaris gazetenin 20-21 Temmuz hafta sonu ekinde ilginç bir yaşam öyküsünü kaleme aldı. Yazının başlığı ‘Konstantiniyye’den Cenevre’ye Bir Asrın Değişimi’ idi. Konu, yetmiş yılı aşkın süredir Cenevre’de yaşayan Türk kökenli Renata Modiano’nun inişli çıkışlı bir asra, değişimine olan tanıklığı.

***

Disiplinli bir yaşam sürdüren Modiano şimdi 96 yaşında. Halen evinde tek başına olmak kendi tercihi. Sabah jimnastiğinin ardından, yanında akıllı telefonu, alışverişe ya da kısa bir yürüyüşe çıkmayı sürdürüyor.

“Bir asırda çok şey değişti” diyen R. Modiano’nun büyükbabası Osmanlı’da padişahın denetimindeki bir okulda Fransızca öğretmenliği yapmış. Selanik’te büyüyen babası ise, 1917 yangınından sonra Konstantiniyye’ye yerleşmiş. 1927’de İstanbul’da doğan Renata kozmopolit bir ortamda büyümüş.

“1930’larda 500 bin nüfuslu İstanbul halkının yarısı Türk, diğeri Ermeni, Yahudi, Rum, Arnavut azınlıktan oluşuyordu; hep birlikte ahenkli bir yaşamımız vardı.” On yaşına geldiğinde küçük kız altı lisan biliyordu. Ebeveynleri ile Fransızca, büyükbaba/büyükanneyle Judeo-Espanyol, okulda İtalyanca ve Türkçe konuşuyordu. Rumcayı evdeki yardımcılardan, İngilizceyi ise özel derslerle öğrenmişti.

Her ne kadar bazı kelimeleri unuttuğunu söylese de Modiano hâlâ İtalyan okulundaki arkadaşlarının ismini Selanik’ten gelen portakal reçelinin adını (…) anımsıyor.

***

“Çocukluk yılları hayatınızda en çok iz bırakan dönemdir. Deniz kenarında büyüdüm. Yazları Büyükada’da yaşardık. Yürüyüş, bisiklet ara sıra faytona binmek büyük eğlenceydi. Savaş çıktığında babam yalıyı satmak zorunda kaldı. Avrupa’da Yahudilerin başına gelenleri duydukça endişeleniyorduk. Neyse ki Yunanistan’da yaşayan akrabalarımız şans eseri kurtulabildi.”

Renata Edebiyat Fakültesi’ni bitirdikten sonra evlenir, iki çocuğu olur; Betty ve André…

Eylül 1955’te Modianolar, İstanbul Pogromu olarak da bilinen 6-7 Eylül olaylarına tanık olur. “Rumlara karşı yapılan bir hareket idiyse de olay tüm gayrimüslimlere yansıdı. Evimizin yakınında sahibi Rum olan bir pastane, Ermeni berber, tuhafiyeci, Arnavut kasap vardı. Alt kattaki komşumuz ise Rum bakkaldı. Penceremize atılan bir taş oğlumun beşiğine düştü…”

***

Aile Cenevre’ye taşınmaya karar verir. Yerleştikten bir süre sonra, Renata kadınların ülkede oy kullanma hakkı olmadığını hayretle öğrenir. “Oysaki Türkiye’de Atatürk bu hakkı 1934’te vermişti” der.

Modiano 25 yıl boyunca College Calvin’de İtalyanca, Fransızca ve İngilizce öğretmenliği yaptı. Emekliliğinden sonra seyahat tutkusunu Brezilya, Meksika, Rusya, Çin, Tanzanya, Güney Afrika, Anadolu’nun büyük bir kısmı gibi yerlerde geçirdi. Gezdiği her ülkede mutlaka bir arkadaşı veya akrabası vardı.

***

Renata Modiano’nun edebiyata ilgisi hep devam etti. Nitekim, Dr. Leon Saltiel’in önce Yunanca, ardından İngilizce, ‘Do Not Forget Me’, son olarak da geçtiğimiz ocak ayında Fransızca yayınlanan, ‘Ne M’oubliez Pas’ başlıklı kitabına değerli katkıları oldu.

Yunanistan doğumlu Saltiel’in özellikli ilgi alanı Holokost’ta Selanik Yahudileri. Diplomasi ve insan hakları konusunda deneyimli olan Leon Saltiel yıllardır arşivlerde araştırma yapıyor. Ulaştığı belgeler sonucu, Selanik Gettosunda tutuklu olan ve sonrasında Auschwitz’de hayatını yitiren üç Yahudi annenin oğullarına yazdığı mektuplardan söz konusu kitap oluştu.

Kitabın yazıya dökülmesi uzun sürdü. Zira cümleler arasında Yunanca, Fransızca, Ladino, İspanyolca, İtalyanca kelimeler kullanılmıştı. Bunun üzerine Saltiel, bu dillerin tümüne vakıf olan aile yakını Renata (Renée) Modiano’dan destek istedi. İkili dokuz yıl boyunca bir araya gelerek mektupların çevirisini yaptı.

***

Bu yazı, Tribune de Genéve yazarı Sophie Davaris’in söyleşisinden bazı alıntılarla, çocukluğumdan beri tanıdığım aile dostumuz R. Renée Modiano ile paylaşımlarımızın kısa bir özetidir.

O, yaşamın ağır yükünü güçlü bir iradenin yanı sıra en zor şartlarda bile gülümsemeyi unutmadan taşımasını bildi. Zihni hâlâ pırıl pırıl. Görme yetisi azaldığından eskisi kadar kitap okuyamıyorsa da harita karşısında saatler geçirip bilgilerini yeniliyor.

Sağlıkla kalın.

Not: Leon Saltiel’le ilgili bilgiyi 24 Ocak 2004 tarihli Şalom’da, ‘Dr. Leon Saltiel ve getto mektupları’ başlıklı köşe yazısında bulabilirsiniz.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün