II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana Amerikan Doları, başlıca küresel rezerv para birimi olmuştur; dünya merkez bankalarındaki döviz rezervlerinin yüzde 59'u dolar cinsinden varlıklarda tutulmakta. Küresel ticaretin yarısı ve Asya-Pasifik ticaretinin dörtte üçü ABD doları cinsinden yapılmakta.
Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, yaptığı açıklamalarda ülkelerin dolarla ticaret yapmaya devam edemeyeceği fikrini savunarak, BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) grubuna ait ülkeler için ortak bir para birimi oluşturma önerisini dile getirdi. 600 yıldır rezerv para birimlerinin kendi ekonomileriyle birlikte yükselip düştüğünü iddia eden Lula, ABD dolarını da bu kategoriye yerleştirdi.
Şöyle biraz geriye gidelim.19. yüzyılda merkez bankalarının rezervleri altından oluşuyordu. Ayrıca, yabancı para birimleri tutmak istediklerinde, altına çevrilebileceklerine inandıkları para birimlerine itibar ediyorlardı. Tarihçiler, İngiliz sterlininin ABD dolarından önce baskın rezerv para birimi olduğunu söylüyorlar. Bunun nedeni, Birleşik Krallık'ın sterlinin altına dönüştürülebilirliğini sürdürme yükümlülüğünün diğer merkez bankalarına göre daha güvenilir olmasaydı.
Amerika Birleşik Devletleri 1860'larda dünyanın en büyük dört ekonomisinden biriydi, ancak altına dönüştürülebilirliği şüpheli görüldüğünden, ABD doları 1920'lere kadar ikincil bir para birimi olarak kaldı. Bu arada, Latin Amerika ve Asya'nın büyük bölümünde ticarette hakim olan para birimi büyük bir ekonomik gücün para birimi değildi. Saflıkları ve tutarlılıkları nedeniyle Meksika gümüş pesosu, on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyılların büyük bölümünde uluslararası ticarette sterline bile hükmetti.
I. ve II. Dünya Savaşları sırasında Avrupa ve Asya'nın ekonomileri harap olurken, bu bölgelerdeki ülkeler savaş sonrası ekonomilerini yeniden yapılandırmak için dış borçlara ihtiyaç duydular. Amerika Birleşik Devletleri, bu dönemde dünyanın en büyük ekonomisi ve önde gelen ticaret fazlası veren ülkesi olduğundan, bu ülkelere borç ihraç ederek ihtiyacı hızlı bir şekilde karşılamaya yöneldi ve bu süreçte doları küresel rezerv para birimi haline getirmeye başladı.
1970'li yılların başında, dünyanın önemli ekonomilerin çoğu savaşın yarattığı yıkımdan sonra kendilerini yeniden inşa etmişti. Artık ekonomilerini daha da yukarı taşımak için ihracata başlayabilirlerdi. Bu sefer de, ABD dünyanın geri kalanından mal satın almaya başlayarak küresel ticaretin temeline doları oturttu. 1970'li yılların, Amerika Birleşik Devletleri'nin dış ticaret fazlalarının azalmaya başladığı ve sonrasında yerini günümüze kadar devam eden kalıcı açıklara bıraktığı dönem olması tesadüf değildir.
Bugün gelinen durumda, ABD doları dünyada en kolay tanınan, geniş çapta kabul gören ve hararetle arzu edilen para birimidir; diğer bir söylemle “güvenli liman”dır. Aynı zamanda ABD'ye uluslararası ilişkilerde verdiği güç nedeniyle de çokça eleştiriliyor. Washington, yaptırımlar uygulayarak ve varlıkları dondurarak doları rakiplerine karşı bir silah olarak kullanıyor. İran, Kuzey Kore ve Rusya'nın dolar ticareti yapmalarını ve dolayısıyla uluslararası finans sistemine erişimlerini engelleyebiliyor. Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı işgalinin ardından Moskova'nın dolar cinsinden tuttuğu döviz rezervlerini dondurabiliyor.
Bu durum, ABD'nin rakiplerini ve düşmanlarını dolara olan bağımlılıkları nedeniyle aşırı rahatsız ediyor. ABD’nin müttefikleri, ekonomilerinin ve finansal sistemlerinin dolara endeksli olmasından kaynaklanan endişeler taşıyorlar. Dost düşman bütün merkez bankaları, hükümetlerinin Washington'la ters düşmesi durumunda dolar cinsinden varlıklarının baskı altında kalması riskinden dolayı alternatif arayışlara girdiler.
Petrol, dünyanın önde gelen ihraç ürünlerinden biridir. Petrol ödemelerinde doların kullanımı azalırsa, doların uluslararası ödemelerdeki hakimiyetinin azalacağı varsayımıyla Çin ve Rusya, petrol ticaretinde kendi ulusal para birimlerini destekliyor. Çin ve Suudi Arabistan, petrolü Renminbi (Çin para birimi) cinsinden faturalandırma planları hazırlıyor. Rusya ve Hindistan, aralarındaki petrol anlaşmalarında Birleşik Arap Emirlikleri'nin para birimi olan dirhemi kullanmayı araştırıyor. Rusya ve İran, uluslararası ödemelerde altın destekli stabilcoin kullanmayı düşünüyor.
Analistler yıllardır ABD dolarının diğer para birimlerine karşı üstünlüğünü kaybedeceğini öngörüyorlardı, ancak hiçbir para birimi doların yerini alamadı. Doların çöküşünü bekleyenler hala bunun hayaliyle yaşıyorlar. Amerika Birleşik Devletleri'nin sahip olduğu ekonomik ve finansal pazar büyüklüğünün birleşimiyle boy ölçüşebilecek bir rakip bulunmamakta. ABD’nin bazı kurumları zayıflamış olsa da, diğer büyük ekonomilerin kurumları daha da kötü durumdalar. Ayrıca, demokratik olmayan rejimlerin küresel sermayeye ve finansal sisteme güven vermesi de imkansız. Sonuç olarak, doların hikayesi ABD'nin gücünden ziyade, dünyanın geri kalanının zayıflıklarıyla ilgili. Bu durum devam ettiği sürece, ABD ne kadar hatalı hamleler yaparsa yapsın, dolar güvenli liman olmaya devam edecek.
Henry Kissinger, “Dolar, Amerika'nın ekonomik ve jeopolitik gücünün bir sembolüdür” diyerek zaten son noktayı koymuş.