´WC´ kapandı

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
31 Temmuz 2024 Çarşamba
Geçtiğimiz hafta Tülay Gürler Kurtuluş, ‘Kelimelerin Güzelliği’ başlıklı yazısında “Dil kadar şahane bir buluş, yazı kadar müthiş bir yaratıcılık var mı?” sorusunu irdeledi. Her satırını büyük keyifle okudum.

Yazarımız, Can Yayınları’ndan çıkan, ‘Lügat 365- Bazı Kelimeler Çok Güzel’ adlı kitabın derin bir zenginlik olduğunu belirtmiş. En çok da kitabın derleyicileri Banu-Onur Ertuğrul’un önsözdeki “Tüm kelimeler güzel fakat bazıları daha güzel” cümlesinin hislerine tercüman olduğunu…

“Evet, bazı kelimeler büyülüdür. Yerlerine başka bir sözcük bulmak onların ifade ettiğini onlar gibi tek sözcükte anlatmak neredeyse imkânsız.”

Dilin doğru kullanımına her zaman önem verdim. Özellikle yazıyla ifade ederken… Sözcükler insanı rezil de eder, vezir de. İçeriğinde kişinin altyapısını, duygu veya mantığını, zihninin ardında yatanları anlamak sanıldığından kolay…

Çeviri yaptığım dönemlerde, ‘çabucak halledersin’ sözlerini çok duydum. Oysa yerine göre, bir sayfa çeviri için iki gün zaman geçirdiğimi bilirim. Her ne kadar gerek konuşma gerekse yazı dilinde yabancı kelime kullanmayı doğru bulmasam da bazı sözcüklerin Türkçe karşılığı yok. Örneğin, ‘kitsch’.

«««

Büyükada Kumsal mevkii her zaman rüzgâr alan bir yöredir. İster gece, ister gündüz yazın en sıcak günlerinde bile nefes alabildiğiniz, ‘ohh şükür’ dedirten bir konum. Eski Adalılar orayı, Horoz Reis1’in yeri olarak bellemiştir. Kumsal’da deniz kenarında yer alan ‘Horoz Reis Çay Bahçesi’ yıllarca müdavimlerini bir araya getirdi. Geçen yıl Tarım ve Orman Bakanlığı, sahili ‘Ekoturizm Alanı’na dönüştürüp doğa yürüyüşü, bisiklet parkuru oluşturdu. Etraf yeşillendirildi. Çocuk parkı yenilendi. Bu arada çay bahçesi de yıkıldı. Ancak kısa süre içinde günübirlikçiler çimenlerde piknik yapıp çöplerini hatıra olarak bırakınca hiç hoş olmadı. Sahilde kısa bir bisiklet parkuru zaten vardı. Yenilik olarak aralara konulan banklar kaldı.

Çay bahçesinin az ötesinde bahçe içinde büyük bir tahta köşk vardı. Kim bilir kime aitti? Yıllarca sahipsiz kaldı. Önce boyaları döküldü sonra tahtalar dökülmeye başladı. Birkaç yıl önce, bahçe kapısına eğreti bir yazıyla, ‘WC’ levhası konuldu. ‘WC’ iyi gelir getirmiş olacak ki, kısa süre sonra levhaya, ‘Mayo bulunur’ eklendi. Göstermelik olarak ipe asılanlar tabii ki erkekler içindi.

Bu yaz sahilde yürürken, ‘WC’den gelen Türkçe pop müziği duyduk. İşletmecinin (!) hedef kitleyi değiştirdiğini düşünüp yakınına gittik. Meğerse ‘WC’ kapanmış, bitişiğindeki daracık alanda yeni bir yer açılmıştı. Müzik oradan geliyordu. İzbe görünümlü, etrafında hurdaya dönmüş birkaç bisiklet, küçük motosiklet duruyordu. İçeriye ancak bir kişinin sığabileceği barakanın açık duran kapısındaki kırmızı tabelada 
ise, ‘Bike Hospital’ yazılıydı. 
O anda ilk aklıma gelen, 
‘kitsch’ sözcüğü oldu. Gerçekten Türkçe karşılığı bulunmayan bir kelime.

Nasıl bir yorum yapmam gerek emin değilim. Yaratıcı insanlar olduğumuz kesin. Kumsal sahilinde sanki, ‘deniz kanunu’ geçerli. Malum denizde bulunan herhangi bir nesne bulanın malı sayılır.

Tahta köşk kim bilir kimlere aitti? Ne tür yaşanmışlıklar geçirmişti? Kültür değişimi mi desem, uyanıkların, ‘deniz kanunu’ mu?

Sağlıkla kalın.

1 Horoz Reis herkesin yardımına koşan Adalı bir balıkçı. Asıl adı Berç Yetvart Akdeniz. Fırtınalı havada oyuncak horozu denize düşünce çok ağlamış. Sonraları iri cüssesine ters orantılı olan küçük kırmızı şapkasından ötürü lakabı Horoz Reis olmuş. 1978’de vefat ettiğinde tüm Adalardan adeta bir filo gibi gelen tekneler Kınalı-
ada’daki istirahatgâhına kadar naaşına eşlik etmişti. Konuyla ilgili Adil Bali’nin ‘Horoz Reis-Efsane Reis’in Büyükada Yılları’ adlı kitabı Adalı dostlara yapılabilecek en güzel hediyeler arasında.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün