1970’lerin sonunda İtalya’nın Capalbio Köyünde garip olaylar yaşanır. Postacı Ugo Celetti görevini aksatmaya başlar. Mektuplar sahiplerine düzensiz aralıklarla ulaşır. Bu süreçte köy halkı karşı tarafta zeytin ağaçları arasındaki geniş arazide önce demir konstrüksiyonu, ardından beyazlara dönüşen canavar siluetleri fark edip, huzursuzlanır.
Bir süre sonra, ‘garip’liğin nedeni anlaşılır. Fransız/Amerikalı ressam, görsel sanatçı, heykeltıraş Niki de Saint Phalle en büyük eserlerinden biri olan, ‘Tarot Bahçesi’ni (Il Giardino dei Tarocchi) inşa etmektedir. Yapımı 20 yıldan fazla süren Tarot Bahçesi, içinde yirmi dev canavar heykeli barındırır. Tıpkı Celetti gibi bölgedeki birçok kişi çalışmalara yardım eder. Zaman içinde heykellere turuncu, göz alıcı mavi, şok edici pembe renkte mozaikler, ayna parçaları, kırık camlar eklenir.
On dört dönümlük araziye yayılan bahçede, sanatçının Tarot kartlarındaki sembollerden esinlenerek yaptığı heykellerin yanı sıra su oyunları, şelaleler ve mağaralar bulunuyor.
Gelenekselin sınırlamasını reddeden Niki de Saint Phalle insanla doğanın birleştiği bir hayal dünyası yarattı.
Bahçenin/parkın girişi ünlü mimar Mario Botta tarafından tasarlandı. Mart-ekim arasında açık olan Tarot Bahçesi kış aylarında bakım ve onarım çalışmaları için kapalı. Büyülü ortamı daha iyi solumak için, belki biraz da güvenlik açısından bahçeye aynı anda sınırlı sayıda ziyaretçi alınıyor. Parkın girişindeki tahta tabelada, “Gezerken lütfen sessiz olun” ve “Yanlarında sahipleri olduğu sürece köpekler için serbesttir” yazıları da dikkat çekiciydi.
↔↔↔
Yazıya tersten başlamayı tercih ettim. Roma’ya bir saat mesafede bulunan ‘Tarot Bahçesi’ni haziran ayında ziyaret ettim. Öylesine etkilendim ki gitmemiş olanlara bir anahtar sözcük vermek istedim.
↔↔↔
Niki de Saint Phalle’in inişli çıkışlı çocukluk yılları Fransa - Amerika arasında geçer. Ekonomik sıkıntılar aileyi oradan oraya sürükler.
Nikki 1994’te yayınladığı, ‘Mon Secret’ adlı biyografisinde babasının ona 11 yaşından itibaren cinsel tacizde bulunduğunu ifşa eder.
Kaçışı erken evlenmekte bulur. Yirmi yaşında iki çocuk sahibi olur. Bu arada ruhsal dengesi bozulur ve bir süre akıl hastanesinde kalır. Orada sanatın iyileştirici niteliklerini keşfeder ve klinikten bir ressam olarak ayrılır. Hiçbir eğitim almamasına rağmen yeteneğinin üzerine gider. Niki zaman içinde ‘yeni gerçek’ akımının bir parçası ve çağın en büyük feministlerinden olarak tanınacaktır.
Acılarını sanata dönüştüren, hayallerini neşe olarak yansıtan Phalle, Hannover sokaklarının en popülerlerinden olan kocaman tombul kadın heykelleri ‘Nana’ları yapar. Fransızca, ‘hafif meşrep’ anlamına gelen, ‘Nana’ ismini bilinçli olarak verir. Söz konusu heykeller öfkenin, ataerkilliğin dışa vurumudur.
↔↔↔
Çeşitli heykel parklarında çok sayıda anıtsal heykele imza atan sanatçı 1970’te Kudüs Belediyesinin isteğiyle Rabinovitch Çocuk Parkında sevimli canavarların bulunduğu bir bahçe oluşturur. Niki’ye göre heykeller, parkı gözetleyen bir kadını/anneyi simgelemektedir.
Phalle, dünyanın çeşitli ülkelerinde de kamusal alanlardaki sipariş üzerine yapıtlar yaptı. Bunlardan biri de Mitterand’ın isteği üzerine yapmış olduğu Paris’te Pompidou Merkezindeki Stravinsky Çeşmesidir.
2000 yılında Japonya’da sanat dünyasının ‘Nobel’i sayılan, ‘Premium Imperial’ Ödülü’ne layık görüldü.
Tarot kartlarına gelince… Barselona’ya gittiğinde Antoni Gaudi’nin Parc Grüell’inden etkilenir. Ve günün birinde kendi cennet bahçesini oluşturmaya karar verir. Çocukluk arkadaşı Marella Agnelli’nin desteğiyle, kendi yaşamını özdeşleştirdiği Tarot kartlarının simgeleriyle, heykel parkını oluşturur.
“İnsanların gelip mutlu olacağı bir yer yapmak benim kaderim” diyen Niki de Saint Phalle’i geç de olsa tanımaktan mutluyum.
Sağlıkla kalın.