Bildiklerimiz ve bilmediklerimiz

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
28 Ağustos 2024 Çarşamba

Değişen iklim koşullarıyla birlikte kullandığımız kimi deyimler geçerliliğini yitirdi. “Ağustosun yarısı yaz yarısı kış” denirdi. Oysaki bu yaz sıcaklık mevsim normallerinin çok üstündeydi. Sıcaklar rehaveti beraberinde getirdi. Hafta sonlarını Adalarda geçirenler “Bu deniz bırakılır mı? diyerek gün içinde yapılan sosyal/kültürel etkinliklere katılmaktan imtina ettiler. İtiraf etmem gerekirse çoğu kez farklı davranmadım.

Öğleden sonrası poyrazla gelen rüzgâr esintisi insanı biraz canlandırınca, bu kez çakışan etkinlikler seçim yapmaya zorladı.

↔↔↔

Geçtiğimiz pazar günü Büyükada Çelik Gülersoy Kültür Merkezinde, ‘Lev Troçki Büyükada’da’ başlıklı bir panel düzenlendi. Bilindiği üzere Sovyetlerden kovulan ünlü Rus siyasetçi 1929-1933 arasındaki sürgün yıllarını Büyükada’da geçirmişti. O süreçte yaşadığı Nizam Caddesi üzerindeki, kimi kaynaklara göre Sivastopol Köşkü, kimilerine göre Arap İzzet Paşa Köşkü halen harabe halinde duruyor.

Ulaş Ateşçi, Prof. Rıdvan Akın ve David North’un yer aldığı panele çakışan etkinliklerden ötürü katılamadım.

“Nereden alıyorsun bu etkinlik haberlerini?” diye soranlara şaşırmıyorum. Ama aynı Ada’da farklı dünyalar yaşandığını bir kez daha idrak ediyorum. İlgi alanınıza girdiği sürece yazılı basının yanı sıra haberler Ada WhatsApp gruplarından sürekli akıyor.

↔↔↔

Sergi açılış günleri genelde ‘görmek yerine görünmek’ için gidilen bir etkinliğe dönüşür. Ancak aynı pazar günü Adalar Müzesinde mimar/ fotoğrafçı Rubi Asa’nın ‘Prens Adalarının Yüzyıl İçinde Değişen Çehresi’ konulu sergiyi aynı gün izlediğim için şanslıydım.

Asa, 1890-1970 yılları arası Ada kartpostalları ile son iki yılda çektiği fotoğrafları yan yana getirmiş. Şöyle ki bir kartpostalın yanına aynı mekânda kendi çektiği fotoğrafları koyarak birleştirmiş. Eski ve yeniler ikili gruplar halinde sergilenirken, açıklama metni hemen altında yer alıyor. İlginç olan ziyaretçilerin sanatçıya sorduğu sorular ve yanıtlarıydı. Öykü içinde öykü dinlemek, eski Adalı olmakla beraber yeni bilgiler edinmek günün kazanımıydı.

↔↔↔

Serginin ardından belgesel fotoğrafçı, sinema yönetmeni, yazar Alberto Modiano Heybeliada Ruhban Okulunun kuruluşundan günümüze uzanan yolu film gösterimi ile sundu. ‘Ümit Tepesi’ olarak adlandırılan belgesel okulun son mezunlarının anı ve tanıklıklarını da içeriyordu.

Yapımı uzun yıllar süren film geçtiğimiz yıl Adalı 
Yayınları tarafından kitaplaştırıldı.

Belgeselin ardından izleyiciler arasında bulunan Adalar Metropoliti Dimitrios Komatas’a söz verilmesi ilgiyi yoğunlaştırdı.

53 yıldır kapalı olan Ruhban Okulu sınıfları, kütüphanesi ve bakımlı bahçesiyle sessiz canlılığını koruyor. Okul, izin almak suretiyle ziyaretçilere açık.

Vaktiyle okulun kapatılmasının siyasi boyutu olduğunu hatırlatan Metropolit, “Devirler değişti, dünya değişti, görüşler farklılaştı. Okulun yeniden açılması için ümidimizi kaybetmiyoruz” dedi.

Sonuç olarak bildiklerimiz ve bilmediklerimizle Modiano’nun belgesel filmi geçmişe ayna tuttu.

Sağlıkla kalın.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün