Elul ayı içinde olduğumuz bu günlerde 1957 yılında Tibet’te meydana gelen bir olaya bakalım: Tibet'teki büyük bir yapının taşınması sırasında büyük, eski bir kil heykel de nakil edilmek için hazırlanır. Heykel taşınırken nedense yere düşer ve hafifçe çatlama meydana gelir. Çatlak incelemeye alınır ve heykelin boyun kısmında bir parlaklık tespit edilir. Yapılan inceleme sonunda aslında heykelin saf altından yapıldığı ancak kille kaplandığı ortaya çıkar. Anlatılana göre yüzyıllar önce var olan bir savaş sırasında düşmanın eline geçmemesi için kil ile kaplanan heykelin durumu çok sonraları ortaya çıkar. Bu süre zarfında halk bile bu durum hakkında haberdar değildir. İşte bu hikâye bizlere Elul ayının ne anlama geldiğini görebilmemiz için etkili bir ajan olarak karşımızda durur. İçimizdeki altını ortaya çıkarmak için kil tabakasını nasıl yontacağımızı bilmek gerekir.
Doğrudur, bazen Bene Yisrael Tanrı’nın istediği gibi doğru yolda hareket etmeyebilir. Ancak Gemara, Rabi Yeuda’nın görüşünü benimseyerek hata yapılsa dahi Tanrı’nın çocukları olarak kabul edildiğimizi öğretmektedir. Dıştan kil gibi görünsek de içerilerde, derinlerde bir yerlerde altın saklanmış durumdadır. İşte Elul ayı bunu keşfetme zamanıdır.
Bu süreç, içinde bulunduğumuz çağın koşulları nedeniyle oldukça zorludur. Bizden önceki nesiller daha farklı sorunlarla mücadele ederken günümüzün sorunları hem çok değişik hem de çok daha zorlayıcıdır. Bir zamanlar yiyecek ve su elde etmek başlı başına bir sorundu. Evet, ekonomik sıkıntılar her devrin değişmezidir ancak çok şükür günümüzde ihtiyaçlarımızı giderecek kadar fiziksel besine ulaşmak daha mümkündür. Eskiden dinlenmek ve eğlenmek için daha az zaman varken günümüz koşullarında kendimize yarattığımız boş zaman oldukça fazladır.
Günümüzde çok fazla şeye sahibiz. O kadar ki bunlar nedeniyle dikkat dağınıklığı yaşamamak hiç de kolay değil. Odaklanma başta olmak üzere önceliklerimizi belirlemek konusunda farklı sorunlarla boğuşuyoruz. İşte bütün bu sorunlar içimizdeki altını kapatan, örten hatta saklayan kil gibidir. Hepimizin içinde çok değerli, maneviyat dolu Neşama dediğimiz çok özel bir ruh vardır. Altından içimizi görmek ve açığa çıkarmak yerine kilden şeylerle zamanımızı harcıyoruz.
Şimdi Elul ayındayız ve o altını ortaya çıkarabilmek için fırsatımız var. Bunun için öncelikle neye odaklanmamız gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Bu da önceliklerimizin ne olduğunu belirlemek demektir. Dikkat dağıtan ajanlardan kaçınmak için de kararlı olmak gerekir. Evet, eğer doğru önceliklere olması gerektiği gibi odaklanacak olursak o altını keşfetmenin güzelliğine varmak işten bile değildir.