Uzun zamandır gündemi meşgul eden Amerikan Merkez Bankası (Fed) son faiz kararı ile hem ekonomik çevrelerde ‘şok’ etkisi yarattı hem de karar sonrasında bile gündem de kalmayı başardı.
Fed’in faiz adımları genellikle 25 baz puan olarak geldiği için faiz indirirken ya da faiz artırırken kullandığı 50 baz puanlık adımlara ‘JUMBO’ adını veriyoruz.
18 Eylül 2024 tarihinde Fed, pandemi sonrasında yaşanan büyük enflasyon dalgasına karşı kullandığı faiz ve sıkı duruş silahını yaklaşık dört yıl sonra Federal Fonlama Faizi’nin yüzde 4,75-5,00 aralığına çekerek yani ‘jumbo faiz indirimi’ ile resmen bıraktı.
Büyük Merkez Bankaları yılda 12 toplantı yapmak yerine sekiz toplantı yapıyor. Biz de bir ara sekiz toplantı yapmayı denedik ama malum kriz yoksa kendi kendimize kriz çıkarmakta çok maharetli bir ülke olduğumuz için yılda sekiz toplantı bize uymadı. Güzel bir düşünceydi ama bize çok uzak olduğunu deneyimleyerek görmüştük.
Fed; 2024 yılı sonuna kadar 7 Kasım 2024 ve 18 12 2024 tarihlerinde olmak üzere iki toplantı daha yapacak. Ekim ayını ‘pas geçecek’.
Aslında faiz indiriminin jumbo olmasını bir kenara bırakırsak, faiz indirim adedi için yılın başında söylediği noktaya bizi getirdi Fed.
2024 yılı için üç faiz indirimi öngörmüşken, piyasa altı faiz indirimi olacak diye ısrarcıydı. Gelinen noktada hem Fed’in dediği üç faiz indirimi olacak hem de piyasanın beklediği toplamda 150 baz puanlık faiz indirimine yaklaşılacak. Anlaşılan herkesi memnun edecek bir formülü Fed bu şekilde bulmuş.
Benim beklentim Fed’in ilmek ilmek işlediği faiz indirim sürecine daha önce öngörüldüğü şekliyle 25 baz puanlık indirimle başlayacağı yönündeydi.
50 baz puanla başlamaz diye düşünmemin sebebi aslında iki temel nedene dayanıyordu.
Birinci; uzun zamandır finansal piyasalardan Fed’in yüksek faiz oranlı indirim yapması yönünde baskı geliyordu. Fed’in her ne kadar piyasaları dikkate aldığını bilsek de piyasanın Fed’i baskı ile yönlendirmesine imkân tanımayacağını düşünüyordum. O nedenle Fed’in piyasa baskısına boyun eğmeyip ihtiyatlı duruşunu devam ettirmek isteyeceğini tahmin ediyordum. Üstelik son gelen ÜFE ve çekirdek ÜFE verisi de beklentilerden epey uzaktı.
İkincisi; Fed’in Amerikan ekonomisinde resesyona ilişkin bir kaygısı olmadığını, küresel risklerin büyüme üzerinde beklendiğinden daha az baskı yapması nedeniyle endişe duyulacak bir alanın artık kalmadığını düşünüyordum.
Fed oldukça uzun bir zaman sonra ve bence şaşırtıcı bir kararla, faiz indirim sürecine 50 baz puan ile başlamayı tercih etti.
Karar metninde;
‘…Son göstergeler, ekonomik faaliyetin sağlam bir hızda genişlemeye devam ettiğini gösteriyor. İş kazançları yavaşladı ve işsizlik oranı yükseldi ancak düşük kaldı. Enflasyon, Komitenin yüzde 2 hedefine doğru daha fazla ilerleme kaydetti, ancak biraz yüksek olmaya devam ediyor. Komite, uzun vadede yüzde 2 oranında maksimum istihdam ve enflasyona ulaşmayı amaçlamaktadır. Komite, enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2'ye doğru ilerlediğine dair daha fazla güven kazandı ve istihdam ve enflasyon hedeflerine ulaşmanın risklerinin kabaca dengede olduğuna karar verdi…’ diyerek bize bu kararın gerekçesini açıkladı.
Fed’in gelecek öngörülerini de açıkladığı bu ay ki toplantısında Haziran’daki yüzde 2,1’lik büyüme tahminin yüzde 2,0’ye çekildiği ve 2025, 2026 ve ilk defa gördüğümüz 2027 için de tahminin yüzde 2,0 olarak korunduğunu gördük.
İşsizlik oranı ise haziran ayında 2024 için öngörülen yüzde 4,0 lük orandan yüzde 4,4 e yükseltildiğine şahit olduk.
Anlaşılan Fed işsizlik için ciddi bir endişe duyuyor.
Öngörülerde yer alan 2025 ve 2026 için de öngörüler 0,2 puan yukarı yükseltilmiş. 2027 beklentisi ise uzun dönem beklentisi olan yüzde 4,2 ile aynı. Çekirdek enflasyon tarafında da beklentiler olumlu.
Projeksiyonlar tablosunda Federal Fonlama Tavanı öngörüsü 2024 yılı için yüzde 5,1’den yüzde 4,4’e çekilmiş durumda. Fonlama faizinin geldiği nokta 4,75-5,00 aralığı olduğu dikkate alındığında, ima edilen faiz indirimi yılın geri kalanı için yaklaşık 60 baz puan. 2025 için de 100 baz puan.
Gelecek ne gösterir bilinmez ama gelen 50 baz puanlık faiz indirimi her ne kadar çok fazla ihtimal vermesem de büyümeye ilişkin Fed’in ciddi endişe duyduğunun göstergesi olabilir.
Enflasyona ilişkin endişeler ise bir kenara bırakılmış.
Ancak yine de Atlanta Fed’in 2024 yılı büyüme beklentisi yüzde 3’ler düzeyinde öngörülmüşken, gerçek zamanlı resesyon endikatörü Salm Rule’a göre durgunluk riski düşük düzeyde seyrederken Fed’in bu endişeyi duyması açıkçası bana çok mantıklı gelmedi ve bu işin altında başka bir şeyler olduğu izlenimini verdi.
Amerika Başkanlık Seçimlerine 45 günden az kaldı. Başkan Biden sonrasında Kamala Harris’in Trump karşısında seçilme şansı hiç de azımsanmayacak bir noktaya ulaştı. Hele hele televizyon münazarasında Trump’ın Haiti’li göçmenlerin Springfield, Ohio’da kedi ve köpekleri yediklerini söylemesi çok tepki çekti. Trump haberin doğruluğuna karşı bir kanıt da sunamadı. Bu iddia bence bir milat. Kamala Harris’in şansı yükseldi.
Ancak tüm bunlara karşılık sanırım en büyük desteği Fed kararından görecek Kamala Harris.
Seçime giderken canlı bir ekonomi, borçlanma maliyetlerinin düşmesi ile daha fazla satın alma ya da borçlanma yapılabilecek bir ortam, Amerikan Halkı ve şirketler için en istenilen şeyler. Kamala Harris bundan fazlası ile faydalanacak.
Hangi siyasetçi ekonomik ortam canlıyken seçime gitmek istemez?
İşte tüm bu nedenlerden dolayı Jumbo faiz indirimi ekonomik gereklilikten ziyade siyasi bir destek gibi sanki. Ne dersiniz?