Maç öncesi
Geçen sezonun şampiyonu Galatasaray ile ikincisi Fenerbahçe, ligin son haftasından bir hafta önce karşı karşıya gelmiş ve kazanan 1-0’lık skorla deplasman takımı Fenerbahçe olmuştu.
Yeni sezona Victor Osimhen gibi büyük bir yıldız transferi ile giren şampiyon Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’ne girememiş olsa da, 5’te 5 maç yaparak bu sezon da iddialı olduğunu göstermişti.
Dünyaca ünlü teknik direktör Jose Mourinho’yu takımın başına getiren Fenerbahçe ise, genel olarak kadrosunu koruyup üstüne Youssef En-Nesyri ve Sofyan Amrabat gibi önemli oyuncular transfer etti. Uzun zamandır şampiyonluğa hasret olan Sarı-Lacivertliler, haziran ayındaki kongrede Başkan Ali Koç ile yola devam etti.
Ligde puan kaybetmeden giden Galatasaray ve bir beraberlik dışında bütün maçlarını kazanan Fenerbahçe karşı karşıya gelecekti. Kadıköy’de oynanan son derbilerde iki sezondur az gollü maçlar yaşanırken, bu sefer beklenti daha gollü bir mücadele idi. Galatasaray son maçlarını bol gollü kazanırken, Fenerbahçe ise az gol yiyen taraftı. Maçın Kadıköy’de oynanacak olması, Jose Mourinho gibi bir teknik direktörün varlığı ile Fenerbahçe kendini avantajlı görünüyordu. Galatasaray ise yıldızlarına güveniyor ve maçı kazanacağını düşünüyordu.
İlk yarı
Fenerbahçe maça iyi başlayan taraf oldu. Allan Saint-Maximin’in sol tarafta yakaladığı açık alanı iyi değerlendirirken, bir pozisyonda O’nun vuruşu savunmadan döndü, diğer bir pozisyonda ise Sebastian Szymanski topu dışarı attı.
20. dakikadan sonra oyuna ağırlığını koyan taraf Galatasaray oldu. Orta sahanın merkezine Yunus Akgün’ü sokarak oradaki boşluğu iyi değerlendiren ve orta sahayı kolay geçebilen Galatasaray; önce Lucas Torriera’nın şutunda Dominik Livakovic’in topu kendi ağlarına yollamasına neden olurken, hemen 8 dakika sonra da yine güzel bir organizasyonla Dries Mertens ile farkı ikiye çıkardı. Bu golde Victor Osimhen’in göğsüyle yaptığı asist mükemmeldi.
İsmail Yüksek, Fred ve Szymanski’den oluşan orta saha üçlüsü hem sayısal olarak eksik kalırken, hem de takım boyunun fazla olması nedeniyle geniş bir alanı kontrol etmek zorunda kaldı. Fenerbahçe ileri ucu savunma oyuncularına baskı yapmak ve önde pres yapmak isterken; kendi savunmasının ileri çıkmaması nedeniyle büyük boşluklara neden oldu.
İkinci Yarı
Jose Mourinho da orta sahadaki bu problemi görmüş olacak ki; ikinci yarıya İsmail Yüksek’i kenara alarak O’nun yerine Sofyan Ambarat’a şans vererek başladı. İlk yarı olduğu gibi ikinci yarıya yine iyi başlayan taraf Fenerbahçe oldu. Fred ve Tadiç ile pozisyonlar yakalayan Sarı-Lacivertliler bu pozisyonlardan yararlanamadı. Tam Mourinho oyuna müdahale edecek ve İrfan Can Kahveci’yi oyuna alacakken Gabriel Sara ile bir gol daha bulan Galatasaray farkı üçe çıkardı ve maçı kazanacağını ilan etmiş oldu.
Bu golden sonra Fred’in pozisyonunda kazandığı penaltı ile farkı tekrar ikiye indirdi Fenerbahçe. Kalan son 20 dakikada Jose Mourinho, Djiku yerine sahaya Youssef En-Nesyri’yi aldı ve Amrabat’ı savunmaya çekti. Karşılıklı gelen hamlelerle oyun iyice kitlendi ve tempo da düştü. Zaten eksik olan orta sahadan oyuncu alarak hâkimiyetini tamamen vermiş oldu Portekizli teknik adam. Yine de Youssef En-Nesyri ile bir kafa bir de ayakla mutlak pozisyonlar yakalayan Fenerbahçe bunları gole çeviremeyince mağlubiyete razı oldu.
Maç sonrası
Ligin henüz çok başı olmasına rağmen, Galatasaray 6’da 6 yaparak Fenerbahçe ile arasındaki puan farkını 5’e çıkardı ve şampiyonluk için ciddi bir avantaj yakaladı, hem de psikolojik bir avantaj yakaladı. Kerem Aktürkoğlu’nun gidişi ve istenilen kanat oyuncusu transferlerinin yapılamaması nedeniyle eleştiriler alan Galatasaray yönetimi de bu galibiyetle rahat bir nefes aldı.
Fenerbahçe cephesinde ise, kesin olarak bakılan 3 puanın kaybedilmesi ve 5 puan geri düşülmesi moralleri bozdu. Oyun anlamında dikkat çekici nokta, özellikle Ferdi Kadıoğlu’nun gidişi ve Mert Müldür’ün bu maçtaki kötü oyunu nedeniyle; savunmadan topla çıkılamaması olarak göze çarptı. Ne Mert Müldür ne Jayden Oosterwolde topu alıp rakip sahaya kat eden oyuncular değil. Dusan Tadic de Saint Maximin birebir pozisyonlar yakalasın diye biraz daha geride ve çizgide konumlanınca; Fenerbahçe’nin üretkenliği çok azaldı.
Genel olarak, son yıllardaki maçlara göre; daha gollü ve daha çok pozisyon bulunan bir maç olduğu için heyecanlı ve keyifli bir derbi oldu. Herhangi bir tartışma da meydana gelmedi ve futbola odaklanabildik. Derbi maçlarda favori görünen takımın kazanamaması geleneği yine bozulmadı ve Galatasaray Kadıköy’de rahat bir galibiyet aldı.