RaMBaM teşuva kurallarını işlediği bölümde günahlarımız için teşuva yapmanın yeterli olmadığını aynı zamanda olumsuz karakter özelliklerimiz için de teşuva yapmamız gerektiğini yazar. RaMBaM öfke, kıskançlık, oburluk, açgözlülük ve onur arayışı gibi özellikleri belirtir. Ne yazık ki günümüzde teşuva yapmak ile ilgili durumu düşündüğümüzde aklımıza yalnızca Şabat, Kaşrut, dua ve benzeri gibi ritüel konular gelir. Bunların hepsi şüphesiz çok önemli ve Tora yaşamının ayrılmaz bir parçasıdır. Ancak biz insanlar çok daha temel ve ilksel bir şeyi göz ardı etmekten çekinmeyiz. Bunlar ‘midot’ dediğimiz karakter özellikleridir. Teşuva her şeyden önce karakterin iyileştirilmesiyle önemlidir. Kabala’nın en önemli üstatlarından biri olan Rabi Hayim Vital ‘Şaar Leduşa’ adlı kaynakta ‘Yahudiliğin temel ilkesi’nin Tora'nın emirlerine uymanın yanı sıra midot dediğimiz davranışlarımıza önem ve özen gösterilmesinin gerekli olduğunu paylaşır.
Elbette bu prensip Tora’nın emirlerinin ihlal edilebileceği anlamına gelmez. Bu ibadet ederken aynı zamanda karakter özelliklerimizin geliştirilmesi anlamına gelir. Rav Haim Vital açıklamasında “Karakter gelişimi sayesinde mitsvalar da doğal olarak yerini bulacak ve yerine getirilmesi konusunda bir sıkıntı yaşanmayacaktır” demiştir. Rav Hayim Vital, bir kişinin davranışlarının kötü olması durumunda Yahudi dininin temel mitsvalarını yerine getirmekte zorlanacağını söyler. Bu nokta Gemara’da Rabiler tarafından da belirtilmiştir. Gemara, öfkeyi açığa çıkarmanın putperestliğe, kibrin ise sapkınlığa benzediğini öğretir. Bir kişi uygun karakter özelliklerine sahip değilse iyi bir Yahudi sayılamaz. Başka bir deyişle, bir kişi günde üç kez sinagoga dua etmeye gelebilir, her görüşü tatmin etmek için birkaç çift tefilin giyebilir, 20 dakikalık Amida boyunca gözleri kapalı ileri geri sallanabilir, Kaşrut'un en katı standartlarına bağlı kalabilir. Hatta saatlerini öğrenmeye ayırabilir. Eşine, çocuklarına ve çalışanlarına karşı nazik ve sabırlı konuşmuyorsa bu kişi iyi bir Yahudi değildir.
Bugün ne yazık ki zihinlerimiz ‘iyi bir Yahudi’ ifadesini rafine bir karakterle değil, çalışma ve ritüelle ilişkilendirmeye programlanmıştır. Ve böylece ‘dindar’ görünen ancak mali ilişkilerinde dürüst olmayan Yahudilerimiz var. Ne yazık ki bu kategori içinde düşündüğümüz Yahudi kardeşlerimizin araba kullanırken korna çaldıkları, bağırdıkları hatta küfrettiklerini görebiliyoruz. Ne yazık ki yönümüzü ve ‘dindar’ olmanın ne anlama geldiğine dair anlayışımızı kaybettik. Bu büyük ölçüde içinde yaşadığımız toplumun bir işlevidir. Günümüz toplumu çerçevesinde insanlar; net serveti, şöhreti, giydiği kıyafet türü, sahip olduğu ev gibi anlamsız, yüzeysel kriterlere göre değerlendirilir. Karakter asaletlerine göre değerlendirilmezler. Bu yüzeysel değer sistemi Yahudi cemaatine de taşınmıştır. Biz de kendimiz dâhil olmak üzere insanları dış görünüş, hangi Kaşerut ajanslarına güvenip güvenmediğimiz gibi yüzeysel kriterlere göre değerlendiriyoruz. Onurlu, dürüst ve düşünceli davranıp davranmamamız konusunda en önemli kriterin midot yani davranışlarımız olduğunu unuttuk.
Bir düğünde, ‘dindar görünümlü’ bir adamın tatlı büfesindeki kalabalığın arasından geçerek tabağını kocaman bir parça pastayla doldurduğunu ve ardından kalan boş alanı kapatmak için kurabiyeleri ekleyip büyük bir kuleye yığdığını görmek sürpriz olmaktan çıkmıştır. Daha sonra bu kişinin bir Rabi’nin yanına gelerek komplike soruları sorması kişiyi ne yazık ki gülünç duruma düşürmektedir. Sözgelimi ‘yaşam’ konusunda endişeli ama insanları itip kakmak ya da kendini kontrol etmeden yemek ciddi bir tezattır. Elbette lezzetli bir yemeğin tadını çıkarmak yanlış değildir. Ancak fiziksel tatmine düşkünlük, yiyecek kesinlikle kaşer olsa bile Tora yaşamının ruhuyla doğrudan çelişir. Rav Hayim Palaçi, kişinin karakterini geliştirmenin tüm manevi hastalıklara, ‘her derde deva’ ve ‘paha biçilemez bir inci’ olduğunu yazar. Yamim Noraim boyunca geliştirmeye çalışmamız gereken birçok alan vardır. Ancak öncelikle odaklanmamız gereken davranışlarımız ve Midot dediğimiz özelliklerdir. Bu, Tanrı’ya yaklaşmak, gökteki meleklere benzemek, manevi mükemmelliğe adım adım yaklaşmak için atmamız gereken ilk ve en önemli adımdır.
Şabat şalom. Ktiva ugmar hatima tova.