Ülkede öyle yaşanıyor ki; bugünlerde yaşadığına mı, yaşananlara tanık olduğuna mı, hiçbir şey yapamadığına mı, hiçbir şey yapılamamasına mı, yoksa okuyup da inanamadıklarına mı; neye üzüleceğimizi şaşırmış vaziyetteyiz. Bebeğe, kıza, kadına, günahsız her bir canlıya böylesi bir tutumun reva görülmesi; hangi evrende mümkün?.. Onca vaka yaşanırken, hâlâ hayatımızı olduğu gibi yaşayabilmek mi maharet?.. Yoksa sinir seviyemizi hâlâ makul sınırlar içerisinde tutabilmek mi beceri; o da bir muamma. Herkese akıl ve fikir sağlığı dileyip, iyi bildiğimiz şeyi yaparak futbol üzerine birkaç satır not düşelim.
Futbol adına bugünlerde herkesin dilinde iki adam var. Mauro Icardi ve Victor Osimhen. Galatasaray’ın forvet hattını oluşturan bu ikili, Süper Lig standartlarının epey üzerinde. Öyle ki; Avrupa’nın önde gelen beş takımında bile böyle iki tehlikeli forvet oyuncusunun olmadığı değerlendirmesi yapılıyor. Üstelik bu yorumlar artık sadece yurt içiyle sınırlı değil, kıtanın önde gelen spor gazetelerinde bile Icardi’nin oyundan çıkıp Osimhen’in maça dahil olması manşetleri süslüyor.
Barcelona altyapısında geçirdiği günlerin ardından katıldığı Sampdoria’da ve akabinde Inter ile Paris Saint-Germain’de adını Avrupa’nın en değerli santrforlarının arasına yazdıran Icardi’nin yolu Eylül 2022’de Galatasaray ile kesişti. Geride bıraktığımız iki sezonda iki şampiyonluk yaşayan takımın en değerli parçalarından biri olan Mauro Icardi, bu süreçte ülkede bir ikon haline geldi. Hagi’nin ardından Galatasaray formasıyla 50 gole ulaşan ilk yabancı futbolcu unvanını alan Icardi, bir yandan da gözünü Sarı-Kırmızılı takımdaki diğer rekorlara dikti. Gol attıktan sonra çalan şarkıyla özdeşleşen Icardi, deyim yerindeyse Kral Midas gibi elini değdirdiği her yeri altına çevirdi. Icardi sayesinde şarkının bilinirliği ülkenin yüzölçümüne yayılırken, seslendiren şarkıcı da şöhretine şöhret ve hesabına ‘milyoncuklar’ kattı. Icardi, taraflı tarafsız birçok çocuğun da idolü oldu. Sahadaki başarısını sempatik tavırlarıyla süsleyen Arjantinli futbolcu sayesinde yeni jenerasyonun hiç azımsanmayacak bir kısmı sarı kırmızı renklere gönül verdi. Maç öncesi gerçekleşen seremonilerde, sadece beş dakika boyunca Mauro Icardi’nin yanında yer alabilmek için 10-15 çocuk her defasında yarışa tutundu.
Bir diğer özel futbolcu, Victor Osimhen’i 25 yaşındayken bu topraklarda izleyebilmek de tıpkı Icardi örneğinde olduğu gibi büyük bir lüks. Avrupa’nın halihazırda hem en yetenekli hem de en pahalı beş forvetinden biri olan Nijeryalı futbolcu, eylül ayı başında katıldığı Galatasaray’a çok hızlı uyum sağladı. Wolfsburg, Charleroi, Lille ve Napoli’deki tecrübelerinin ardından Sarı-Kırmızılı formayı sırtına geçiren Osimhen, hem atletik hem de bitiricilik performanslarıyla neden dünyanın sayılı forvetlerinden biri olduğunu gösterdi. Küresel çaptaki bilinirliğine, yüksek form düzeyine ve dev kulüplerin taliplisi olmasına rağmen mütevazı yapısıyla dikkat çeken Osimhen, bu özellikleriyle de futbolseverleri büyüledi. Mauro Icardi gibi yeni nesil çocukların takım tercihini etkileyebilecek bir profil çizen Osimhen, çok kısa bir zaman diliminde Sarı-Kırmızılı takımın en sevilen üyelerinden biri haline geldi.
‘Kuzey yıldızı’ niteliğinde iki süperstara sahip olan Teknik Direktör Okan Buruk’un seçimleri sezona damgasını vuracak. Hem Icardi hem de Osimhen’i birlikte değerlendirebilmek için iki yıldır başarılı olduğu dizilişten mi vazgeçecek?.. Yoksa bu iki süper yıldızı dönüşümlü mü kullanacak?.. Okan Buruk, sezonun ilk bölümünde yaşanan sakatlıklar nedeniyle süperstarları dönüşümlü kullanmak zorunda kalmıştı. Ancak görünen o ki Icardi ve Osimhen sağlıklı ve formdalarsa; ikisi de maça başlayan onbirde yerlerini alır. Bakalım zaman bize neyi gösterecek?