O kadar değerlidir ki, sonunda kaybolur

Dalia MAYA Köşe Yazısı Sesli Dinle
30 Ekim 2024 Çarşamba

Akademik literatürde Yahudi evlilik sözleşmesi olarak geçen ancak bir sözleşme değil de damadın geline verdiği bir taahhütname olan ‘ketuba’, antik çağlardan günümüze Yahudi yaşamındaki ritüel nesnelerin dinamiklerini örneklemektedir. Her ne kadar modern yayınlarda ve müze sergilerinde sıklıkla geleneksel uygulamanın sürekliliğini gösteren bir örnek olarak nitelendirilse de ketuba yasal bir evrak olmaktan çok daha fazlasıdır. Yasal belge, ritüel nesne, sanat eseri ve bir koleksiyon parçasıdır ketuba.

Bir yasal evrak olarak ketuba:

Ketuba evliliğin boşanma ya da damadın vefatı ile kesilmesi durumunda gelinin haklarını koruyan bir belgedir. Tora kökenli değildir, ancak kaynağını sözlü gelenekten alır. Ketubanın ilk amacı damadın geline hediyesini ve evlilik nedeniyle geline sunduğu ekonomik imkanların yanı sıra gelinin bu evliliğe getirdiği çeyizinin maddi karşılığını kayıt altına almaktır. Ancak yine de bu taahhütnameye yüzyıllar içinde hahamların önerisiyle kadına bakmak, yemeğini, giyimini sağlık ve evliliğin önemli bir yanı olan cinselliği içeren bir takım farklı şartlar da eklenmiştir. Dolayısıyla ketuba özünde aynı olsa da yazıldığı yere ve döneme göre farklılıklar içermeye başlar. Bu farklılıklardan bir tanesi de ülkemiz dahil birçok coğrafyada evlilik kurumu devam ettiği sürece erkeğin başka kadınla evlenmeyeceği sözüdür.

Bir ritüel nesne olarak ketuba:

İçeriği evlilik öncesi hazırlansa da ketuba özellikle doğu memleketlerinde dini düğün töreni sırasında misafirlerin tanıklığında okunur ve imzalanır. Bu anlamda Yahudi dini töreninin önemli bir ritüelik nesnesidir. Ketuba evliliğin sona ermesi durumunda kadının hakkını koruduğundan imzalandıktan sonra güvenilir bir şekilde saklaması için tercihen gelinin bir yakınına teslim edilir. O kadar değerlidir ki, yıllar içinde saklandığı yerde unutulur, orada kaybolur. Oysa ketuba yahudi düğün geleneğine ait bir ritüelik obje olduğu kadar Yahudi boşanma geleneğine ait bir objedir de. Ve gerektiği zaman ulaşılabilir olmalıdır. Zira boşanma ketubada belirlenmiş şartlara uygun olarak kadına haklarının teslim edildiğinin teyidi alındıktan sonra tamamlanır. Sonrasında ketuba yırtılarak imha edilmek üzere toprak altına gömülür.

Bir sanat eseri olarak ketuba:

Başlangıçta sadece bir taahhütname olan ketuba yüzyıllar içinde gerek metne yerleştirilen edebi cümleler gerekse metnin etrafına yapılan süslemelerle yazıldığı dönemin ve coğrafyanın sanatsal yatkınlıklarını gösteren süslü bir efemeraya dönüşmüştür. Araştırmalar süslemelerin öncelikle doğu toplumlarında başladığını sonra tüm dünyaya yayıldığını belirtirler. Farklı coğrafyaların ketubaları farklı simgesel süslemelerle karşımıza çıkmaktadır. Sefarad ketubalarında görülen çifte kuşlar çifte sevgilileri simgeler. Çoğu zaman evlenen çifte mutlu ve bereketli bir evlilik için kaynağını Tora’dan alan slogan cümleler ve dileklerle süslenir. 

Bir koleksiyon parçası olarak ketuba:

Ketuba içeriği ile olduğu kadar süslemelerinin zenginliği ile de yazıldığı dönemin ve yörenin Yahudi kültürel, demografik ve sosyo-ekonomik düzeyi hakkında bizlere geçmişten bilgi veren bir araçtır. Gerek saklandıkları yerlerde yıllar sonra tekrar bulunan ketubalar gerek gömüldükleri toprak altından (geniza) yeri gelip gün yüzüne çıkan ketuba parçaları geçmişten günümüze göz kırpar. Ve böylelikle içerikleri için olduğu kadar süslemeleri için de birer koleksiyon parçasına dönüşürler.

Türk Musevileri Müzesi başta Hahambaşı İsak Haleva ve Ceri Benardete olmak üzere çeşitli bireysel koleksiyonerlerden ve İsrael Museum arşivinden topladığı 50 kadar ketubayı 7 Kasım’dan itibaren Amerikan Konsolosluğu sponsorluğunda Schneidertempel’da sergileyecek. Osmanlı ve Türk Ketubaları Sergisi 1830’lardan günümüze Van, İzmir, İstanbul, Çanakkale, Edirne, Kırklareli gibi farklı şehirlerden ketubaları bir araya getiriyor. Sergilenecek ketubaların çoğu Sefarad olmakla birlikte Aşkenaz, Karay cemaatine ait Kırım’dan getirilmiş ve İran kökenli birer ketuba da koleksiyonda yer alacak

Ketubanın (ve dolayısıyla Osmanlı topraklarında var olmuş Yahudi toplumunun) yıllar boyunca izini sürmek için ilginç bir sergi. Kaçırmayın derim.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün