Vayişlah peraşasının en gizemli kısımlarından biri yabancı bir adamla Yaakov arasında meydana gelen mücadeledir. Rabiler bu yabancının aslında Esav’ın koruyucu meleği SM olduğunu öğretir. Bu melek yetser ara dediğimiz olumsuz isteklerin başındaki isim olmasına rağmen Yaakov’un mücadeleyi kazandığındaki kutsama isteğini geri çeviremez ve kendisine Yisrael adının verileceğini söyler. Yaakov bu mücadelede zarar görmüştür ancak mücadeleden de galip çıkmayı başarmıştır.
Yaakov ile melek arasındaki mücadele Tora tarafından ‘vayeavek’ sözü ile verilir. Bu sözcüğe dikkat etmek gerekir çünkü bu sözcük kökeni toz olan ‘avak’ sözcüğünden türemektedir. Raşi basit bir açıklamayla iki kişinin güreşmesi sırasında tozların havaya saçıldığını ve bu yüzden bu ifadenin kullanıldığını anlatır. Gemara Masehet Hulin 91/A’ya göre ise bu mücadelede savrulan tozların göklere kadar yükseldiği belirtilmektedir. Haklı bir deyişle iyi ile kötü arasındaki mücadele aslında toza karşı verilmiş bir savaştır.
İyi ve kötü arasındaki mücadelenin toz ile nasıl bir ilgili olduğuna yakından bakmaya çalışacağız.
Gemara Masehet Bava Batra 165/A’ya göre neredeyse tüm insanların ‘avak laşon ara / laşon ara tozu’ nedeniyle suçlu oldukları ifade edilmektedir. Kendini Yahudi yaşam tarzına adapte edebilmiş ve bu konuda eğitim almış Yahudiler laşon ara yapmaktan itinayla kaçınmaya çalışır. Bu gruba giren Yahudiler laşon ara yapmak için bir araya gelmez ve insanlar hakkında utanç verici bilgileri yaymazlar. Ancak hemen hemen herkes laşon ara’nın bir çeşidi olarak nitelendirebileceğimiz laşon ara barındıran imalardan dolayı suçludur. Başkasının neden daha iyi olamadığı konusundaki imalar doğrudan laşon ara gibi nitelendirilmese bile içinde bu günahın bazı öğelerini muhafaza etmektedir. İşte bu öğeler de ‘avak / toz’ dediğimiz laşon ara parçacıklarını içerir. Bu parçacıklar güzel Tora sözleri yerine koymayı tercih ettiğimiz öğeler olarak karşımıza çıkar.
Yetser ara’nın çalışma prensipleri oldukça ilginçtir. Yetser ara bize Şabat gününü ihlal etmemiz veya kaşer kurallarına uymayan bir besini tüketmemiz konusunda doğrudan telkinde bulunmaz. Ya da bizi bir insana gidip de “sen berbat bir insansın ve senden nefret ediyorum” dememiz konusunda kışkırtıcı davranmaz. Her Yahudi’nin kalbinde bir takım Tora değerlerine bağlılık ve iyi bir ahlak için temel değerlere yakınlık vardır. Onun yerine ortalığı toz duman edecek şeyleri söylememizi sağlar. Yani birini incitebilecek biraz duyarsız bir yorum yapmamıza, incelikli bir şekilde saldırgan bir şey söylememize, alaha dediğimiz kurallara göre tam olarak uygun olmayan bir şey yapmamıza neden olur. Zaten mücadele etmemiz gereken durum da tam olarak budur.
Mişle “sifte tsadik yedeun ratson / dürüst bir kişinin dudakları nasıl iyilik kazanacağını bilir” demektedir. Raşi, aynı pasuğa getirdiği bir açıklamada tsadik bir kişinin, duasıyla Tanrı’nın beğenisini nasıl kazanacağını aynı zamanda da sözleriyle insanları nasıl iyi hissettireceğini bildiğini açıklar.
Doğru şeyi nasıl söyleyeceğinizi, hassas bir şekilde nasıl konuşacağınızı, etrafınızdaki insanlarla onları rahat ettirecek şekilde nasıl konuşacağınızı bilmek kolay değildir. Bunu her zaman yapabilen kişi tsadik olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Bu, bunu yapamayanların ‘raşa’ yani kötü olduğu anlamına gelmez. Ancak bu söz geri kalanların insan ilişkilerinde ‘toz’ çıkardığı anlamına gelir. Evet, etik değerlere sahip insanlar olarak aslında iyi davranışları çoğunlukta olan kişileriz. Ancak bazen isteyerek veya istemeden yanlış bir söz veya ifade kullanır tozların savrulmasını sağlarız. Karşı karşıya olduğumuz ve kazanmaya çalışmamız gereken mücadele budur.
Rabi Paysach Krohn, her sabah Tora öğrenmek amacıyla bir araya gelen gruptaki birinin hikâyesini anlatır. Adamın görevi bütün katılımcılara kahve dağıtmaktır. Görevine sadık biri olarak her katılımcının kahvesini nasıl sevdiğini öğrenmiş ve bu şekilde hizmet etmeye çalışmıştır. Adamın kahve sunarken ilginç bir davranışı göze çarpar. Kahveler her zaman ‘yarım’ fincan şeklinde sunulmaktadır. Yeniden istediklerinde kahve getirmekten gocunmayan adam nedense kahveleri yarım fincan olarak getirmektedir.
Günün birinde biraz rahatsız kalkan adam bu hizmeti sunması için oğlunu gönderir. Oğluna kimin nasıl kahve istediğini net ve açık bir liste şeklinde hazırlar. Oğlu da bu listeyi alarak kahve servisi yapmak üzere Tora dersinin verildiği sinagoga gider. Oğul kahve hazırlarken birden babası ortaya çıkar. Oğlu bu duruma şaşırır. Rahatsız babasının neden oraya geldiğini anlamaz ve babasına sorar.
Babası mutlaka gelmesi gerektiğini söyler. Çünkü listeyi hazırlamış ama çok önemli bir gerekliliği atlamıştır. Herkese bir seferde mutlaka sadece yarım fincan kahve vermelidir. Oğlu ilk bakışta bunu anlamaz ve neden tam fincan kahve vermediğini sorgular.
Babası, grupta elleri titreyen iki yaşlı üyenin olduğunu söyler. Kahve fincanlarının yarısı dolmadığı sürece kahve Gemara'nın veya kendisinin üzerine dökülecektir. Bu ihtiyaçları nedeniyle utanmasınlar diye yarım fincan kahve vermeyi istemiştir.
Bu, kimseye herhangi bir rahatsızlık ya da acı vermeden, ‘tozdan nasıl kaçınacağını’, mükemmel ‘temiz’ bir Yahudi yaşamını nasıl yaşayacağını anlayan bir tzadik örneğidir.
Bu mücadeleyi yürütürken güçlü ve kararlı olmak gerekir. Hem evimizde hem de dışarıda tüm ilişkilerimizi her türlü ‘toz’dan temiz tutarak etrafımızdakilerin ve kendimizin huzurunu sağlamaya yardımcı olalım.