Suriye'de yaşananlar bize yarayacak mı?

Mois GABAY Köşe Yazısı
11 Aralık 2024 Çarşamba

Suriye’de olup bitenler ve yakın zamanda yaşanacaklar, Suriye halkından sonra en çok bizi ilgilendirecek. Bu ülkeyle 900 kilometre ile en uzun kara sınırımız, altı yüz yıllık ortak geçmişimiz, on bin yıllık tarihsel yakınlığımız var. 

Beş milyona yakın göçmen ve sığınmacının hali hazırda ülkemizde yaşadığını da hatırlamakta yarar var. Baas rejimi ile Esad’ın devrilmesi ve cihatçı birliklerin Suriye’nin tamamına yakınını ele geçirmesi, baskı rejimini sona erdirip yeni bir dönem açıyorsa, komşumuzun esenliği bize de yansıyacaktır. Yeter ki, yeni düzen iyi kullanılsın, Suriye yeni bir Irak olmasın…

Geçtiğimiz pazar günü grubumuzla Mevlana Türbesinin ön tarafında buluşmamız esnasında Suriyeli göçmenlerin vatandaşlarımızla el ele kutlamalarına şahitlik ettik. Yeni Suriye reform bayrakları ve tevhid bayrakları ile birlikte kalabalık müzik ve tekbir sesleri ile meydanı doldurdu. Ardından da bir basın açıklaması yaptılar. Benzer bir kutlamanın Fatih Camii’nde de yapıldığını öğrendim.

Bazı misafirlerim açılan siyah üzerine beyaz bayraklardan bunun şeriat propagandası olduğunu söyleyip tepki gösterse de, sonrasında kalabalık olaysız bir şekilde dağıldı. Hoşgörünün şehri Konya’mızda Mevlana Şeb-i Arus haftasında dilerim Mevlana’nın öğretileri bugün Ortadoğu’da barış arayanlara ilham olsun…

Bir diğer dileğim ise Ortadoğu’da savaşın devam ettiği coğrafyadaki tarihi eserler hakkında… İlgili kuruluşların alacağı önlemlerle gerek Beyrut Baalbek, gerekse de zaten IŞİD tarafından mahvedilen Palmira, bir an evvel eski görkemine kavuşsun.

Noel arifesinde Avrupa’nın ‘Kara Yahudi tarihi’

Senenin bu dönemlerinde rengarenk fotoğraflar, süslemeler ile seyahat acentelerinin sunduğu ‘Noel Pazarları Programları’, sosyal medyada dolaşan Noel tatları derken, Noel Hıristiyan dünyanın dışında da özellikle Almanya-Fransa sınırındaki Alsace Loren bölgesindeki Noel pazarlarıyla turistik olarak bütün dünyadan katılımcılara hitap ediyor. Türkiye’den de bu turlara vize sorununa rağmen son yıllarda yoğun bir katılım olmakta.

Noel pazarlarının ışıltılı dünyasını gezerken, pazarlardan en büyüğü Strasbourg şehrinde Notre Dame Katedrali’nden her gün saat 12.00’de zamansız çalan çan sesi size bu şehirlerin kara Yahudi geçmişini de hatırlatabilir. Orta Çağ’da maalesef farklı saatlerde çalan bu çanlarla Yahudilerin şehri terk etmeleri istenmekteydi. Gelin o dönemleri de hatırlayalım!

Kara Veba  salgınlarının Avrupa’yı perişan ettiği ve nüfusun yarıdan fazlasının ölümüne yol açtığı 14. yüzyıl ortasında, Yahudiler günah keçisi yapılmıştı. Salgına, kasıtlı olarak su kuyularını zehirleyen Yahudilerin yol açtığı dedikoduları yayılmış, bunun sonucunda çıkan şiddet olaylarında yüzlerce Yahudi cemaati yok edilmişti. Her ne kadar Papa VI. Clement, ilk olarak 6 Temmuz 1348 tarihli, ardından da yine 1348 tarihli bir diğer papalık emri ile Yahudileri korumaya çalışmışsa da, birkaç ay sonra, henüz salgından etkilenmemiş olan Strasbourg’da 900 Yahudi diri diri yakılmıştı.

Bugün halen, 1230’larda yapılmış Notre Dame Strasbourg Katedrali’ndeki Ecclesia ve Synagoga heykelleri o dönem kilisenin Yahudiliğe bakış açısını anlamamıza vesile olabilir.

Strasburg Manastırı’nın güney kapısında yer alan ‘Ecclesia’ Heykeli sağ elinde flamalı bir haç tutuyor, başında bir taç var ve saçları uzun, dalgalıdır. Ecclesia gurur ve zafer saçar, muzaffer kiliseyi temsil eder.

Ecclesia’nın rakibi, ‘Synagoga’dır. Her iki kadın heykelinde tip ve anti tip anlamında kişileştirilen Hristiyanlara göre eski ve yeni ahite gönderme yapan heykellerde, Synagoga sıradan giyimli, taşıdığı mızrak kırık ve elindeki Tevrat yere düşmek üzeredir. Synagoga’nın sunuluş şekli alçak gönüllülük ve ast olmayı içerir. Mızrak ise İsa’nın çarmıha gerilişine bir atıftır. O, muzaffer Hristiyanlık karşısında artık aşılmış olan Yahudiliğin sembolüdür…

Kutlayan tüm Hristiyan dostlara mutlu Noeller dileklerimle…

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün