Türkiye'nin Edip Cansever isimli bir şairi olmasını babası Fazlı Bey'in ileri görüşlülüğüne ve ortağı Jak Bey’e borçluyuz. Kapalıçarşı kültür turlarımda hep Edip Cansever’in şiirlerini yazdığı, o eski kahvehanelerin daha kapanmadığı 1954 yangını öncesini hayal ederim.
Fazlı Bey, oğlunun ticarete ilgisi olmadığını erken yaşta fark eder. Birçok babanın o dönem yapabileceği gibi, onu istemediği bir yolda yorarak, yıpratarak baba işini ilerletme yoluna gitmez. Bir orta yol bulacaktır…
Jak Y. Şalhoşfili, Fazlı Bey’in dükkanında çalışan bir tezgahtardır. Yahudi kimliğinin günümüzde dahi düşündürdüğü stereotip ‘Zengin Yahudi’ kısmından nasibini alamamış, kendi halinde bir gençtir.
1954 yılındaki yangında dükkanı yanan Fazlı Bey, çarşıda başka bir dükkan alır; Jak'ı dükkana ve dolayısıyla oğluna ortak eder.
Böylece Jak birdenbire Kapalıçarşı'da iyi iş yapan bir antikacı dükkanının ortağı olarak, tüm gücüyle işlere sarılır. Edip Cansever de aynı dükkanda şiirlerine emek verir. Burada dokuz şiir kitabı çıkarır. Kapalıçarşı Halıcılar Bedesteni’nin dili olsa iki farklı katta yaşanan o güzel günleri bir şiir misali anlatırdı bizlere…
Şu sıralar tam gaz antisemitizm yayan medya organları göremese de, her geçen gün vefatlarla, göçlerle tükenmekte olan bir toplumun hikayesi bizim ortak hikayemizdir…
Umut veren bir Hanuka Kutlaması
29 Aralık Pazar günü Ulus Özel Musevi Anaokulu ve İlkokul Hanuka kutlamasını birkaç kez mutluluktan gözlerim dolarak izledim.
Bu duyguyu burada anlatmak güç.
Bir süredir azalma duygusu yaşayan, sessizleşen, zaman zaman maalesef baskı altında hisseden bir Türk Yahudisi’nin umut gözyaşlarıydı.
Müdürlerimiz, öğretmenlerimizin heyecanı, coşkusu öğrencilerimize geçmiş, hep bir ağızdan her yaştan veli, öğrenci, buradaydık demenin, umudun asıl mucizenin vücut bulmuş şekliydi.
Bir mezun olarak belki 15 senedir görmediğim kimi dostları çocuklarıyla görmek, bir zamanlar rol aldığım sahnede bir-iki seneye oğlumun da olacağını hayal etmek, geleneklerimize sımsıkı bağlı olduğumuzu yaşamak eminim orada bulunan her yaştan kardeşimize iyi ki dedirtti.
İyi ki okulumuz var, iyi ki okulumuzun en kısıtlı imkanlarla mucizeler yaratan öğretmenlerimiz var.
Nice bayramları bu coşkuyla kutlamak nasip olsun. Nice yaşlara canım okulum.
Hep artarak, daha iyiye ve nice başarılara koşabilmek dileğiyle!
Son olarak, tüm toplum kurum, sinagog vakıf başkanlarına buradan seslenmek isterim. Günümüz şartlarında en büyük desteğin verilmesi gereken kurumumuz tartışmasız okulumuzdur. Geleceğimizi imar edecek, ülkemizi ilerde bir Türk Yahudisi olarak en iyi temsil edecek öğrencilerimizin, veli ve eğitim kadrosunun başarıdan başka hiçbir hususta endişesi olmaması gerekir.
Dilerim bütün toplum ve kurum yöneticilerimiz bunun bilincindedir. Protokol misafirlerimizin gelecek tüm törenlerde en ön sıralar yerine, yarattıkları imkanlarla inşa ettiklerini yakından tanıyabilmek adına çocuklarımızın ortasında arka sıralarda yer almalarını daha çok keyif alabilmek adına tavsiye ederim.
Nice umut veren bayram kutlamalarına!