Trump ABD'yi büyük Türkiye yapma yolunda

Prof. Dr. Burak ARZOVA Köşe Yazısı
29 Ocak 2025 Çarşamba

Geçtiğimiz hafta dünyada en önemli gündem Başkan Donald Trump’ın ikinci kez Başkanlık Töreni ve arkasından peş peşe gelen Trump Kararları iken ülkemizde yine bir felaketle karşı karşıya kaldık. Her yıl ocak ya da şubat aylarında artık neredeyse kaderimiz olarak gözüken felaketlere maruz kalıyor ülkemiz. Oysa bunların hiçbiri kader
değil. Az gelişmişliğin, yaşananlardan bir türlü ders almamanın, yozlaşmanın, adam kayırmacılığın, bizden diye tüm kusurları örtülen insanların bize yaşattıkları. Daha kötüsü toplumun bu felaketleri kanıksamış olması. Kanıksayıp ses çıkarmadıkça istifa etme erdemini gösteremeyen, istifanın yerini af dilemenin aldığı bir kültür topluma yapışıyor. Af dilemek için bile izne ihtiyaç duyanlar o izin gelmedikçe ortalıkta utanmadan dolaşabilir oluyor ülkemizde. Olaydan bir şekilde sorumlu olanların utanmadığı ama halk olarak bizlerin onlardan daha fazla utandığımız bir ülke olduk. Küçükken rahmetli anneannem benim normal kendisinin anormal karşıladığı olaylarda 'ar damarın patladı galiba’ derdi bana. Ar damarı patlamanın ne olduğunu Bolu Kartalkaya yangınından sonra 55 yaşında öğrendim. Öfke ve çaresizliğin yarattığı bunalım hepimizi sardı. Umarım ülkenin üzerini sarmış kara bulut en kısa zamanda dağılır diyelim ve yeniden II. Trump Dönemine dönelim. Trump’ın bundan sonra yapacaklarının ne olacağını hep birlikte göreceğiz. Ancak bu kez ilk başkanlık döneminden çok daha farklı bir dönem yaşayacağımızı anlamak için kâhin olmaya gerek yok. Üstelik bu yeni döneminde çok tehlikeli bir kişi de her yerde yanında. Bu kişi ‘Elon Musk’. İngiltere’de seçilmiş başbakanı beğenmeyip yeni bir hükümet kurmanın daha doğru olacağını söyleyen, Almanya’da kurulacak koalisyon hükümetine müdahale etmeye çalışan, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile polemiğe giren Elon Musk iyice sevimsiz olmaya başladı. Başkan Trump’ın töreninde yaptıkları ise zevzeklik olarak algılandı. Temennim, Başkan Trump’ın bu zor karaktere kendisini fazla kaptırmaması. Elon Musk’ı fazla ciddiye alıp uyarsa dünyayı zor günlerin beklediğini söyleyebiliriz. Başkan Trump ikinci dönemine başlar başlamaz ilk önce güney sınırına ilişkin olarak acil durum ilan etti ve geçişleri durdurma kararı aldı. Paris İklim Anlaşması’ndan çekildiklerini açıkladı. Kendi petrol ve gaz kaynaklarını kullanacaklarını, yeni dönemde petrol ve doğal gaz kaynaklarını aramaya odaklanacaklarını ve enerji ihraç edeceklerini söyledi. Enerjide acil durum ilan etti. Yabancı ülkelere yeni gümrük tarifeleri koyarak vergiler uygulanacağını, bunun amacının Amerika’yı zenginleştirmek adına olduğunu söyledi. Bununla bağlantılı olarak, ‘Dış Gelir Hizmetleri Ofisi’ kurulacağını ilan etti. Elektrikli araçlar konusundaki düzenlemeyi iptal edeceğini söyledi. Yukarıda sayılanlardan hiçbiri sürpriz değil. Trump’ın Başkanlık kampanyasını takip ettiyseniz zaten bu getirilen düzenlemelerin vaatleri arasında yer aldığını birden fazla kez duymuşunuzdur. Fakat tüm bunlara karşı ABD bir hukuk devleti ve bir başkanın keyfi yönetiminin önündeki en önemli engel de kuvvetler ayrılığı. ABD’li olmayan anne ve babaların ABD topraklarında doğmuş çocuklarının Amerikan Vatandaşı olmasını iptal eden Başkanlık kararnamesi bir Federal Yargıç tarafından Anayasaya aykırı bulunarak yürütmenin durdurulması sanırım kuvvetler ayrılığının en güzel örneği. Başkan’dan bağımsız ve siyasete alet olmamış bir Yargı Sistemi Amerika’nın en büyük artısı. Türkiye küçük Amerika olamadı ancak Trump Amerika’yı büyük bir Türkiye’ye çevirebilir. Söylemleri hiç yabancı değil. En son ekonomiyi Fed’den daha iyi bildiğini söylemesi bizim için sıradan bir gün iken ABD için büyük ses getiren bir konu oldu. İkinci Trump Dönemine ilişkin Goldman Sachs Research’ın araştırma raporuna göre; Goldman Sachs Research, potansiyel ABD ticaret politikasının Çin üzerindeki etkisinin daha da doğrudan olmasını bekliyor. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin, ABD’ye yapılan tüm ihracatta yüzde 60 puana ve ortalama yüzde 20 puana kadar tarife artışlarıyla karşı karşıya kalabileceğini öngörüyor. Böyle bir senaryonun gerçekleşmesi durumunda Çin’in 2025 yılı büyümesinden yaklaşık yüzde 0,7 çalacağını tahmin ediliyor. Goldman Sachs Ekonomistleri; Çin’in sağlanan teşvik paketleri ve Renminbi’deki değer kaybı ile büyümeye olacak etkinin bir parça dengelenmesi sağlansa da, yine de 2025 Çin büyüme tahminlerini mütevazı bir şekilde yüzde 0,2 puan düşürerek yüzde 4,5’e çekmişler. Buna göre en doğrudan etkinin Çin’e yönelik olacağı şüphesiz. Çin’in büyümesinin düşmesi sanayi metalleri, petrol ve emtia fiyatları açısından da yönün aşağı olması anlamına gelecektir. Özellikle fiyatlarının düşmesinin ABD enflasyonun düşmesi için sağlayacağı olumlu katkı dikkate alındığında, Trump’ın kabinesini enflasyonu düşürmek konusunda görevlendirmesi ile eş zamanlı düşünmek gerekiyor. Çünkü özellikle Kanada’ya yönelik tarife artışlarının kereste fiyatları üzerinden ABD konut piyasasına olası olumsuz etkileri ve genişleyici Trump Ekonomi Politikaları dikkate alındığında, içeride artması muhtemel enflasyona yönelik en keskin panzehir küresel ölçekte petrol fiyatlarının düşmesi olacaktır. Petrol fiyatlarının düşmesi şüphesiz bize de çok olumlu yansır. Cari Açığın finansmanı konusunda şu an için bir sorun gözükmese de Merkez Bankasının kura yönelik politikasını hafifletmesine ve olası sermaye çıkışlarının etkisine yönelik bir dengelenme sağlaması kuvvetle muhtemel. Trump döneminde bizden çok örnekleri ABD’de görebiliriz. Dikkatle izlemeye değer.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün