Beni anlıyor musun?

Elda SASUN Köşe Yazısı
5 Şubat 2025 Çarşamba

Bu basit ama derin soru, insan ilişkilerinin özünde yatan en önemli şeylerden biri değil midir? Yaşamımızın hemen her alanında saygı ve sevgi kadar anlaşılmaya da ihtiyacımız vardır. Daha mutlu yaşamak için, etrafımızdaki insanların duygu ve düşüncelerimizi anlamalarını, ilgi ve empati göstermelerini bekleriz.

Empatik dinleme, karşımızdakini sözünü kesmeden (!), eleştirmeden, kendimizi adeta onun yerine koyarak, duygularını ve ne söylediğini anlamaya çalışmaktır.

Empati kelimesi Latince iç, içine anlamına gelen ‘em’ ve Grekçe duygu, acı, ıstırap anlamına gelen ‘patheia’ kelimelerinden meydana gelir. Dolayısıyla, bu terim birlikte acı çekmek veya acıyı içimizde yaşamak anlamında kullanılır.

Sizce “Beni anlıyor musun?” sorusunun arkasında her zaman duygusal bir beklenti de yok mudur? Anlaşılmanın, sosyal ilişkilerle birlikte, bireyin kendi özgüveni ve mutluluk duygusunu da etkilediği kesindir.

İçten bir saygının üzerine eklenen sevgi, ilişkilerimize sıcaklık katar, duygusal derinliği artırır. Bu nedenlerden dolayı, anlaşılmadığımızı hissettiğimizde bağırarak ya da ağlayarak tepki verebiliriz. Halbuki karşımızdakini anladığımızı ifade ettiğimizde aramızdaki gerginlik veya tartışma azalır ya da tamamen sona erer.

İyi bir arkadaş, diğerinin hislerine de duyarlıdır. Hele ki, başına gelen kötü bir olayda, hiçbir şey yapmadan sadece dinlemek ve kaygılarını paylaşmak, mutlaka derin bir anlayışı yansıtacaktır.

Bir ressamın yaptığı eserin karşısında olduğunuzu farz edin. Tabloda çizdiklerini açıklarken aynı zamanda iç dünyasını da ifade eder. Bu durumda onu dinlemez ya da anlattıklarını anlamazsanız, o sanatçı ne hisseder?

Her insan, hele her çocuk da bir sanatçı gibidir; duygularını, hayallerini anlatırken empati ve anlaşılmayı bekler.

“En eski ve etkili tedavi şekli dinlemektir” demişler.

Bu cümle bana dinlemeyi çok iyi bilen sevgili Hahambaşımız Rav İsak Haleva’yı hatırlatır.

Bazı konularda endişeli olduğumda ve nasihatlerine sığındığımda, insan sevgisi son derece yüksek olan Ribi İsak Haleva her zaman sorularımı sabırla dinler, olayı anlamaya çalışırdı. Onunla olduğum zamanlar “Beni anlıyor musunuz Ribi?” gibi bir soru mümkün bile değildi çünkü Sevgili Rav Haleva sizi mutlaka anlamaya ve bir çözüm bulmaya çalışırdı. Bir baba edası ve bilgeliğiyle aktardığı nasihatları her zaman önemli birer hayat dersiydi.

Toplumumuzun birçok etkinliklerinde onu dinleme ve  birlikte olma şansım oldu. Gazetemiz için kaleme aldığım bu etkinliklerden bazılarını okuduktan sonra beni arayıp “Elda anlattıklarımı çok iyi anlatmışsın” demesi benim için büyük bir sevinç ve onurdu. Bir sohbetinde Ribi Haleva, “Kardeşçe beraber olmak / Shevet ahim gam yahad” cümlesindeki derin anlamı şöyle anlatmıştı: “Kardeşler birlikte oturalım, beraber olalım. Düşünce ile de beraber olalım. Çok kişi yan yana oturur ama beraber değildirler. Birlikte menfaatlerini koruyorlar, siz de onları fizikken beraber görüyorsunuz fakat kalben, ruhen bambaşka iki ayrı dünya da yaşıyorlar. Bu yüzden, sadece birlikte oturmakla yetinmeyelim, kalben de bir olalım.”

Anlaşılmak iki insan arasında büyük bir değer ve kalben bir bağdır. Sevgili Ribi Haleva onu tanıma imkanını bulan neredeyse her kişiyle işte böyle bir bağ kurmuştu. Ribi Haleva’ya anlayışı, mütevazi ve samimiyetle yaklaşımının yanı sıra bana bir cuma günkü mesajlaşmamızda yazdığı “Elda dualarım seninle olsun. Tanrı seni daima korusun ve bu gülüşün eksik olmasın” cümlesi için ona teşekkürüm sonsuzdur.

Hahambaşımız birçok insana ışık ve rehber oldu. Yüreğimde daima yaşamaya devam edeceksin. Melekler her zaman yoldaşın olsun. Nur içinde huzurla uyu Sevgili Ribi Haleva.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün