Yeri geldiğinde anlatmışımdır. Ben ailenin tek çocuğu olarak, farklı duygularla büyüdüm. Uzun yıllar yaşadığım bir başınalık olağandı sanki benim için, ancak daha ileri yaşlarda zaman zaman bir kardeş eksikliğini hissettim. O dönemlerin birinde, Benim Hiç Kardeşim Olmadı şiirimle bu duygularımı dile getirmeye çalıştım. Yayımlandıktan sonra da, benim gibi tek çocuk olarak büyüyen okurlardan, bu şiirimden etkilendiklerine dair çok olumlu sözler dinledim. Onların aksine, kalabalık ailede büyüyen kimileri de aslında şanslı olduğumu söylüyordu. Ne diyeyim, herkes kendi eksikliğiyle baş başadır! Ben paylaşmaktan söz etmek istediğim için bu şiirin yalnızca bir dizesini aktarmak istiyorum. Şöyle demişim: “Paylaşmak nedir bilmeden geldim.”
Paylaşmak! Bu, yaşamımdaki sınırlı alan içerisinde, dile getirmeye çalıştığım, eksik kalan duygularımdan biriydi yalnızca. Her ne denli bu duygu ve eylemi farklı şekillerde gerçekleştirme olanağı varsa da ben kardeşlik üzerinden yaklaşmıştım.
Bunu sınırlamadığımızda hepimiz için ne kadar da önemli ve değerli bir duygu! İnsan olduğumuzu, yeryüzünde yalnız bulunmadığımızı, başkalarıyla duygudaşlık kurabileceğimizi hissetmek! Düşündüğümde, hayatımız boyunca o kadar çok şey var ki paylaşabileceğimiz… Kopamadığımız maddesel değerler kadar, kurduğumuz hayaller, geliştirdiğimiz düşünceler, duygularımız, mutluluğumuz, acılarımız, yalnızlığımız, sevgilerimiz… Gerçi ünlü şairimiz Özdemir Asaf, “yalnızlık paylaşılmaz” dese de dizelerinde…
Rus roman ve oyun yazarı Nikolay Gogol, Bir Delinin Hatıra Defteri’nde şöyle diyor: “Bence düşüncelerini, duygularını ve izlenimlerini başkalarıyla paylaşmak, dünyanın en büyük esenlik ve mutluluklarından biridir.”
Kendi payıma ne denli başarılı olduğumu bilemesem de, deneme yazılarımda bunu yapmaya çalışıyorum. Kimi okurlarım, satır aralarında sanki kendilerini anlattığımı söylediklerinde, duygu ve düşüncelerimi onlarla paylaşmış olmaktan ayrıca mutlu oluyorum. Yaptığımız hatalar, farklı bakış açılarımız, olaylar karşısındaki davranışlarımız her ne kadar kendimize özgü olsa da benzer tepkileri gösterenlerle duygudaşlık kurmamız bizi rahatlattığı gibi yalnız olmadığımızı hissettiriyor.
Romalı devlet adamı ve Stoacı düşünür Seneca, Mutlu Yaşam Üzerine kitabında şöyle diyor: “Parasını paylaşmak isteyen biri bulunmaz, ancak her insan yaşamını birçoklarıyla paylaşır. İnsan malvarlığını korumak konusunda oldukça hesaplı davranır, ancak açgözlü olmanın onur vesilesi sayılacağı tek konu olan zamanın harcanmasına gelince oldukça bonkör davranırlar.”
Elbette ki yalnız düşünsel anlamda değil, günlük yaşamda her tür değeri kimlerle ve nasıl paylaştığımız önemlidir. Kuşkusuz her paylaşım insanca, başkalarının haklarını gözeterek, sevgi ve sevecenlikle olmalıdır, diye düşünüyorum.
Biliyorum, söylediklerimin bir kısmı gerçeklerden uzak ya da hayal olarak nitelendirilebilir. Olsun! Hayalden yoksun olan, kim yazmaya soyunabilmiş ki?