Trump'ın emperyal veya emlakçı fantezileri

İvo MOLİNAS Köşe Yazısı
12 Şubat 2025 Çarşamba

Yunan Antik Makedonya’nın meşhur kralı Büyük İskender 13 yıl süren hükümranlığında kısa sürede Yunanistan’dan Hindistan’a kadar olan toprakların çoğunu ele geçirmeyi başarmıştı. 33 yıl süren hayatının çoğunu savaşlarda geçiren İskender’in, “Neden savaş, neden işgal?” sorusuna tarihçilerin cevabı, onun ağzından çıktığı iddia edilen sözlerle olmuştu:

Dünyaya mutlak barışı ancak her yere hâkim olarak getirebilirim.”

Oysaki barış amaçlı olduğu iddia edilen bu emperyalist ruh, çıkarlar uğruna insanın, öz kardeşini bile yok edebilecek bir fıtrata sahip olduğunu bilmiyordu muhtemelen. Barışın tek lider altında gerçekleşeceği yanılgısı, onun erkenden hayata veda etmesine neden olmuştu.

Dünya tarihinde ondan sonra ortaya çıkan emperyalist ruhlar barışı kovalamaktan ziyade siyasi ve ekonomik güç için başkalarının topraklarını işgal edecekler, insanlık tarihin en büyük yıkımlarına sebep olduktan sonra tarihin çöplüğüne gideceklerdi.

***

Bugün küreselleşme döneminde emperyalizmin formu, birkaç istisna dışında toprak işgalinden daha çok, ekonomi tabanlı seyrediyor. Çok uluslu şirketlerin bu dönemdeki dünya ekonomi düzenine müdahalelerinin devletlerin aldığı benzer kararlar kadar etkili olduğu biliniyor. Bu müdahalelerin zengin ve yoksul ülkeler arasındaki makası daha da açtığını, bu yetmezmiş gibi kimi gelişmiş ülkelerin kendi içlerinde büyük eşitsizlikler yarattığı ve bunun da demokrasiye, demokratik geleneklere büyük darbe vurduğu da gözlemleniyor. Çok uluslu şirketler, yarattıkları monopol düzen ile küresel ve ülkesel eşitsizliklerin en büyük yapıcıları olmuş durumdalar…

Siyasete girmeden önce emlak ticaretiyle iştigal eden Donald Trump’ın iktidara gelir gelmez dile getirdiği, emperyal fantezilerle dolu kararları klasik bir emperyalist ruhun dışa vurumu olarak görülebilir.

Oysaki seçim propaganda konuşmalarında dünyanın polisi olmayı bırakacağını, orası için ne para harcayacağını ne de asker bulunduracağını söyleyerek anti emperyalist bir söylem tutturmuş, onun, ‘Amerika’yı Tekrar Büyük Yapma- MAGA sloganı, içe dönük güçlü bir ülke yaratma modelinin mottosu olarak görülmüştü.

Panama Kanalı’nı geri alacağını iddia etmesi, Grönland’ı Danimarka’dan para karşılığı satın almak istemesi emperyal fanteziler olarak görülse de bunların daha çok bir emlakçının fantezileri olarak da görülmesi pekâlâ da mümkün.

Amacına ulaşmak için de tehditkâr yaptırım kararları ise tipik bir pazarlıkçı karakterini ortaya koyuyor. Dünyanın en güçlü lideri olarak tehditlerle, talep ettiğinin yarısına bile ulaşmasını, kendisi için büyük bir başarı görmesi de muhtemel.

Almanya eski Başbakanı Merkel’in emekliye ayrıldıktan sonra yazdığı ve büyük ses getiren anılarında, Trump için, dünyaya bir emlakçı gözüyle bakan, alınacak bir arsanın kendisi tarafından alınmazsa başkası tarafından alınacağı endişesiyle davranan tipik bir emlakçı zihniyetine sahip olduğunu söylemişti.

Trump bu emlakçı fantezilerinde geçenlerde el yükselterek bütün dünyayı şaşkına çevirecekti.

7 Ekim Hamas saldırısıyla başlayan Gazze savaşında şehrin tarihinde hiç olmadığı kadar yerle yeksan olması gerçeğinden hareketle, burayı ABD’nin sahiplenip şehrin tekrar inşa edilerek Ortadoğu’nun Riviera’sına dönüştüreceğini söyleyecek, bununla yetinmeyip ne insan haklarıyla ne de hukukla hiçbir şekilde bağdaşmayacak şekilde 2 milyona yakın Gazzeli’nin başka ülkelere yerleştirilebileceğini söyleyecekti.

Sadece dünya değil kendi partisi, hatta Beyaz Saray yetkilileri de şaşkına dönecek, hiçbir hazırlık yapılmadan, hiçbir plan hazırlanmadan söylenen bu sözlerin ne kadar inanarak söylendiği şimdilik bilinilmeyecekti.

***

Donald Trump’ın sağ woke’çuluk olarak görülebilecek, gerçekçi olmayan ve giderek absürt fikirlerini ciddiye almamak pek mümkün değil.

Zira yakın tarih bile, bu tür söylemlere sahip olan kimi liderlerin tahribatını yazar.

Kurallar, kurumlar ve hukuk tarafından dizginlenemeyen kimi söylemler alıştıra alıştıra sonunda gerçeğe dönüştüğünde, kaçınılmaz çatışmaları ve savaşları büyük yıkımlar izler.

Trump’ın emperyal fantezileri olsun, emlakçı fantezileri olsun, erozyona uğramazlarsa, bunları sadece ABD’nin yerleşik demokratik kültürü ve kurumları durdurabilecek.

Ancak; dünyanın en güçlü liderinin atipik davranışlarının, haklı olarak statükodan bıkan ve mağdur olan hem kendi toplumuna hem de dünyaya fayda getirmesini dilemek, kendisine karşı önyargısız olmak istemenin göstergesi olsun.

Zira makul ve özgür insan, sadece barışa biat eder.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün