Zamanın tercihi

Hayati MOLİNAS Köşe Yazısı
19 Şubat 2025 Çarşamba

Bitcoin mi, Altın mı? İşte bugünlerde herhesin kafasını kurcalayan soru bu.

Altın, doğada bulunan ve binlerce yıldır insanlık tarafından değerli görülen bir varlık. Eskiden para olarak kullanılıyordu, bugün ise merkez bankalarının en çok rağbet ettiği rezerv çeşitlerinden biri olarak adeta yeniden doğuyor. Bitcoin ise çok daha yeni bir kavram. 2008’deki küresel mali kriz sonrası, geleneksel finans sistemine alternatif olarak ortaya çıktı.

Altının hikâyesi binlerce yıl önce nehir yataklarından toplanmasıyla başladı. Kolay işlenebilir olması, onu süs eşyaları ve takılar için ideal hale getirdi. İlk organize altın madenciliği ise M.Ö. 4000 - 3000 yıllarında Mısır ve Mezopotamya’da başladı. Bugün Çin, küresel altın üretiminin %12’sini gerçekleştiriyor. Onu Rusya ve Avustralya takip ediyor. En fazla altın rezervine sahip ülkeler ise ABD, Almanya ve İtalya.

Tarih boyunca altın, en güvenilir yatırım aracı olarak görüldü. Ancak 2008 küresel finans krizinden sonra geleneksel sisteme duyulan güven sarsıldı ve insanlar yeni alternatifler aramaya başladı. İşte tam da bu noktada Bitcoin doğdu. Gerçek kimliği hâlâ bilinmeyen Satoshi Nakamoto, 3 Ocak 2009’da Bitcoin’i yarattı. Blokzincir teknolojisinin öncüsü olan bu dijital varlık, merkezi bir otoriteye bağlı olmadan işlem yapmayı mümkün kıldı.

Bitcoin’in toplam arzı 21 milyon adet ile sınırlıdır ve bu miktar, yazılım madenciliği yoluyla kademeli olarak piyasaya sürülmekte. Günümüzde ABD, Bitcoin madenciliğinde lider konumda olup küresel üretimin %37,8’ini gerçekleştirmekte. Onu Çin ve Kazakistan takip ediyor.

Altın ve Bitcoin’e yakından bakınca, aslında aralarında pek çok benzerlik olduğunu görmek mümkün.

Her ikisi de arz açısından sınırlı, ancak bu kıtlığın sebepleri farklı. Altın, doğada belli bir miktarda bulunuyor ve çıkarılması giderek zorlaşıyor. Bitcoin ise tamamen dijital bir varlık ve programlanmış bir kıtlık mekanizmasına sahip. Madencilik süreci 2140 yılında tamamen sona erecek.

Altın ve Bitcoin, finansal belirsizliklere karşı birer güvenli liman olarak görülüyor. Altın, yüzyıllardır ekonomik krizlerde yatırımcıların sığındığı bir varlık olduğunu defalarca kanıtladı. Bitcoin ise henüz bu konuda kendini kanıtlamaya çalışıyor.

Her ikisi de enflasyona karşı korunma aracı olarak görülüyor çünkü arzları sınırlı. Merkez bankaları istedikleri zaman altın üretemez ya da Bitcoin basamaz. Bu da onların değerlerini korumalarını sağlıyor.

İnsanlar her zaman devletler tarafından kontrol edilemeyen finansal varlıklar arayışı içinde olmuşlar. Altın, yüzyıllardır bu ihtiyacı karşılayan bir araç konumunda. Ancak özellikle külçe altın düşünüldüğünde, taşıması zor, çalınmaya karşı savunmasız ve günlük alışverişlerde kullanımı pek pratik değil. Sonuçta, külçe altını parçalayıp marketten ekmek almak mümkün değil.

Bitcoin ise bu konuda çok daha esnek. Dijital olduğu için taşıması kolay ve küçük işlemler için rahatça bölünebiliyor. Yani Bitcoin, yalnızca bir yatırım aracı değil, aynı zamanda istenildiğinde bir ödeme yöntemi olarak da kullanılabilir. Bu yüzden zor zamanlarda altından daha değerli olabileceğini düşünenlerin sayısı artıyor.

Günümüzde altın ve Bitcoin konusunda nesiller arasında belirgin bir yatırım tercihi farkı var. Yeni nesiller, fiziksel varlıklardansa dijital varlıklara yönelmeye daha açık. Ayrıca, bankalara ve devlet kontrolündeki finans sistemlere daha az güveniyor ve merkeziyetsiz alternatifleri tercih ediyor.

Bitcoin’in merkeziyetsiz yapısı ve kolay taşınabilir olması, onu sadece bireyler için değil, devletler için de stratejik bir varlık haline getiriyor. Son yıllarda bazı ülkeler, Bitcoin’i resmi stratejilerinin bir parçası olarak değerlendirmeye başladı. 

El Salvador’un 2021’de ulusal Bitcoin rezervi oluşturma kararı, dünya genelinde büyük bir tartışma başlattı. Brezilya’da da benzer bir adım gündemde; yasa koyucular, ülkenin rezervlerinin %5’ini Bitcoin’e ayırmayı öneriyor. ABD’de ise Donald Trump, ulusal finansal güvenliği güçlendirmek için stratejik bir Bitcoin stoğu oluşturma fikrini ortaya attı.

Altın ve Bitcoin, biri geçmişin, diğeri dijital çağın temsilcisi. Finansal sistemler giderek dijitalleşirken ve bireysel özgürlükler daha fazla önem kazanırken, Bitcoin’in altının yerini tamamen alması ihtimal dahilinde. Ancak, tarih boyunca köklü sistemlerin bir anda yok olmadığını defalarca gördük.

Belki de asıl mesele, Bitcoin’in altının yerini alıp almayacağı değil, bu iki varlığın gelecekte nasıl birlikte var olacağıdır.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün