Fransız Devrimi'nden Dünya Kadınlar Günü'ne: Eşitlik mücadelesinin izinde

Nur ŞAUL BARAKAS Köşe Yazısı
12 Mart 2025 Çarşamba

Tarih sahnesinde devrimler yalnızca siyasi düzenleri değil, toplumsal yapıları da derinden sarsar. Fransız Devrimi, “Liberté, égalité, fraternité” (Özgürlük, eşitlik, kardeşlik) sloganıyla yalnızca bir monarşiyi devirmekle kalmadı, aynı zamanda bireylerin hak ve özgürlükleri konusunda yeni bir çağın kapılarını araladı. Ancak, devrim sürecinde kadınların rolü ve talepleri çoğu zaman geri planda kaldı. 1791 yılında Olympe de Gouges tarafından kaleme alınan “Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi”, kadınların da eşit haklara sahip olması gerektiğini güçlü bir şekilde vurguladı. Ne yazık ki, onun bu cesur çıkışı dönemin erkek egemen yapısına karşı bir tehdit olarak görüldü ve hayatına mal oldu. Bu trajik son, kadınların hak ve özgürlük mücadelesinin ne denli zorlu bir süreç olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Günümüzde, Dünya Kadınlar Gününü kutlarken, tarihten aldığımız bu dersleri unutmamak gerekir. Kadınlar yüzyıllardır sadece oy hakkı, eğitim ve çalışma hakları için değil; aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği, şiddetsiz bir yaşam ve adalet için de mücadele ediyor. Bu ün, yalnızca kutlama değil, aynı zamanda bir farkındalık ve mücadele günü olmalıdır.

yüzyılda hâlâ birçok kadın, eşitsizliğin çeşitli biçimleriyle karşı karşıya. İş dünyasında cam tavanlar, siyasette yeterli temsiliyetin sağlanamaması, eğitim fırsatlarına erişimdeki dengesizlikler ve kadına yönelik şiddet gibi konular, çözülmeyi bekleyen temel sorunlar olarak karşımızda duruyor. Kadınların sosyal, ekonomik ve siyasal alanda güçlenmesi, yalnızca kadınlar için değil, tüm toplum için daha adil ve sürdürülebilir bir geleceğin inşasında kritik bir rol oynamaktadır.

Tarih boyunca pek çok medeniyet, kadınlara biçtiği rollerle toplumsal yapıları şekillendirmiştir. Yahudilikte kadın, hem kutsal metinlerde hem de geleneksel pratiklerde önemli bir yere sahiptir. Yahudi geleneğinde kadın, aileyi bir arada tutan temel unsurlardan biri olarak kabul edilir. Erdemli Kadın kavramı, kadının bilgeliğini, çalışkanlığını ve ailesine olan katkısını över. Ayrıca, Yahudi tarihinde kadınların öncülük ettiği birçok hikâye vardır. Örneğin, Ester Kitabı'nda anlatılan Kraliçe Ester, cesareti ve zekâsıyla halkını büyük bir tehlikeden kurtarmıştır. Bununla birlikte, Yahudilikte kadınların dini ve toplumsal rolü zaman içinde değişim göstermiş, modern Yahudi akımları kadınların dini liderlik ve eğitim alanındaki haklarını genişletmiştir. Bugün birçok Yahudi kadın, sosyal ve dini hayatın farklı alanlarında aktif roller üstlenerek eşitlik mücadelesine katkıda bulunmaktadır.

Yahudi toplumu içinde kadınların başarıları yalnızca tarihî anlatılarla sınırlı değildir; modern dünyada da birçok Yahudi kadın, bilimden sanata, siyasetten insan haklarına kadar pek çok alanda büyük izler bırakmıştır. Bilim dünyasında çığır açan fizikçi ve kimyager Rosalind Franklin, DNA'nın yapısını keşfetme sürecinde kritik katkılar sağlamıştır. Politik arenada, Golda Meir, İsrail'in ilk ve tek kadın başbakanı olarak liderlik sergilemiş, kadınların siyasetteki gücünü kanıtlamıştır. Sanat dünyasında Barbara Streisand ve Natalie Portman gibi isimler, yalnızca yetenekleriyle değil, aynı zamanda kadın hakları konusundaki duruşlarıyla da ilham kaynağı olmuştur. İnsan hakları ve aktivizm alanında Ruth Bader Ginsburg, ABD Yüksek Mahkemesi'nde cinsiyet eşitliği için verdiği mücadeleyle hukuk tarihine damga vurmuştur. Bu kadınlar, toplumsal cinsiyet eşitliği adına verdikleri mücadelelerle sadece Yahudi toplumunun değil, tüm dünyanın gurur duyduğu figürler arasında yer almaktadır.

Olympe de Gouges’in ve onun gibi nice öncünün cesareti, günümüz kadın hakları hareketlerine ilham vermeye devam ediyor. Onların mücadelesinin mirasını taşımak, yalnızca kadınların değil, tüm insanlığın sorumluluğudur. Gerçek eşitlik, ancak kolektif bir bilinç ve kararlılıkla sağlanabilir. Bugün, kadınların sesine kulak vererek, onların haklarını savunarak ve adaletin tarafında durarak tarihin doğru tarafında yer alma şansına sahibiz.

Ailemizden, yakın çevremize; iş dünyasından sosyal yardım kuruluşlarına değin nice feminen örnekler liderler bulunuyor. Verdikleri ilhamdan ders çıkarabilenler bayrağı teslim alıp genç nesillere taşıyabiliyor ise ne mutlu onlara.

Festivaller mevsiminde daha eşit daha huzur dolu günlere kucak açmak en büyük dileğimiz. Dünya Kadınlar Günü, sadece geçmişteki mücadeleleri hatırlamak değil, aynı zamanda geleceğe dair bir söz vermektir. Daha adil, daha eşit ve daha özgür bir dünya için bu mücadeleyi birlikte sürdürecek miyiz?

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün