- Alev Ebüzziya S.
Bayram tatili dokuz gün uzayınca, günler, saatler birbirine karıştı. Bu süreçte şehirde kalanlar için karayel esti, poyraz patladı, lodos ise her an zihinleri alt üst etmek için pusuda bekledi. Her ne kadar dokuz gün boyunca dinlendik ya da yeni yerler keşfetmeye gittikse de ‘her işin azı karar, çoğu zarar’. Tıpkı günümüzde aşırı özgüvenli büyüyen çocuklar kadar dengeyi sağlamak için yetişkinlerin de sınırlı çerçeveye gereksinimi olmalı. Şükür pazartesinden itibaren herkes 7/24 ‘normal’ hayatına geri döndü.
↔↔↔
Mart ayında seramik sanatçısı Alev Ebüzziya Siesbye’nin yeni eserleri Paris ve Brüksel’den sonra Galeri Nev İstanbul’da sergilendi.
Dünya seramik sanatının en önemli temsilcilerinden olan Alev Ebüzziya 1963’te gittiği Danimarka’da uzun yıllar kaldı. Bir söyleşide, “Danimarka’nın bana kazandırdığı en önemli iş, ‘görmeyi öğrenmek’ oldu. Bakmak değil, gerçekten görmeyi…” demişti(1).
Kökleri 12. yüzyıla dayanan entelektüel bir Osmanlı ailesinin ferdi olan İstanbul doğumlu Ebüzziya, yaşamını halen Paris’te sürdürüyor.
Alev Ebüzziya’dan söz edildiğinde aklıma önce türkuaz renkli çanaklar gelirdi. Sergilendiği yerde insana dokunma hissi veren, pürüzsüz, kırılganlıkla gücün aynı anda yansıttığı büyülü bir enerji, duygu…
↔↔↔
Siesbye’nin Galeri Nev’deki son sergisi beyaz tonların ağırlıkta olduğu bir koleksiyonu içerdi. Bu tercihin nedeni ise, ‘Fondation Cartier’de düzenlenen sergi için davet edildiğinde konsept beyaz ağırlıklıydı. O da eserlerini bir bütünlük oluşturacak şekilde kurguladı.
Çocukluğunda Giorgio Morandi’ye duyduğu hayranlığını, yıllar sonra önemli olanın form değil, çerçevenin dışına taşan aura olduğunu keşfetmiş.
“Kimileri işlerimde mükemmeliyetçilik aradığımı düşünür. Oysa mükemmellik sıkıcıdır. Önemli olan formun kendi içinde bir titreşime sahip olmasıdır.”
↔↔↔
Puslu bir mart ayını aydınlatan sergiyi izlemek bir ayrıcalıktı. Alev Ebüzziya Siesbye’nin sadelik ve dinginlik yansıtan seramik çanakları, ‘zamansız’lığın simgesi olarak yaşayacak.
Kimilerimiz için önemli/anlamlı olabileceğine inanıyorum. Ebüzziya Siesbye 86 yaşında; halen genç ve yaratıcı.
↔↔↔
Birçoğumuzun gündelik yaşamda kullandığı isimle kimliğimizdeki adı farklıdır.
Onu uzun zamanlar öncesinde, gazete için yaptığım bir söyleşide ‘David Franko’ olarak tanıdım. Sakin, huzur veren, konunun dışına taşmayan bir sohbet oldu. Farklı ortamlarda karşılaşmalar olunca, ortak noktalarda daha rahat konuşur olduk.
Giussepe David Franco’yu 24 Mart günü son yolculuğuna uğurladık.
Kimi insanlarla kan bağınız yoksa, ya da çok samimi değilseniz bile zamansız gidişleri size dokunur. Öyle de oldu.
İş adamı, aile babası kimliğinin yanı sıra toplum hayatında özverili, Kadıköy Lions gibi kurumlarda birleştirici, gençlere feyz veren, yüzünü hiç asık görmediğim bir kişiydi. Ayrıca, ısrarcı olmayıp istediğini yaptırmasını bilen mizacı en yapıcı yanlarından biriydi David Franco.
İtalyan Musevi Cemaati Yönetim Kurulu’ndaki saymanlık görevinin yanı sıra bir dönem geçici, ardından 2019-2022 yıllarında Öğrencilere Yardım Derneği’nde başkanlık yaptı.
David Franco yurt içi ve yurt dışında sayısız ödüller kazanmış bir filatelistti. Hangisini önce sayacağımı bilmiyorum.
Büyük Ödül’e ulaştığı Avrupa Filateli Akademisi ikinci başkanlığını yaptı. Pul koleksiyonu Portekiz’de ‘Onur Sınıfı’nda sergilendi.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, ‘1813-1975 Yılları Arasında Fransız Postaneleri’ başlıklı koleksiyonu ile dünya birinciliğini kazandı. Koleksiyon İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth ve Monaco Prensi Albert Grimaldi koleksiyonları ile birlikte sergilendi. Franco, bu ve benzeri sergilerle Türkiye’yi uluslararası platformlara taşıdı…
Başarılarını üç noktayla bitirmek istemezdim. Saygı ve sevgiyle hatırlayacağım.
Sağlıkla kalın.
(1) Alev Ebüzziya-Siesbye Sergisi, Oksijen 7-13 Mart Elif Tanrıyar’dan alıntılarla derlendi.