Şevii Şel Pesah - Parlak ışığa ulaşmak

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
16 Nisan 2025 Çarşamba

Şevii şel Pesah’ta okunan Beşalah peraşası açıklayıcılar tarafından ‘geula’ peraşası olarak nitelendirilir. Bilginler ‘vayi’ sözcüğüyle başlayan bölümlerde bir olumsuzluk haberi görür. Bu peraşada nasıl bir olumsuzluk görülebilir?

Bene Yisrael’in sadece yüzde yirmisi Mısır topraklarını terk edebilir. Kalanları ‘karanlık’ belası sırasında ölmüş ve defnedilmiştir. Burada yakınlarını kaybedenler kaybettikleri için ağıt yakmakta ve bu geula gibi final geulayı da göremeyecekleri konusunda üzülmektedirler. Halkın yüzde sekseninin böyle bir yıkıma uğramasının nedeni tek kelimeyle ‘asimilasyon’ olarak ifade edilebilir. Halk Mısır kültürüne o kadar entegre olmuştur ki sonuç ciddi bir özümlenme olmuş ve bunun sonucunda bu kesim kurtuluş hakkını kaybetmiştir. Hafets Hayim gelecek kurtuluş için asimile olmaya yatkın olanların aynı durumla karşı karşıya kalabileceklerini öğretir.

Tanrı’nın Avraam ile Ben Abetarim antlaşmasında atalarımızın kendilerinin olmayan bir diyarda yabancı olacakları ve 400 sene boyunca kölelik yapacakları belirtilir. Bu açık ifadeye rağmen Tanrı neden Mısır ülkesine on bela göndermiş ve en son darbeyi neden denizde vurmuştur? Bunu anlamak için Avraam ile yapılan anlaşmadaki ifadeye bakalım. “Vaavadum veinu otam / Köleleştirilecekler ve sıkıntıya düşecekler.” Evet köleleştirilme ve sıkıntılar hatta ağır işler bu anlaşmanın kapsamındadır. Ancak doğan erkek çocukların Nil Nehrine atılması bu anlaşmaya dâhil değildir. Paro ve Mısırlılar burada mida keneged mida yoluyla cezalandırılmıştır. Nasıl ki erkek çocuklar suya atılmak suretiyle yaşamları ellerinden alındıysa aynı şekilde denizde de Mısır ordusunun savaşçılarının yaşamları bitmiştir. Paro son anda teşuva yaparak yaşamını kurtarmayı başarır. Ancak bu olayın izlerini uzun yıllar benliğinde taşır.

“Vehizakti et lev Paro veradaf ahareem/ Paro’nun kalbini güçlendireceğim ve peşinizden gelecek.” Mısır’da başlarına gelen bu kadar cezadan sonra bir kez daha Tanrı’nın neden bu olayı Mısırlıların başına getirdiğini anlamaya çalışalım. Bilginlerimiz bu olayı bir başka Kiduş Aşem olarak niteler. Çünkü Mısır’daki olaylar birçok toplum tarafından sadece habercilerin getirdiği haberler aracılığıyla dolaylı olarak bilinmektedir. Tanrı genellikle dünyanın düzenine müdahale etmez. Tanrı denizi yırtmak üzere devreye girdiğinde yeryüzündeki bütün sular aynı şekilde yırtılır. Herkes bu olayı gözleriyle görür ve Mısır’da meydana gelen olayların gerçekliğine kanaat getirir. Bu olayın artık herkes tarafından bilinmesi ile bir Kiduş Aşem mitsvası daha tamamlanır.

Bene Yisrael özel bir halk olarak her gün Tanrı’nın yardım ve rehberliğini gözleriyle görmektedir. Buna rağmen Mısır ordusuyla deniz arasında sıkışıp kalan toplum her gün Tanrı’nın yardımını yanlarında hissetmesine rağmen büyük bir umutsuzluğa kapılır. Hemen Moşe’nin yanına koşarak serzenişte bulunmaya başlarlar. Moşe halkın üç gruba ayrıldığını görür. Bir grup savaşmaktan, diğeri Mısır’a dönmekten bir diğeri denize doğru yürümekten söz etmektedir. Moşe büyük bir lider olarak halkı yatıştırmaya çalışırken bir taraftan da sıkıntılı anlarda her insanın yapacağını yapar; Tanrı’ya Tefila ile ulaşır. Tanrı ona gerekli yolu gösterir. Bilginlerimiz şöyle der. Eğer bir insan büyük sıkıntı çekiyorsa bunlara sevgi ve sabırla katlanmasını bilmelidir. Tanrı’ya inancını korumalı ve yitirmemelidir. Çünkü bu sıkıntıların sonunda beklediği yardımı görecek ve ulaşmak istediği parlak ışığa mutlaka ulaşacaktır.   

Şabat Şalom – Hag Kaşer Vesameah. 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün